TÜİK tüketici enflasyonunu yıllık yüzde 70 açıkladı. Üretici enflasyonu ise yüzde 121. Üretici fiyatlarındaki korkunç maliyet artışları nedeniyle önümüzdeki aylarda tüketici fiyatları ivmelenmeye devam edecek.

Enflasyon yüzde 100’e koşuyor

Nisan ayında tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 7,25 artışla yüzde 69,97’ye dayandı. Üretici enflasyonu (ÜFE) ise yüzde 7,67’lik bir sıçramayla yüzde 121,82’ye ulaştı. ÜFE ile TÜFE arasında yüzde 52,2’lik bir fark bulunuyor. Bunun anlamı, diğer etmenler bir yana, üretici fiyatlarındaki korkunç maliyet artışları nedeniyle önümüzdeki aylarda tüketici fiyatları ivmelenmeye devam edecek. İşin en ürkütücü yanı, ekonomi yönetiminin enflasyonu düşürmeye yönelik bir planı ve politikası bulunmadığı gibi, ekonomideki aktörlerin önünü görmesine katkı yapacak az çok inandırıcılığa sahip resmi bir projeksiyona da rastlanılmaması. Örneğin geçtiğimiz hafta açıklanan Enflasyon Raporu 2022 yılsonu enflasyonunu yüzde 42,8 tahmin etmişti. Halbuki daha yılın ilk 4 ayındaki enflasyon yüzde 31,71’i buldu. Diğer bir ifadeyle, bu öngörünün gerçekleşmesi ancak önümüzdeki 8 aylık dönemde aylık enflasyonun yüzde 1 gelmesiyle olanaklı. Ayda yüzde 7,67’lik bir artış gösteren enflasyonun bir anda yüzde 1’e inmesi, 200 kilometre hızla giden bir arabanın aniden fren yapıp takla atmasından farklı sayılmaz.

Baz etkisi söylemi de bir kandırmaca. Yüzde 70 enflasyon daha şimdiden 20 yılın rekorunu kırdı. Ne yazık ki gidişat yüzde 100’e doğru. Eğer önümüzde 6 ay enflasyon biraz hız kesip aylık yüzde 5’e gerilese dahi, ekim sonunda yüzde 100 oranı yakalanacak. Çünkü 2021 yılında son 2 aya kadar göreceli istikrarlı bir enflasyon tablosu söz konusuydu. Örneğin 2021 Mayıs-Eylül aralığında enflasyon ayda ortalama yüzde 1,4, 5 ayda yüzde 7 artmıştı. Halbuki şu anda bir aylık enflasyon bu oranın üzerinde.

Başta hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve AKP sözcülerinin dilinde bir baz etkisi lafıdır gidiyor. Tüm güvendikleri; 2021 Aralık ayında kaydedilen yüzde 13,58’in devre dışı kalıp, yerine Aralık 2022 rakamının girmesi. Artan bu tempoda onun da fazla bir geçerliliği kalmadı. Diyelim kasım sonunda enflasyon yüzde 100 oldu. Aralık 2022 aylık enflasyonu yüzde 5 bile gelirse, enflasyon ancak yüzde 92’ye iner ki, bu da fazla bir anlam ifade etmez.

KİRACILARA DA KÖTÜ HABER

Kiralar normalde on iki aylık ortalama enflasyona göre belirleniyor. Bu gösterge Nisan 2022 için yüzde 34,45 olarak açıklandı. Görece makul bir oran gibi görünüyor. Çünkü enflasyon son aylarda ivme kazandı, ortalama hâlâ o denli yüksek değil. Ufukta enflasyonun düşmesine ilişkin bir belirti de görülmüyor. Bir an için, ekonomi yönetiminin işe el attığını ve enflasyonun düşme eğilimine girdiğini düşünsek dahi, önümüzdeki dönemde matematiksel nedenlerle ortalama yükselecek; kiracılar korkulur ki, yüzde 70 üzeri zamlarla yüz yüze kalacak.

Gıda enflasyonu yüzde 90’a dayandı. Harcama grupları göre enflasyon oranlarına göz attığımızda, gıdanın aylık yüzde 13,38’lik zıplamayla yıllık yüzde 89,10 oranına ulaşması dikkat çekiyor. Ulaştırmada ise aylık yüzde 5,12, yıllık yüzde 105,86 oranı söz konusu. Konuta gelince aylık yüzde 7,43, yıllık yüzde 61,14 artış sergilemiş. Bu üç kalemin TÜFE sepetinde ağırlığı yüzde 56’yı geçiyor. Alt gelir gruplarında bu oran yükselerek, yüzde 70’i buluyor. Diğer bir ifadeyle, dar gelirli yurttaşlarımız son bir gayretle tenceresini kaynatmaya çalışıyor, mecburen kirasını ödüyor, işine gitmek için ister istemez toplu taşıma maliyetine katlanıyor. Sonunda da tüketim deseni, üç harcama kalemine sıkışıp kalıyor. Doğaldır ki kültüre, sanata eğitime, sağlığa, hatta giyim-kuşama harcayacak parası kalmıyor.

Bu mantıktan hareketle yukarıda saydığımız harcama gruplarında, talep yetersizliği nedeniyle fiyat artışlarının daha sınırlı olacağı kestiriminde bulunabiliriz. Nitekim nisan ayı enflasyon verileri bu yaklaşımı doğruluyor. Giyim ve ayakkabıda yüzde 26,2, eğitimde yüzde 27,7, sağlıkta yüzde 36, eğlence ve kültürde yüzde 42,3 ile yüzde 70’lik manşet enflasyonun oldukça altında fiyat artışları gözlemleniyor. Önümüzdeki aylarda bu makasın açılmasını, ekonomik durgunluğun hizmet ağırlıklı sektörleri teslim almasını bekleyebiliriz.

KURU SOĞANA TALİM

AKP’li milletvekillerinin ağzından duyduğumuz çok aşina bir hamasi söylem, “gerekirse kuru soğana talim ederiz” idi. Ne var ki soğan cephesinden de kötü haberler geldi; kuru soğan tek bir ayda yüzde 69,3 artış sergiledi. Korkarız ki millet bu gidişle soğan bile yiyemeyecek hale düşecek. Zaten et, balık filan alamıyorsunuz, diyelim şöyle soğanlı bir patates salatası yapmaya karar verdiniz. Bir de baktınız ki, nisan ayında kıvırcık yüzde 45, domates yüzde 42, patates yüzde 41,1 artınca, bu masum zevkin de maliyeti yüzde 50’yi bulmuş bile.

enflasyon-yuzde-100-e-kosuyor-1011693-1.

ASGARİ ÜCRETE ZAM ŞART

Bilindiği gibi asgari ücrete 2022 başında yüzde 50 zam yapılmıştı. Bu trend sürerse, ilk 6 ayda tüm kazanımlar silinmiş, ücretlilerin alım gücü hızla düşmüş olur. O nedenle başta asgari ücret, kamu ve özel sektörde ücret ayarlamalarının yapılması zorunlu hale geldi.

Özellikle gıdadaki keskin fiyat artışları, bırakınız yoksulluğu önümüzdeki aylarda açlık tehlikesinin baş gösterme riskini artırıyor. İlk elden tüm maaşların enflasyona endekslenmesi talebini yaygınlaştırmak gerekiyor.

SERMAYEYE RANT

Resmi enflasyon yüzde 70 iken, Merkez Bankası bankalara yüzde 14 faizle rant aktarımı yapmayı sürdürüyor. Nureddin Nebati gülücükler saçarak sermayeye yüzde 9 faizle 150 milyar lira dağıtacağı müjdesini veriyor. Bu arada işveren temsilcileri enflasyon muhasebesi talebinde bulunurken, emekçiler de ücretten kesilen vergi dilimlerinin artan enflasyona göre ayarlanması hedefi için sesini yükseltmeli. ABD Merkez Bankası FED bu hafta 50 baz puan faiz artırımı yaptı. Önümüzdeki aylarda faizleri daha da yükselteceği mesajını verdi. Türkiye gibi ağır borç yüküne sahip ülkeler için küresel şartlar giderek zorlaşıyor. Cumhuriyet tarihinin en berbat ekonomi yönetimi ise, enflasyona karşı hiçbir önlem üretmeden, dünyadaki gelişmeleri göz önüne almadan ekonomiyi felakete sürüklüyor.