Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Eray Canberk, iyi bir ozan ve çevirmen olduğu kadar Türkçe duyarlığıyla da bilinen bir yazardır. Eksik olmasın, BirGün’deki yazılarımızı sürekli izler, görüşlerini paylaşır, zaman zaman da Sözcükler dergisindeki “Okuma Günlüğü”nde adımızı anar…

Geçen hafta bir mektup aldım ondan. Toplumun dil konusundaki özensizliğinden yakınıyordu:

“Azizim Aşut,

Neredeyse hiçbir alanda dile özen gösterilmez oldu. Genç yazarlara bakıyorum, öyle… Bir iki gazete dışında gazeteler öyle… Siyasiler öyle… Televizyonlar öyle… ‘Korona turnusol görevi gördü!’ deniyor. Hiç de değil! Üstelik ‘Korona felâketi’, fırsatı ganimet bilenlerin çok işine yaradı. Korona ayrıca sağduyu sahibi bir kesim dışında kimsenin umurunda değil. (Ben ‘taçlı musibet’ diyorum Korona’ya. Korona’yı nezle, grip, tifo gibi küçük harfle mi yazmalı?)”

•••

Sevgili Canberk, o bilindik çelebi üslubuyla daha sonra yabancı kökenli iki sözcüğü irdeleyip değerli önerilerde bulunmuş. Mektubunu -yer darlığı yüzünden- özetleyerek aktarıyorum:

NAVİGASYON: Taşıtlarda, özellikle de taksilerde kullanılmakta olan yol ya da adres gösterici aygıta ‘navigasyon’ deniyor. Tahsin Saraç’ın Fransızca-Türkçe sözlüğünde karşılığı şöyle: “Denizcilik, gemicilik. / Deniz yolculuğu, denizlerde dolaşma. / Gemilerde hareket bilim ve tekniği, seyrüsefer, seyir. / Yolculuk, hava yolculuğu.”

Görüldüğü gibi öncelikle ‘deniz’ ile ilgili durum / eylem bildiren bir sözcük. Araç / gereç anlamı olması için “navigatör” (navigateur) denmesi gerekir ama sözlük anlamı “deniz yolculuğu yapan / denizci / gemici”… İnternet dünyasında da kullanılıyormuş. Bu sözcüğe dilimizde “rehber / yol gösterici / adres bulucu” denebilir.

DESTİNASYON: “Uluslararası falanca turizm kuruluşu İspanya’yı ve Türkiye’yi destinasyon olarak gösteriyor” türünden haberler okuyoruz. Hem Türkçe olmayan hem kendi dilindeki anlamından farklı bir anlamda kullanılan “navigasyon” sözcüğü dilimize yerleşmişken bir de “destinasyon” çıktı başımıza diyordum ama yanılmışım. Fatma (eşim) bu sözcüğün turizmciler tarafından çoktan beri kullanıldığını söyledi! Turizmcilerin dilinde “gidilecek yer / tercih edilecek yer” anlamında kullanılıyormuş.

Destinasyon (destination) sözcüğünün T. Saraç sözlüğündeki karşılığı da şöyle: “Yapılış amacı, kullanılış amacı / Yön / Ayırma, kullanma / Gönderilecek yer; gidilecek, varılacak yer.”

Sözcüğün kökeni Latince ‘destinatio’ (çözümleme, ayrıştırma / tayin, atama)… Öncelikle “uç, son, nihayet, akıbet” ve giderek “alınyazısı, kader, yaşam (ömür), gelecek, görev, eğilim, gönül eğilimi, yönelim, yöneliş, (varoluş) nedeni” anlamında kullanılıyor. Sonra anlam genişlemesiyle “amaç, yön, yönseme, yönelim” anlamlarında kullanılıyor (Fransızca Petit Robert adlı sözlükten).

Kısacası “yer, yöre, bölge” varken neden “destinasyon”? Ekşi Sözlük’te “Şuna ‘gidilecek yer’ deseniz olmaz mı?” demiş birisi.

•••

Eray Canberk’in son eleştirisi ise öz Türkçe “öngörü” sözcüğünün yanlış kullanımıyla ilgili:

“Öngörülü olmak” ile “öngörmek” zaman zaman karıştırılıyor. “Öngörülü” olmak, bir bakıma “önsezili olmak” ya da “tahmin etmek” bence. Yaşar Çağbayır’ın Ötüken Türkçe Sözlük’ündeki tanımlar şöyle:

Öngörmek: İlerisi için kararlaştırmak; göz önünde tutmak; derpiş etmek. / Olması gerekeni belirtmek. / Ortaya koymak; kararlaştırmak. (Bence “öncelik tanımak / gerekliliğini belirtmek” de denebilir.)

Öngörü: Bir işin ileride nasıl olacağını, nereye varacağını önceden kestirebilme; bu kestirmeye göre davranma.

“Mühendis binanın yıkılacağını kestirdi (tahmin etti, sezdi).” yerine “Mühendis evin yıkılacağını öngördü.” denebiliyor… Özellikle televizyon haberlerinde bu tür yanlış söylemler kullanılıyor…

•••

Değerli katkıları için Eray Canberk’e teşekkürler…