Erdoğan’a ‘Zerdüşt’ tepkisi!
Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasının bölgede yankıları sürüyor.
SEVGİM DENİZALTI
Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasının bölgede yankıları sürüyor. Erdoğan’ın, Kürt kimliği vurgusuna karşı din kardeşliği ve ümmet vurgusunu öne çıkarması, BDP tabanına yönelik “Bunların İslam’la alakaları yok, bunlar Zerdüşt” gibi söylemler kullanması, bölge halkında büyük tepki yarattı. Bölgenin nabzını tutan gazeteci ve yazarlar, Erdoğan’ın dine vurgu yaparak muhafazakâr kesime oynadığını, ancak bu söylemin “ters tepmiş” olduğunu belirtti.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Faruk Balıkçı, Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında din vurgusunun bu kadar ön plana çıkmasının, Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu’nda yer alan Altan Tan gibi İslami kökenli adaylarla ilgili olduğunu söyledi. Başbakan’ın muhafazakâr kesime seslenerek kazanım elde etmek istediğini belirten Balıkçı, “Ancak bunun bölgede ters teptiğini görüyoruz, 'Zerdüşt' gibi sözler insanları rencide etti” dedi.
Araştırmacı yazar Erdoğan Aydın ise, Başbakan Erdoğan’ın bu konuşmayla devletin geleneksel, asimilasyon amaçlı çizgisine geri dönmüş olduğunu vurguladı. Aydın, “Bu konuşma bizim Kürt sorununun çözümüne ilişkin kaygılarımızı daha da arttırmıştır” diye konuştu.
ARAŞTIRMACI-YAZAR ERDOĞAN AYDIN:
Erdoğan geleneksel çizgiye geri döndü
BAŞBAKAN’ın Diyarbakır konuşması, aslında Kürt sorununu çözme iradesinin tümüyle ortadan kalktığının, bunun yerine devletin geleneksel asimilasyon amaçlı çizgisine geri dönüldüğünün açık bir göstergesi. Başbakan, mimarı Kenan Evren olan Kürtlerin Müslümanlığı üzerinden onların ulusal bilincini engelleme politikasının yeni bir formülasyonunu üretmiştir. Bu politika, kendisinin de hocası olan Refah Partisi başkanı Erbakan döneminde zaten geliştirilmişti. Ancak 1990’lı yıllarda Erbakan döneminde geliştirilen seçim kampanyalarında dahi bu denli din vurgusu yapılmadı.
2005 yılında çok daha umutlu, ileriye dönük bir söylem kullanan Başbakan, şimdi tam tersine devletin geleneksel çizgisi üzerinden Diyarbakır halkını öncelikli taleplerinden vazgeçirmeye yönelik bir dil kullanmıştır. Zaten Müslüman olan Kürt halkına yönelik, sorunlarının çözümüne ilişkin söylemler yerine din kardeşliği, Selahattin Eyyübi ve benzeri söylemler kullanması, “Kürt sorunu bitmiştir” diyen Erdoğan’ın nasıl bir zihniyete sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Düne kadar devletin egemen zihniyeti, Kürt hareketini Ermenilikle suçluyordu, bu kez de benzer şekilde Başbakan Erdoğan, Kürt hareketini savunanları Zerdüşt olarak tanımlıyor. Sonuç olarak, Başbakan’ın konuşması, özgürlük karşıtı, demokrasi karşıtı bir konuşmadır ve bu konuşma bizim Kürt sorununun çözümüne ilişkin kaygılarımızı daha da arttırmıştır.
GÜNEYDOĞU GAZETECİLER
CEMİYETİ BAŞKANI FARUK BALIKÇI: Din propagandası ters tepti
BAŞBAKAN bu son gelişinde çok farklı bir üslup kullandı. Söylemleri çok sertti, uzlaşmacı bir dil yerine kavgacı bir dil kullandı. Din vurgusunun bu kadar ön plana çıkmasını ben şuna bağlıyorum: BDP’nin içinde yer aldığı Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu’nun adayları arasında İslami gelenekten gelen Altan Tan, Şerafettin Elçi gibi isimler var. Başbakan’ın dine bu kadar vurgu yapmasının nedeni de bununla bağlantılı diye düşünüyorum. Ama bence bu vurgu çok yanlıştı. Özellikle BDP tabanına “Zerdüşt” demesi, “Bunların İslam’la alakaları yok” gibi ifadeler kullanması Diyarbakırlıları çok rencide etti. Kürtlerin İslamiyet’i Türklerden 150 yıl önce kabul ettiği biliniyor.
BDP’nin tabanında dindar insanlar var. Başbakan’ın söylemleri de bu muhafazakar tabana ilişkindi. Başbakan, din ve ümmet üzerinden propaganda yaparak kazanım elde etmek istedi ama bence bu tutmadı. Bölgede insanlarla konuştuğumuzda da bunu görüyoruz. Hem sivil itaatsizlik eylemleri hakkında söyledikleri hem de ‘bunların İslam’la alakası yok’ gibi ifadeler kullanması bölgede ters etki yaptı.
Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasının bölgede yankıları sürüyor. Erdoğan’ın, Kürt kimliği vurgusuna karşı din kardeşliği ve ümmet vurgusunu öne çıkarması, BDP tabanına yönelik “Bunların İslam’la alakaları yok, bunlar Zerdüşt” gibi söylemler kullanması, bölge halkında büyük tepki yarattı. Bölgenin nabzını tutan gazeteci ve yazarlar, Erdoğan’ın dine vurgu yaparak muhafazakâr kesime oynadığını, ancak bu söylemin “ters tepmiş” olduğunu belirtti.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Faruk Balıkçı, Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında din vurgusunun bu kadar ön plana çıkmasının, Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu’nda yer alan Altan Tan gibi İslami kökenli adaylarla ilgili olduğunu söyledi. Başbakan’ın muhafazakâr kesime seslenerek kazanım elde etmek istediğini belirten Balıkçı, “Ancak bunun bölgede ters teptiğini görüyoruz, 'Zerdüşt' gibi sözler insanları rencide etti” dedi.
Araştırmacı yazar Erdoğan Aydın ise, Başbakan Erdoğan’ın bu konuşmayla devletin geleneksel, asimilasyon amaçlı çizgisine geri dönmüş olduğunu vurguladı. Aydın, “Bu konuşma bizim Kürt sorununun çözümüne ilişkin kaygılarımızı daha da arttırmıştır” diye konuştu.
ARAŞTIRMACI-YAZAR ERDOĞAN AYDIN:
Erdoğan geleneksel çizgiye geri döndü
BAŞBAKAN’ın Diyarbakır konuşması, aslında Kürt sorununu çözme iradesinin tümüyle ortadan kalktığının, bunun yerine devletin geleneksel asimilasyon amaçlı çizgisine geri dönüldüğünün açık bir göstergesi. Başbakan, mimarı Kenan Evren olan Kürtlerin Müslümanlığı üzerinden onların ulusal bilincini engelleme politikasının yeni bir formülasyonunu üretmiştir. Bu politika, kendisinin de hocası olan Refah Partisi başkanı Erbakan döneminde zaten geliştirilmişti. Ancak 1990’lı yıllarda Erbakan döneminde geliştirilen seçim kampanyalarında dahi bu denli din vurgusu yapılmadı.
2005 yılında çok daha umutlu, ileriye dönük bir söylem kullanan Başbakan, şimdi tam tersine devletin geleneksel çizgisi üzerinden Diyarbakır halkını öncelikli taleplerinden vazgeçirmeye yönelik bir dil kullanmıştır. Zaten Müslüman olan Kürt halkına yönelik, sorunlarının çözümüne ilişkin söylemler yerine din kardeşliği, Selahattin Eyyübi ve benzeri söylemler kullanması, “Kürt sorunu bitmiştir” diyen Erdoğan’ın nasıl bir zihniyete sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Düne kadar devletin egemen zihniyeti, Kürt hareketini Ermenilikle suçluyordu, bu kez de benzer şekilde Başbakan Erdoğan, Kürt hareketini savunanları Zerdüşt olarak tanımlıyor. Sonuç olarak, Başbakan’ın konuşması, özgürlük karşıtı, demokrasi karşıtı bir konuşmadır ve bu konuşma bizim Kürt sorununun çözümüne ilişkin kaygılarımızı daha da arttırmıştır.
GÜNEYDOĞU GAZETECİLER
CEMİYETİ BAŞKANI FARUK BALIKÇI: Din propagandası ters tepti
BAŞBAKAN bu son gelişinde çok farklı bir üslup kullandı. Söylemleri çok sertti, uzlaşmacı bir dil yerine kavgacı bir dil kullandı. Din vurgusunun bu kadar ön plana çıkmasını ben şuna bağlıyorum: BDP’nin içinde yer aldığı Emek, Barış ve Demokrasi Bloğu’nun adayları arasında İslami gelenekten gelen Altan Tan, Şerafettin Elçi gibi isimler var. Başbakan’ın dine bu kadar vurgu yapmasının nedeni de bununla bağlantılı diye düşünüyorum. Ama bence bu vurgu çok yanlıştı. Özellikle BDP tabanına “Zerdüşt” demesi, “Bunların İslam’la alakaları yok” gibi ifadeler kullanması Diyarbakırlıları çok rencide etti. Kürtlerin İslamiyet’i Türklerden 150 yıl önce kabul ettiği biliniyor.
BDP’nin tabanında dindar insanlar var. Başbakan’ın söylemleri de bu muhafazakar tabana ilişkindi. Başbakan, din ve ümmet üzerinden propaganda yaparak kazanım elde etmek istedi ama bence bu tutmadı. Bölgede insanlarla konuştuğumuzda da bunu görüyoruz. Hem sivil itaatsizlik eylemleri hakkında söyledikleri hem de ‘bunların İslam’la alakası yok’ gibi ifadeler kullanması bölgede ters etki yaptı.