Erdoğan’ın her konuşması şifreli bir metin gibi olmaya başladı. Gazeteciler, politikacılar “Herhalde başka bir şey demek istedi” diyerek çözmeye çalışıyor. Bu mesaj yöntemi zaman kazanmaya, gündem değiştirmeye yönelik olabilir. Esas endişe “Erdoğan, ya söylediklerine inanacak duruma geldiyse?” sorusuyla başlıyor.

Erdoğan’a ne oldu?

AKP Genel Başkanı Erdoğan bugünlerde yine sazı eline aldı. Her gün birkaç yerde konuşma yapıyor. Açılışların, müjdelerin ardı arkası kesilmiyor. Haftada bir gün kule ya da bayrak direği, günaşırı cami açılışı yapıyor. Önümüzdeki dönem Türkiye’sinin iç ve dış politik hatlarına dair cümleler kuruyor. Gazeteciler, politikacılar Erdoğan’ın televizyon programlarında grup toplantılarında anlattıklarını analiz etmeye çalışıyor, ipucu arıyor. Ama son dönem iş tam anlamıyla kördüğüme dönüştü. On gün içinde söylediklerinin birkaçını alt alta yazınca durumun vahametini görmek mümkün.

• Bay Meral: Toplumu ve kendisini Bay Kemal’e alıştırdı. Ama yeni rakibi kadın olunca mevzu biraz değişti.

• Daha neler olacak: Meral Akşener’e Rize’de yapılan saldırılarla ilgili konuşurken sarf ettiği cümle uzun süre konuşuldu. Tehdit, baskı, muhalefeti susturma gibi onlarca başlık üzerinde konuşuldu.

• Çok partili sistem: Muhtemelen koalisyonları kastediyor. Ama söylediği söz üzerine acaba ABD’de olduğu gibi “iki partili bir sistem” mi var? diye düşünenlerin sayısı oldukça fazlaydı.

• 128 maddelik anayasa: Ortalık Merkez Bankası’nın eriyen 128 milyar dolarlık rezervi ile ilgili tartışmayla inlerken, Erdoğan yeni anayasa çalışmasıyla ile ilgili bir bilgi daha verdi. AKP’nin çalıştığı anayasa taslağı 128 maddeden oluşuyor. 120 değil 130 değil 128.

• 3’üncü doz aşı: Türkiye aşı konusunda her hafta dünya sıralamasında bir alt basamağa düşerken Erdoğan üçüncü doz aşısını olduğunu açıkladı. Eğer dediği doğruysa Erdoğan ilk aşısını, aşının ülkeye ilk geldiği tarihten yaklaşık bir ay önce oldu demektir. Üstelik Sağlık Bakanlığı’nın bugüne kadar üçüncü doza dair herhangi bir çalışma yapmadığı da biliniyor.

• Nankörlük yapılıyor: Erdoğan pandemi döneminde yurttaşa ekonomik destek yapılmadığı konusundaki eleştirilere de çok kızıyor ve “nankörlük yapılıyor” diyor. Tıpkı Malatyalı esnafın “Açız” feryadına “Abartıyorsun” dediği gibi. Erdoğan ülkede yoksulların ve işsizlerin olduğuna inanmıyor.

• Öldürdün mü?: Erdoğan’ın TRT’de yaptığı program da çok ilginçti. Konuların hatta soruların önceden verildiği ve çalışıldığı çok açıktı. Buna rağmen pot kırmayı başardı. Bunun da tek nedeni soruyu soran gazetecinin beslediği canlının bir hafta önce ölmüş olmasıydı. Evinde canlı besleyen gazeteciye “Öldürdün mü?” diye soru sordu.

• Talimat verdim temizlenecek: Aylardır ülkenin en önemli çevre sorunu olarak konuşulan deniz salyası meselesine nihayet Erdoğan da dahil oldu ve “Talimat verdim temizlenecek” dedi. Meğer salya sorunu da tıpkı faiz gibi bir talimata bakıyormuş.

• Benden önce ağaç yoktu: Erdoğan kendisi belediye başkanı olmadan önce İstanbul’un ağaç fakiri olduğunu iddia etti. Bereket yeşil alanları gösteren kayıtlar halen yerinde duruyor.

ERDOĞAN BUNLARI NEDEN YAPIYOR?

Kuşkusuz bu konuyla ilgili uzun bir liste yapmak mümkün. Ama biz yine de özetleyelim ve üç maddede durumu anlatmaya çalışalım.

1. EN BİLDİK YOLU ZAMAN KAZANMA:

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan için işlerin iyi gitmediği çok açık. 7 Haziran sonrası kurulan ittifak su alıyor. Hem içeride hem ülke dışındaki gelişmeler gediği büyütüyor. Erdoğan’ın erken ya da zamanında yapılacak seçimi kazanma ihtimali çok düşük. Bunun için manevra değişikliğine ihtiyaç duyuyor. Ama karar anına kadar başta batıyla ilişkiler olmak üzere netleşmesi gereken başlıklar var. O zamana kadar kendini çok bağlamayacak ama gündemde tutacak başlıklarla partisini, ittifak ettiği güçleri ve seçmeni oyalıyor.

2. TAKTİK OLARAK YENİ İLETİŞİM YÖNTEMİ

Erdoğan’ın son iki haftadır yaptığı açıklamalara ve gündelik programına bakınca yaşananları taktik olarak değerlendirebiliriz. Bitmeyen ekonomik sıkıntıya, dışarıda yaşanan sıkışmışlığa bir de cephe içinde yaşanan çatışma eklenince dikkatleri başka noktalara yönlendirmek makul bir taktik gibi görünebilir. Yurttaşı ikna edemeyen, rıza üretemeyen iktidar ve Erdoğan, bayrak ve cami gibi kavramların yanı sıra yeni rant alanları açılacağı müjdesiyle tabanını konsolide etmeye çalışıyor. Hiçbir şey konuşmadan çok şey konuşup, yapıyor izlenimini vermeyi amaçlıyor.

3. GERÇEKLİKTEN TAMAMEN KOPTU

İşte en tehlikesi de bu olasılık. Diğer ikisini anlamak, analiz etmek ve hatta mücadele etmek mümkünken bu durum ülkenin işini çok daha zora sokar. Attığı adımlara dair öngörülemez, anlaşılamaz bir politikacı izlenimini veriyor. Sanki Türkiye gerçeklerine karşı ters istikamete koşuyor. Her konuşması ve davranışı ülkede her şeyin iyi gittiği yönünde. Neredeyse çözülmeyen sorun yok. Türkiye’nin, bölgede ve dünyada çok önemli bir güç ve belirleyici pozisyonda olduğunu ifade ediyor. Bunun da sayıları şimdilik yüzlerle ifade edilen SİHA ve İHA’larla başarıldığını anlatıyor. İçeride ve dışarıda algıyı dağıtacak bir gerçek bir sorunla karşılaşınca da bocalıyor. Biden’ın aramaması ya da yurttaşların “açız” çığlığıyla karşılaşması gibi. Anlaşılan o ki böyle bir durumda da etrafını saran yönetici elitler, hemen Erdoğan’ın şoktan çıkması için özel bir pembe tablo kürü uyguluyor. Soylu krizinde siyaseten tek adam olmadığı görülmüştü. Ancak son günlerde başka birçok konuda da dümeni kaptırdığı izlenimini veriyor.

***

KAVGANIN ATEŞİ, HER KÖŞEDEN HİSSEDİLİYOR

HELALLEŞME MESELESİ VE BIDEN: Erdoğan’ın kritik noktalardaki helalleşmeleri çok ünlüdür. Ama bu sefer çağrı Erdoğan’dan gelmedi. AKP’li Metiner başkanına seslenerek “Biden görüşmesi öncesi yeni bir helalleşme zamanı geldi” dedi. Kimse tam olarak ne demek istediğini anlamasa da Metiner’in yeni dönem vurgusu yaptığı açık. Metiner, 7 Haziran sonrasında kurulan ittifakla ve tabii uzun süredir sorun yaşadığı İçişleri Bakanı’yla vedalaşalım diyor.

SOYLU’NUN BÜYÜK FOTOĞRAF İNADI: Süleyman Soylu uzun bir aradan sonra miting gibi bir buluşmayla kamuoyunun önüne çıktı. Mitingde Erdoğan’a bağlılığını yenilerken yine büyük oyuna işaret etti. Doğalgaz müjdesinden sonra attığı tweetle oyunun sahiplerini deşifre etti. ABD, Fransa ve Almanya diye sıraladı. Soylu bir kez daha Biden görüşmesi öncesi AKP’de boy gösteren yeni macera arayışlarına karşı başkanını uyanık olmaya çağırdı.

YANDAŞ MEDYA BÖLÜNDÜ: AKP hapşırsa yandaş medya nezle oluyor. Erdoğan’ın birlik mesajlarına rağmen AKP’nin medya ayağında sular durulmuyor. Türkiye ve Sabah gazeteleri arasında yaşanan gerilim, Akşam’ın dengeci tutumu, Yeni Şafak yazarları arasında başlayan ve tam sönümlenmeyen tartışma derinleşerek süreceğe benziyor. Bize de AKP medyasına bakıp “bunlar daha iyi günleriniz” demek düşüyor.

***

Müjde, bayrak, cami üçgeni

23 Nisan: İstanbul Çamlıca’da bayrak direği açılışı yaptı
17 Mayıs: Esnafa yine borçlanma kolaylığı müjdesi verdi
28 Mayıs: Taksim Camii’nin açılışını 150 yıllık rüya diyerek yaptı
29 Mayıs: Çamlıca Kulesi’ni açtı. Kafeler tanıdığa gitti
29 Mayıs: Şentop’la birlikte Ayasofya’da düzenlenen hafızlık icazet programına katıldı. İmam Atatürk’e hakaret etti
4 Haziran: Zonguldak Uzun Mehmet Camii’nin açılışını yaptı
4 Haziran: Amasra açıklarında doğalgaz müjdesi verdi
5 Haziran: Ülkenin farklı noktalarında Millet Bahçesi açılışlarına online katıldı