Bilimin aslında sosyal ve kültürel bir pratik olduğu, yerel ve yerli bağlamlar olmadan anlaşılamayacağı fikri ortaya çıktığında epistemik şiddet fikri de bilim tarihçileri tarafından mercek altına alınmaya başladı.

Epistemik şiddet ne demektir?

Derya Gürses Tarbuck

Epistemik Şiddet (bir tavır ve metodoloji olarak), bir tahakküm şeklidir ve genellikle egemenin öteki olarak adlandırdığı özneye uyguladığı entelektüel yaptırımdır. Terim iki filozofun ortaklaşa eseridir. Michel Foucault’ya göre episteme; entelektüel dünyamızı yöneten bir kavramdır. Tarihsel bir kavram olarak episteme, içinde yaşanılan dönemin ve coğrafyanın kültürel kodlarını barındırır.


Farklı türden bilginin ve değişik bilme türlerinin varlıklarına yönelik bir tahakküm kurma çabası, epistemik şiddetin belkemiğini oluşturur.

Epistemik şiddet; postkolonyal teori çalışanlar tarafından geliştirilmiş bir kavram, Gayatri Spivak başta olmak üzere bu konuda okumalar yapmak mümkün; kolonileştirilmeye maruz kalmış grupların sesi nasıl duyulur kaygısıyla başlayan kavramsallaştırma çabasıdır.

Spivak’a göre “Epistemik şiddetin mevcut en açık örneği, sömürge öznesini Öteki olarak oluşturmaya yönelik uzaktan yönetilen, geniş kapsamlı ve heterojen projedir.”

Gayatri Chakravorty SpivakGayatri Chakravorty Spivak



“Spivak, Foucault’nun epistemik şiddet nosyonunu sömürge durumuna bağlayarak, onun Avrupa merkezciliğini ifşa eder; daha sonra terimi, geçmiş ve şimdiki kesişen ırkçılık, cinsiyetçilik ve sınıfçılığın zararlı sömürge mirasına dayanan çoklu şiddet içeren güç ilişkilerinin eleştirisi için kullanmaya devam eder. Spivak’a göre epistemik şiddet, doğrudan ve fiziksel şiddet de dahil olmak üzere her zaman diğer şiddet biçimleriyle iç içedir.”

Epistemik şiddetin bilim tarihindeki yansımasının ilk varsayımı, bilimin soyut ve genelgeçer bir araştırma pratiği olduğudur.

Bu varsayıma göre bilim, ilerlemeci bir perspektiftedir ve Avrupa hem coğrafi hem de emperyalist olarak genişledikçe bilim de o şekilde dünyaya yayılır, fikri hâkimdir.

Madun Konuşabilir mi? Yazar: Gayatri Chakravorty Spivak Çeviri: Emre Koyuncu Yayın Evi: Dipnot Yayınları Basım Tarihi: 2020Madun Konuşabilir mi? Yazar: Gayatri Chakravorty Spivak Çeviri: Emre Koyuncu Yayın Evi: Dipnot Yayınları Basım Tarihi: 2020



Anglo-Saxon gelenekte bu türden bir tarih yazımı Whig düşünce okulu tarafından geliştirilmiş ve 80’lerden sonra ağır eleştiriye uğramıştır.

Bilimin aslında sosyal ve kültürel bir pratik olduğu ve yerel ve yerli bağlamlar olmadan anlaşılamayacağı fikri ortaya çıktığında epistemik şiddet fikri de bilim tarihçileri tarafından mercek altına alınmaya başladı.

Dolayısıyla dekolonizasyon temalı bilim tarihi çalışmalarının öncelikli olarak yapması gereken iki şey olduğu sonucu çıktı ortaya:

1.Epistemik şiddetin bilimsel faaliyetin çeşitli ve kültürel nüansları olduğu fikrini nasıl bastırdığına yönelik bir tarihsel eleştiri getirmek.

2.Bu çeşitliliği dekolonizasyon çerçevesinde tarih yazımına yeniden kazandırmak, yani Spivak’ın deyişiyle Madun’a ses olmak.

Burada bilim tarihçisinin bir tür aktivizm içine girdiği doğrudur ki buna Spivak, Yaratıcı Aktivizm diyor, ve bu tavır da bilimciligin nötr veya tarafsız olma mitine yönelik bir tehdit içeriyor -ki bu da sonuna kadar meşru bir tavırdır.

Bilginin Arkeolojisi Yazar: Michel Foucault Çeviri: Veli Urhan Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları Basım Tarihi: 2022Bilginin Arkeolojisi Yazar: Michel Foucault Çeviri: Veli Urhan Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları Basım Tarihi: 2022