İşlerini geri isteyen akademisyen arkadaşları görmezden gelelim. Hatta onları destekleyenleri de paketleyelim. Hatta desteğe destek için gelenleri de paketleyim. Mümkünse onlara destek çıkanları da paketleyelim. Sonuçta bu insanlar haklarını aramak istiyor. Ne demek hak aramak? Biz sana yeterince hak verdik işte. Otur oturduğun yerde. Açlık grevine de gideceksen git. Sana yardım etmeyeceğiz, senin sesini duymayacağız. Seni hastaneye de yatırdık. Artık son günler. Bir süre sonra sen de kalmayacaksın, bir süre sonra da unutulacaksın... Bu ülkede tivit attı diye adam paketliyoruz. Bir de sonra badem bıyıklımız çıkıp ‘Bizde tüvit attı diye paketlenen yok. Yok böyle şey’ diyor. Hangisine inanırsın? Bence bıyıklı haklı kesin. Neden? Çünkü böyle bir gerçeklikteyiz. Yersen. Adalet Bakanlığı da açıklamış 160 küsur kişi paketledik diye.

Biz özgür bir ülkeyiz. Gezi hareketi emperyalistlerin bize kötü bir oyunuydu. Biz çevreciyiz, çevremizi severiz. Bakın bakanımızın olsun, vekilimizin olsun, tüm sülale devlet kadrolarında yer bulabiliyor. Bundan güzel çevrecilik mi olur?

Türkiye’de hapiste gazeteci yok. Hatta Türkiye’de hapis yok. Bakın bunu ben söylüyorum, neden inanmıyorsunuz? En süper ülke burası. Yabancı basın filan hep bizi çekemediğinden saçma sapan haberler yapıyor. Avrupa’ya mı güveneceksin başına bir şey geldiğinde yoksa bana mı? Bence sen bana güven. Zaten güvensen de güvenmesen de başına bir şey gelecek. E bari başına bir şey gelecek, bana güven.

Bizi çekemiyorlar. Anten taksınlar. Dijital tesbih yapıp sabretsinler. Ya biz bu ülkeye sevdalıyız be. Nehirlerine, ormanlarına sevdalıyız. Biz ülkemize baktığımızda nehir, dağ, çiçek, hayvan, böcek değil. Üretim, tüketim ve satış görüyoruz. Bakın bu ülkenin nehirleri boşa akıyordu. Hepsine HES çektik, jilet gibi olduk. Bazıları çıkıyor terbiyesiz gibi uzaydan çekilmiş fotoğrafları gösterip ‘Ülke çölleşti’ diyor. Ya arkadaş, uzay var mı bi kere? Bu dünya dümdüz. Sen önce onu düzelt.

Tarihi yenide yazıyoruz. Bakın şu aralar kurtuluş savaşı veriyoruz. Eskisini çok da şey etmemek lazım. Oysa şimdi yeni ve süpersonik bir ülke oluyoruz. Diğer ülkeler mal gibi ileri giderken biz müfredattan evrimi kaldırarak geriye gidiyoruz. Ama dediğimiz gibi evrim olmadığı için geriye de işlemesi mümkün değil.

Cahilliği yüceltiyoruz. Sayemizde neredeyse adını bile yazamayacak adamlar, kadınlar bakan, vekil, müsteşar olabiliyor. Eski Türkiye’nin seçkinciliği yok artık. Neymiş yabancı dilmiş. Ya arkadaş, adamsan eğer her dilde derdini anlatırsın. Hello, velkom... Bu aletleri rente karla mı aldınız?

Yeni yepyeni bir ülkeyiz, altyapımızla, trafiğimizle, vatandaşımızla, hakkımızla, hukukumuzla tüm dünya bize bakıp özeniyor. Bakın mesela turistik beldelerde artık turistler bile deniz mayoyla girmiyor. Paso tişört, pantolonla denize giriliyor. Mayo nedir ya zaten. Elin yabancısının sana dayattığı bir bez parçası. Şimdi ülkemize turit de gelmiyor. Hepsi vatanlarındaki yataklarında ‘Acaba nasıl yapacaz da bu süper ülkeyi geçeceğiz?’ diye düşünüyor.

Biz düşünmüyoruz. Çünkü dünyanın en güzel ülkesinin en güzel yerinin en güzel ortamının ortasına bile nükleer santral yapabilecek bir kapasitemiz var. İşte gücümüz buradan geliyor. Artık öyle eskisi gibi yok doğaymış, yok bilimmiş, yok bunlar sonra bizi çok kötü etkilermiş yok. Çünkü hiçbir şey yok. Sadece biz varız.