Anıl Varlı Halk arasında “sara hastalığı” olarak bilinen ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkan epilepsi, birçok sorunu beraberinde getiriyor. Dünyada 65 milyon, ülkemizde ise 850 bin epilepsi hastası bulunuyor. Ne engelli ne de sağlıklı bir birey olarak görülen epilepsi hastaları, iş bulmakta zorlanıyor. Türkiye Sakatlar Derneği ve Epilepsi ile Yaşam Platformu […]

Epilepsi hastaları işe alınmıyor

Anıl Varlı

Halk arasında “sara hastalığı” olarak bilinen ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkan epilepsi, birçok sorunu beraberinde getiriyor. Dünyada 65 milyon, ülkemizde ise 850 bin epilepsi hastası bulunuyor. Ne engelli ne de sağlıklı bir birey olarak görülen epilepsi hastaları, iş bulmakta zorlanıyor.

Türkiye Sakatlar Derneği ve Epilepsi ile Yaşam Platformu Başkanı Ebru Öztürk epilepsi hastalarının sorunlarına ve toplumsal önyargılara dikkat çekti. İntiharların en fazla görüldüğü hastalığın epilepsi olduğunu vurgulayan Öztürk, hastalığın toplum tarafından yeterli bilinmemesinin kişilerin dışlanmasına sebep olduğunu belirtti.

“Sürekli nöbet geçirilmediği için dünyada engel derecesi saptanamayan tek hastalık epilepsi” diyen Öztürk, konuyla ilgili yasa tasarısı üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Öztürk, çalıştıkları bir diğer yasa tasarısının ise epilepsi hastalarının ehliyet alması üzerine olduğunu kaydetti. Öztürk, “5 yıl nöbet geçirmeyene ve ilaç kullanmayana ehliyet veriliyor.

Avrupa’da bu süre 2 yıl ama biz 5 yıla da razıyız. Ancak biz ‘ilaç kullanmayana’ ifadesini değiştirmeye çalışıyoruz. İnsanlar ömür boyu ilaç kullanabilir. O zaman tansiyon, şeker ilacı kullananlara da ehliyet verilmesin. Eşitlik ilkesine uygun bir hareket” dedi. En fazla işsizliğin epilepsi hastalarında olduğunu dile getiren Türkiye Sakatlar Derneği ve Epilepsi ile Yaşam Platformu Başkanı Ebru Öztürk konuşmasını şöyle sonlandırdı: “En büyük sorunlarımız toplumdan dışlanma ve işe alınmama. Bilinçli olunmadığı için işverenlerde kişi fenalaşır da başıma bir şey gelir korkusu var. Belirli şeylere dikkat edildiği takdirde her işi yapabilirler. Mesela; inşaat mühendisi olabilir ama ofiste çalışabilir, sahada değil. Doktor olabilir ama Operatör Doktor olamaz. Yüzme öğretmeni olabilir ama dalgıç olamaz.”

***

Nöbet geçiren kişiye ne yapılmalı?

“Yardım edelim diye çok büyük hatalar yapıyoruz” diyen Öztürk, nöbet geçiren kişiye kolonya veya soğan koklatmanın oldukça yanlış olduğunu ve nöbet sürecini uzattığını vurguladı. Nöbetin 40-50 saniye sürdüğünü belirten Öztürk, nöbet geçiren kişiye yapılması gerekenleri şöyle sıraladı;

♦ Baş altına yumuşak bir cisim konulmalı.

♦ Kişinin etrafı açılmalı.

♦ Ağızdan köpük geldiğinde baş, yana döndürülmeli.

♦ Nöbet geçiren kişinin el ve ayakları asla tutulmamalı ve etrafındaki cisimler kişiden uzaklaştırılmalı.

♦ Kişinin ağzı kilitlendiği zaman zorla açmaya çalışılmamalı, aksi takdirde çeneye büyük zarar verilebilir.

♦ Dil geriye kaçtığı zaman kişi nefes alamıyor diye panik yapılmamalı. Kişi o anda burundan nefes alabilir.

♦ Kişiye sakince yaklaşılmalı, korkmaması gerektiği ve şu an nerede olduğu söylenmeli.