12 Eylül darbesinin ardından idam edilen Erdal Eren, ölümünün 41. yılında yoldaşları Sinan Suner ve Ercan Koca ile birlikte mezarı başında anıldı.

Erdal Eren, idamının 41. yılında Ankara'daki mezarı başında anıldı

12 Eylül darbesinin ardından yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren, öldürülmelerinin 41. yılında yoldaşları Sinan Suner ve Ercan Koca ile birlikte mezarları başında anıldı.

Emek Gençliği tarafından düzenlenen anmaya, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, HDP ile CHP üye ve yöneticileri de katıldı. Mezarlığın 2 No’lu Kapısında toplanılarak Erdal’ın mezarına yapılan yürüyüşte, ”Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm”, “Denizlerden Erdal’a, gençlik emeğin saflarında” sloganları atıldı.

"ERDAL SERMAYE İKTİDARINA KARŞI ÖRGÜTLENMİŞ BİR GENÇTİ"

Erdal’ın mezarı başında Emek Gençliği adına konuşan Zehra Kekeç, “Erdal henüz lise sıralarında bu sermaye iktidarının halk üzerindeki yıkıcı sonuçlarını değiştirmek için örgütlü mücadeleye atılan bir gençti” dedi. Bugün halkın üzerindeki baskının o dönemden farklı olmadığını belirten Kekeç, bu ekonomik sıkışmışlık içinde patronların hâlâ zenginliklerini artırırken liseli öğrencilerin kaynak kitaba erişimde dahi sorun yaşadığını söyledi. Meslek liselilerin ucuz iş gücü olarak kullanılırken, üniversitelilerin her geçen gün gelecek kaygısıyla yüzleştiğini belirten Kekeç, iktidarın ise elindeki kaynakları gençlerin ihtiyaçlarına değil bir avuç sermayedara aktardığını söyledi. Gençliğin sessiz kalırsa geleceğini kaybedeceğini vurgulayan Kekeç, “Bizler bunu Denizlerden, Erdal’dan öğrendik. Bu yüzden eşit ve özgür bir dünya için Erdal’ın kararlılığını mücadelesini anmalı ve anlamaya çalışmalıyız.

"12 EYLÜL DİMDİK AYAKTA"

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, YÖK’ün varlığı, milletvekilliklerinin dokunulmazlığının kaldırılması, grevlerin yasaklanması, belediyelere kayyum atanması, barınamıyoruz diyen öğrencilerin yerlerde sürüklenmesi, ülke kaynaklarının uluslararası sermayenin talanına açılması, ülkenin kararnamelerle yönetilmesine dikkat çekerek, “12 Eylül hâlâ dimdik ayaktadır” dedi.

"ÜLKEYİ TEK ADAM REJİMİNDEN KURTARACAĞIZ"

Denizler ve Erdalların bıraktığı mirasa dikkat çeken Akdeniz, bunun ülkeyi tek adam ve tek parti rejiminden kurtarmak, en geniş halk ittifakını kurmak ve ekonomide yaşanan krizle birlikte sınıf uçurumuna karşı meydanlara inmek olduğunu söyledi. Akdeniz, “Erdal’ın mücadelesi 15-16 Haziranlardan dün İstanbul’da işçi mitinge uzandı. ‘89 bahar eylemleri metal fırtınalara uzanacak. Gençliğin parasız bilimsel demokratik özgür üniversite mücadelesi Boğaziçi’de ODTÜ’deki mücadelelerde yükseliyor. Bunları gerçekleştirdiğimizde o zaman Erdallara, Denizlere sözümüzü tutmuş olacağız” dedi. Gençliğin örgütlenme ve mücadelesinin 12 Eylül’ün tuğlalarını bir bir yıkacağını vurgulayan Akdeniz, “Erdalları bağımsız, demokratik ve özgür bir Türkiye mücadelesinde yaşatacağız” dedi.

NE OLMUŞTU?

ODTÜ öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 akşamı Ankara Yukarı Ayrancı semtinde, duvara yazı yazarken, dönemin MHP’li Bakanı Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vuruldu. Kurşunlamakla yetinmeyen ve yaralı olan Sinan’ı arabasına alan Ezendemir, başkent sokaklarında dolaştırıp Sinan’a işkence etti. Kan kaybından öldüğünü anlayınca da Sinan’ı bir hastanenin kapısına atıp kaçtı.

Olayın duyulmasının ardından ODTÜ’lü arkadaşları ve yoldaşları 2 Şubat 1980’de Sinan Suner’in öldürüldüğü Ayrancı Hoşdere Caddesi’nde eylem düzenledi. Yapılan protestoya askerlerin müdahalesi sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge yaşamını yitirmişti. Erdal Eren, Önge’yi vurduğu iddia edilerek gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevi’ne konulan Eren, 12 Eylül’ün ardından darbeci Kenan Evren’in “Asmayalım da besleyelim mi?” talimatı doğrultusunda 13 Aralık 1980’de idam edildi.

Erdal’ın idamının ardından yapılan protestoda gözaltına alınan yine devrimci bir lise öğrencisi Ercan Koca da 16 Aralık’ta polislerin işkencesinde öldürüldü.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel