Erdoğan'a 'kaçık' demek suç değil
İleri Haber’de yer alan habere göre,İleri Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hanife Şahan hakkında "cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla açılan davadan beraat kararı çıktı. Şahan, “Kaçak Sarayın Kaçık Sultanı” başlıklı bir haber dolayısıyla yargılanıyordu. 'Kaçık' kelimesinin sözlükteki anlamına değinen mahkeme, yazının hakaret içermediğini ve basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Mahkeme gerekçeli kararında haberin ve başlığın basın özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek “Basın organlarının kaynağını açıklamak zorunluluğu olmaksızın edindikleri bilgi ve belgeleri yine kamuoyunu ilgilendirir nitelikte haberleri kamuoyuna aktarmalarının bir hak olduğu kadar basın yayın organlarının görev alanı içerisinde olduğu tartışmasızdır” ifadelerini kullandı.
İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararlara atıfta bulunulan gerekçeli kararda Cumhurbaşkanı’nın siyasi bir kişiliğinin olduğunun tartışmasız olduğu ve yöneltilen eleştirileri ağır da olsa hoşgörü ile karşılaması gerektiği vurgulandı.
‘KAÇIK DEMEK OLAYA BAKILINCA SUÇ DEĞİL’
“Kaçak Sarayın Kaçık Sultanı” başlığının hakaret içerdiğinin iddia edildiği söylenen kararda şu ifadeler yer aldı:
“Kaçık kelimesine yüklenen anlama bakıldığında Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde ‘Bazı davranışları dengesiz, tutarsız olan’ anlamında tanımlandığı, kelimeye halk arasındaki kullanımlarda yüklenen anlamın da, sözlük anlamına yakın olduğu ve daha çok ne yapacağı belli olmayan, alışkanlık dışı, normal olmayan, uç davranışlar sergileten anlamında kullanıldığı görülmektedir.
…Cumhurbaşkanı’nın gezinti yaptığı esnada bir cafede oturan gençlerin sigara içtiklerini görüp öfkelendiği ardında da zabıtaya talimat vererek gençlerin yakalanmasını istediği ve cafeye ceza yazdırdığı, bu tutum ve davranışı ile Cumhurbaşkanın daha çok sultan'a benzetildiği anlaşılmaktadır. Olayın kamu oyuna yansıdığı tarihlerde, Cumhurbaşkanının kapalı alanlarda sigara içilmesinin yasak olmasına rağmen mevzuata aykırı olarak kapalı alanda sigara içen gençlere bu davranışları nedeni ile kızmış olduğu bilinmekle birlikte, yapılan haberde Cumhurbaşkanının bu yaklaşımının eleştiri konusu yapıldığı, ve yazı bütünlüğü gözetildiğinde davranışın normal olmayan, uç bir davranış olduğu anlamı yüklendiği değerlendirilmiştir. Mevcut hali ile yazı içeriğinin eleştiri mahiyetinde olduğu ve başlığında yazı bütünlüğünden ayrıştırılarak bağımsız olarak değerlendirilemeyeceği,( 4. hukuk dairesinin 2013 tarih ve 13939 / 12248 sayılı içtihadında) ve yine yargıtayın benzer nitelikli içtihatlarında belirttiği üzere , yazı başlığının toplumun ilgisini çekmek için daha çarpıcı , ilgi ve alakayı daha fazla cezbedici nitelikte verilebileceğinin kabul edildiği, suça konu haber başlığının da daha fazla ilgi çekmek için çarptıcı bir nitelikte sunulduğu, aksinin kabulü halinde yazı bütünlüğü içersinde eleştiri amaçlı kaleme alındığı anlaşılan yazının, suç teşkil ettiğinin değerlendirilmesi durumunda , demokrasinin mihenk taşlarından biri olan basın özgürlüğü kavramının fazlası ile daraltılmış olacağı, Türk Yargıtayının ve İnsan hakları mahkemesinin yukarıda da zikredilen örnek içtihatları ile belirlendiği üzere, siyasi kişilik taşıyan kişilerin ağır ve incitici de olsa ,kendisine yöneltilen eleştirileri vatandaşlara göre daha fazla hoşgörü ile karşılaması gerektiği, bu yaklaşımın basın özgürlüğü sınırlarını genişleterek demokrasi ve hukuk devletinin daha sağlıklı işlemesine katkı sunacağı tartışmasısızdır. Bu yaklaşımla suça konu edilen haber içeriği ve başlığının kırıcı, incitici bir üslupta kaleme alındığı ve bu hali ile manevi tazminata konu yapılabileceğinin kabulünün gerektiği , ancak yukarıda belirtilen nedenlerle, yazı bütünlüğü içersinde başlığın TCK nunun 125 . maddesinde unsurları tanımlanan ve TCK’nu 299. maddesinde yaptırıma bağlanan hakaret suçunun unsurlarını taşımadığı kanaati ile beraat kararı verilmiştir."