Ulusal tabip odaları, ülkedeki hekimlerin temsilcisi olarak hareket etmek; kimi durumlarda bir sendika veya düzenleyici organ, ancak aynı zamanda bir meslek kuruluşu olarak hekimler adına diğer taraflarla görüşmeler yapmak üzere kurulan, halk sağlığı ve refahı ile ilgili konularda tıp doktorlarının uzmanlık birikimini temsil eden kuruluşlardır.

Bu kuruluşlar, genellikle halk sağlığı alanında olmak üzere, üyeleri adına kampanyalar başlatabilirler veya tanıtım/savunu çalışmaları yürütebilirler. Sözü edilen tanıtım/savunu çalışmaları, bunları muhalif politika olarak gören hükümetler tarafından her zaman hoş karşılanmayabilir.

DTB (Dünya Tabipleri Birliği) bu amaca yönelik girişimleri kınar ve ülkelerdeki hekim kuruluşlarının bağımsız işlevlerine hiçbir hükümet müdahalesi olmamasını talep eder. (DTB’nin 2011 yılı Ekim ayında Montevideo-Uruguay’da toplanan 62’nci Genel Kurul kararından.)

***

Türkiye’de Hekimlerin Meslek Örgütünün Bağımsızlığına Saldırı…

Geçen yılın sonunda ve bu yılın başında … hekim meslek örgütünün bağımsızlığına yönelik olarak hükümetler tarafından yürütülen ve yasal düzenlemeleri de içeren kaygı verici gelişmelerden haberdar olduk. Bunlar arasında … en ciddi olanı da Türkiye’de hükümetin Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) temel işlevlerini ve rollerini ortadan kaldırma girişimidir. 

TTB, hükümetin meslek örgütünün işlev ve rollerini ele geçirmesine karşı mücadelelerinde DTB’ne üye birliklerin desteğini talep etmektedir.

TTB şöyle demektedir:

“(Türk Hükümeti) TTB’ni işlevsizleştirmeye yönelik düzenlemeler başta olmak üzere sağlık alanını bütünüyle etkileyen 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yi kabul ederek 2 Kasım 2011 tarihinde yürürlüğe koymuştur.

663 sayılı Kararname ile;

·      TTB’nin kuruluş yasasında yer alan “tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” amacı ortadan kaldırılmıştır.

·      Sağlık Bakanı’nın karar alma çoğunluğundan da fazla üyeyi tek başına atadığı ‘Sağlık Meslekleri Kurulu’ oluşturulmuş, TTB ve diğer sağlık mesleği örgütlerinin yetkileri ile yükseköğretim kurumlarının pek çok yetkisi bu kurula verilmiştir.

·      İlaç, tıbbi cihaz ve ürünlerin dışında kalan alanlarda da yapılacak klinik araştırmaların yapılma izninin ve bu araştırmaların denetimine yönelik yetkiler de Sağlık Bakanlığı’na verilmiş(tir).

·      “Tıpta uzmanlık eğitimi ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek” yetkisi de Sağlık Bakanlığı’na verilmiş, yükseköğretimin akademik özerkliği ile bilimsel özgürlüğüne müdahale yetkisi tanınmıştır.

·      (S)ağlık çalışanlarının hangi alanlarda sertifika eğitimi alacaklarını, bu eğitimin içeriğini ve bu eğitimi kimlerin vereceğini belirleme ve sertifika düzenleme … bütün sağlık çalışanlarının alacakları eğitimleri kredilendirme, izleme ve denetleme yetkisi de Bakanlığa verilmiştir.”

 Ne yazık ki, yasama organın yetkilerini yok sayarak Anayasa’ya aykırı kanun gücünde Kararname çıkarılması, ülkedeki yönetimin demokratik değil totaliter bir yönelimi olduğunu ortaya koymaktadır.

(Y)apılan değişikliklerle, hükümet politikalarıyla uyumlu tavır almayan meslek kuruluşlarının ve öğretim üyelerinin baskı grubu olma özellikleri sindirilmeye, işlevleri boşaltılmaya çalışılmaktadır.

DTB, meslektaşlarımızın mesleki bağımsızlıklarının ve mesleğin kendini denetleme yetkisinin korunması konularında nasıl destek sunabileceğini TTB ile birlikte değerlendirmektedir. (DTB Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber’ın DTB Kurucu Üyeleri’ne, DTB Konsey Üyeleri’ne, DTB Konsey Danışmanları’na, DTB Görevlileri’ne gönderdiği 12 Ocak 2012 tarihli mektuptan.)

***

DTB Başkanı Dr. José Luiz Gomes Do Amaral (Brezilya) ve DTB Konsey Başkanı Dr. Mukesh Haikerwal (Avustralya) önümüzdeki hafta Türkiye’ye geliyorlar.

Hekimliğin değersizleştirildiği…

Hekimlerin itibarsızlaştırıldığı…

Mesleki özerklik, klinik bağımsızlığın yok edildiği…

Hekim örgütünün siyasi iktidar tarafından kuşatılmaya, teslim alınmaya (teslim alınamıyorsa da susturulmaya, uysal koyunsulaştırılmaya) çalışıldığı Türkiye’de…

“Hekimliğin ve Meslek Örgütünün Özerkliği”, “Mesleki Özerklik ve Klinik Bağımsızlık” başlıklı ikili konferanslar verecekler.

16 Nisan Pazartesi Ankara’da, 17 Nisan Salı İstanbul’da.