İzmir’de Urla Zeytineli ve Çeşme Alaçatı Mahallelerinde bulunan ve toplamda 511 parsel arazinin acele kamulaştırılmasına CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel tepki gösterdi

Ensar Vakfı’nın, Urla’daki arazilere ilgisi neden?

BİRGÜN İZMİR

İzmir’de Urla Zeytineli ve Çeşme Alaçatı Mahallelerinde bulunan ve toplamda 511 parsel arazinin acele kamulaştırılmasını öngören, 2054 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının ortaya çıkması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’den sert tepki geldi.

CHP İl Başkanı Yücel, AKP’nin Urla üzerindeki gizli planlarını hayata geçirmek için, kayyum atamasıyla başlayan sürecin devam ettiğini ifade ederek “ Konuyu başından beri yakinen takip ediyor ve Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu konu hakkında sürekli bilgilendiriyorum” dedi.

Yücel, açıklamasında şunları kaydetti:

YABANCIYA GİTMESİN KAMULAŞTIRMASI MI?

ensar-vakfi-nin-urla-daki-arazilere-ilgisi-neden-681253-1.

“Ne İzmirlilere ne de Türkiye’ye, bu acele kamulaştırma kararlarının ülkenin yararı, turizmin gelişmesi için olduğu masalını kimse anlatmasın. Keşke gerçekten niyet bu olsaydı ve doğru bir yol izlenseydi de bizlerde işin ucundan tutsaydık. Ama yangından mal kaçırır gibi, Urla belediye başkanlığına el konulmasının üzerinden daha bir ay geçmeden, üstelikte devletin en üst makamının kararıyla, Urla’da ve Alaçatı da arazi avına çıkılmasında iyi niyet aramak mümkün değil. Elbette bu işin peşin bırakmayacağız. Bu konuda akıllarda birçok soru var. Bu soruların gerçek cevabını bulana kadar da sormaya ve hukuki mücadelemizi vermeye devam edeceğiz. Mesela bu acelenin sebebi nedir? Adalet ve Kalkınma Partisinin, AKP’nin Sayın Genel Başkanının ve çocuk istismarları ve tecavüzleriyle gündemden düşmeyen Ensar Vakfı’nın, Urla’daki arazilere karşı bitmek tükenmek bilmeyen bu ilgisi nedendir? Bu kamulaştırmada yandaşların ısrarı, imar istekleri, adrese teslim ihale hazırlıklarının payı nedir? AKP’nin İzmirlilere olan bu umursamaz ve ciddiye almaz tavrının sebebi nedir? Bu kamulaştırmalarla ilgili Urlalıların, Çeşmelilerin, İzmirlilerin, Büyükşehir Belediyemizin ve alanlarda hem arazisi hem tesisi olan sendikalarımızın görüşleri, neden alınmamıştır? Urla da, Alaçatı da halk ve bu alanda tarım arazisi olan vatandaşlarımız neden hiçe sayılmıştır? AKP’ye yakın veya AKP’nin içinden olan birilerinin, kamulaştırılmak istenen araziler arasında veya kamulaştırmanın dışında bırakılan yakın alanlarda aldıkları araziler var mıdır? Bu acele kamulaştırma telaşı “Yabancıya Gitmesin” telaşı mıdır? Sayın Cumhurbaşkanı Devlet Hava Meydanlarına geçtikten sonra, Ensar vakfına fiyatı indirilerek ikram edilen arazi içinde bir kamulaştırma ve turizm yatırımı planlamakta mıdır?”

KILIÇDAROĞLU’NA DOSYA SUNULACAK

Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm örgütün, milletvekillerinin ve belediye başkanlarının bu kamulaştırmaların peşini bırakmadan en ince detayına kadar araştıracağını, Urla ve Çeşme halkıyla birlikte milletin malına sahip çıkacaklarını söyleyen Yücel, konu hakkında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da bilgilendirdiğini belirterek, şunları söyledi:

“Bu konu hakkında Sayın Genel Başkanımızla görüştüm ve gelişmeleri ayrıntılı bir şekilde aktardım. Önümüzdeki günlerde kendisine ayrıntılı bir dosya sunmak için Ankara’ya gideceğim. CHP olarak halkımızın çıkarına olan işlere, İzmir’in gelişmesine, turizmin büyümesine ve yatırımın önünün açılmasına her zaman destek verdik, yine veririz. Ama yangından mal kaçırır gibi, İzmir halkına ait olan araziler üzerinde rant, çıkar ve eş dost kayırma işlerine, doğanın katledilmesine, hukuksuz ve hak kaybına yol açacak girişimlere izin vermeyiz. Öncelikle kamulaştırma alanı içindeki parselleri tek tek inceleyeceğiz. O alandaki arazi alım satım hareketlerini, kamulaştırma alanı dışında bırakılan alanların kime ait olduğunu, halkımızın mağduriyetini ve nasıl bir turizm alanı planlandığını araştıracağız. Sonra elbette ki ilçe halkımıza bilgi verip görüşlerini alacağız. Alanda yıllardır kendilerine ait tesisleri bulunan sendikalarımızın görüşlerini alacağız. Tüm bunların sonunda, bu işin varsa doğrusunu da, yanlışlarını da kamuoyu ile paylaşacağız. İzmir’de, oldubittiye veya kaptıkaçtıya izin vermeyeceğiz. Bu konuda çevre örgütlerimiz, sendikalarımız, meslek odalarımız, baromuz ve halkımızla ortak bir eylem ve topyekün bir mücadele sergilemek amacındayız.”