Dünya Bankası, ‘İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ni artık yayımlamamalı. Sıralama yöntemleri hatalı ve manipülasyona açık. Banka, gelişmekte olan dünyaya da özür borçlu; çünkü yarattığı bu aracın yanıltıcı sonuçları oldu.

Endeksteki ‘iş yapma’ kolaylığını unutun

Jayati Ghosh

Dünya Bankası’nın ‘İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ hem kavramsal anlamda, hem işleyiş anlamında 2003 yılından bu yana tartışma konusu. Fakat ana akım ekonomistlerin eleştirileri ancak son yıllarda duyulur oldu. Yöneltilen bazı eleştirilerin haklı olduğunu Dünya Bankası kabul etti ve bu olumlu bir gelişme. Ancak endeks gelişmekte olan ülkelerde büyük hasara sebep oldu ve artık yayımlanmamalı.

Dünya Bankası, verilerdeki bazı ‘düzensizlikler’ dolayısıyla bu sene endeksin yayınlanma tarihini ertelemek zorunda kaldı. Son velvelenin sebebi sayısal hatalara dayanıyor. Azerbaycan, Çin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait verilerin 2017 ve 2019 yılları özelinde değiştirildiği anlaşılmıştı (dolayısıyla 2017 ve 2020 sıralamalarında sorun vardı). Geçmişte farklı hatalar da yapılmış olabilir. Banka son beş yılın verilerini ‘sistematik bir şekilde’ gözden geçireceğini söylüyor. Bağımsız bir denetim süreci başlatıldı ve hatalardan en çok etkilenen ülkelerin verilerinin düzeltileceği sözü verildi.

ENDEKSTE HATA

Fakat endekse dair diğer endişeleri düşündüğümüzde, bu olası hatalar önemsiz kalıyor. Bankanın eski baş ekonomisti Paul Romer, 2018 yılında yaptığı bir açıklamada endekse dair sert eleştirilerde bulundu. Romer, geçtiğimiz senelerde ülke sıralamalarında gördüğümüz farklılıkların büyük bölümünün endeksteki ‘yöntem değişiklikleri’ yüzünden olduğunu açıklıyor, kullanılan yeni yöntemde ulusal hükümetlerin siyasi görüşlerini çok daha fazla ağırlık verildiği söylüyordu.

Romer’in verdiği örnekte Şili’ye dair verilerin manipüle edildiği anlaşılıyordu. Endekse göre solcu hükümet iktidara geldiğinden beri ülkedeki ‘iş yapabilme ortamı’ kötüye gitmişti. Şili’nin sıralamadaki yeri 2006 ve 2017 yıllarında 25’inci ve 57’nci sıralarda gidip gelirken, ülkede cumhurbaşkanlığı koltuğu da sosyalist Michelle Bachelet ile muhafazakâr Sebastian Pinera arasında el değiştiriyordu.

Bachelet iktidara geldiğinde Şili’nin sıralamada aşağı düştüğü, Pinera geldiğinde ise istikrarlı bir şekilde yukarı çıktığı görülüyordu. Romer “Şili’den ben bizzat özür diliyorum, yanlış lanse ettiğimiz diğer ülkelerden de özür diliyorum” diyordu. Bankanın verileri siyasi gerekçelerle manipüle ettiğini ima ediyordu. Fakat bu açıklamaları takip eden süreçte iddialarını geri çekmek zorunda kaldı ve iki hafta sonra da Dünya Bankası’ndan istifa etti.

YÖNTEMSEL DEĞİŞİKLİKLER

Küresel Kalkınma Merkezi’nden Justin Sandefur ve Divyanshi Wadhwa 2006 ve 2018 yıllarında kendi endekslerini oluşturdular. Endekse dahil ettikleri ülkeler ve kullandıkları yöntemleri de sabit tuttular. Şili örneğinde ülkenin Bachelet döneminde gerilemesi ve Pinera döneminde yükselmesi tamamen yöntemsel değişiklikler ile ilgiliydi. Şili’nin yasa ve politikalarında çok az değişiklik yapılmıştı.

Tüm ‘ülkeler arası’ karşılaştırmalarda olduğu gibi İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ni takip edenler de endeksin ifade ettiklerinden çok ülkelerin sırasına dikkat ediyorlar. Akademik araştırmacılar bile endeksi ‘ülkede hükümetin özel sektör tutumuna’ dair bir gösterge olarak değerlendirip hataya düşüyorlar. Neticede hükümetler daha fazla yabancı yatırım çekmek ve ülke içinde itibar kazanmak için ülkelerini endekste yukarı taşımanın yollarını arar oldular.
Politika yapıcıların bazen ‘sistemi aldatmak’ adına vahim (ve etkili) yöntemlere başvurduklarını gördük. Hindistan hükümeti ülkeyi endekste yükseltecek türden yasa değişiklikleri yaptı ve ülke 2016 yılında 142’nci sıradayken, 2020’de 63’üncü sıraya yükseldi.


HİNDİSTAN’IN YÜKSELİŞİ

Tabii Hindistan’ın yükselişi aslen metodolojik değişiklikler ve ülkelerin küçük puan farklılıkları ile sırada yer değiştirmesi ile ilgiliydi. Gariptir ki, Hindistan sıralamada yükseldiği yıllarda ülkedeki yatırımlar milli gelire oranla düşüyordu. 2010 yılında oran yüzde 40 iken, 2019’da yüzde 30 seviyesine gerilemişti.
İş Yapma Kolaylığı Endeksi, nasıl bu kadar yanılabilmişti? Şüphesiz, endeks hesaplamaları yapılırken çeşitli çıkar çatışmaları süreci etkiliyor olabilir. Hesaplama ekibinin ideolojik eğilimleri ya da büyük, finansal önemi yüksek ülkelerin gönlünü hoş tutma ihtiyaçları da süreci etkileyebilir. Fakat endeksin en büyük problemi, kullanılan tasarının kökten kusurlu olması.

DEVLET DENETİMİ

Endeks, ülkedeki iş ekosisteminin genelini değerlendirme iddiasında olsa da yalnızca devlet denetimine yoğunlaşıyor (bunun yanında bir de vergi göstergesi var, toplam kazancın vergilere oranını gösteriyor). Ülkedeki şirketleri etkileyen bazı finansal, çevresel ve fikri mülkiyet yönetmelikleri endeksin kapsamı dışında. Daha da önemlisi, endeks şirketler ve yatırımcılar için önem taşıyan birçok değişkeni kapsam dışı bırakıyor. Makroekonomik koşullar, politikalar, istihdam, suç, yolsuzluk, siyasi istikrar, tüketim, adaletsizlik ve yoksulluk bunlardan bazıları.

Dahası, endeks yalnızca iş yapma ‘kolaylığına’ ve yönetmeliklerin şirketlere getirdiği maliyetlere yoğunlaşıyor. Yönetmeliklerin getirdiği fayda ya da iş dünyasının geneli için yarattığı kolaylıklar değerlendirilmiyor. Endeks vergileri yalnızca ‘maliyet’ olarak görüyor ve ülkeye modern altyapı ya da eğitimli işgücü gibi önemli ekonomik kazanımlar sağlayabilme ihtimalini göz önünde bulundurmuyor.

ADALETSİZ ORANLAR

Dolayısıyla İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nin ilk prensibi, denetim karşıtlığı: Bir ülkede ne kadar az denetim varsa, ülke endekste o kadar yukarıya çıkıyor. Vergi oranının göstergelere dahil edilme şekli o kadar kötü ki, yürütülen iki bağımsız iç değerlendirmede birden kapsam dışı bırakılması tavsiye edilmişti.
Isabel Ortiz ve Leo Baunach’ın ifade ettiği üzere endeks “toplumsal gelişimi baltalıyor ve adaletsizliği teşvik ediyor.” Çünkü “ülkeleri ‘denetim serbestliği’ yönünde ilerlemeye teşvik ediyor; istihdam güvencesi mekanizmaları zayıflıyor, sosyal güvenlik primleri ve kurum vergileri düşürülüyor.”

Ortiz ve Baunach endeksin artık yayınlanmaması gerektiğini söylemekte haklı. Dünya Bankası yarattığı bu problemli ve yaratıcı aracın şimdiye kadar yol açtığı hasar için gelişmekte olan ülkelere özür borçlu.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Project Syndicate