Erdoğan'dan Danıştay'a 'Öğrenci Andı' tepkisi

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay 8. Dairesi tarafından verilen 'Öğrenci Andı' kararına tepki gösterdi. Danıştay üyelerine "2013'ten 2018'e kadar neredeydiniz?" diye seslenen Erdoğan, devamında "Vatandaş sizi tokatlamıyor, beni tokatlıyor. Sizi yuhalamıyor, bizi yuhalıyor" ifadesini kullandı.

Danıştay sempozyumunda konuşan Erdoğan, 'Öğrenci Andı' kararına tepki gösterdi.

Yargının yasa koyucu gibi davranmaması gerektiğini savunan Erdoğan,"E yargı gelsin, idare görevini de üstlensin. Yargıdan müsaade alacaksak ben bu makamda durmayayım, gideyim" dedi.

Danıştay'ın bazı icraatlarına tepki gösteren Erdoğan, İzmir limanı ihalesiyle ilgili olarak "Danıştay'da ihale iki yıldır bekliyordu. En sonunda aşlacak kişi vazgeçti. 1 milyar dolar kaybettik" dedi.

Erdoğan, devamında "Şimdi Danıştay bunu bana nasıl izah edecek, 1 milyar doların hesabını kim verecek?" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

>> Bu sempozyum sadece Danıştayımızın 150'inci kuruluş yıldönümü kutladığımız bir dönemde gerçekleşmiyor. Tarihin en köklü reformlarına imza attığımız 24 Haziran sonrasına geliyor. Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmesi mümkün değildir. 24 Haziran seçimleri itibariyle ülkemiz parlamenter sistemi bırakarak yepyeni bir kulvara girmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Danıştay'ın bizzat şahitlik ettiği Türkiye'nin yönetim sistemi tartışmlarında hayata geçirdiği en önemli reformlardan birisidir. Türkiye uzun yıllar milli iradeyi esir alan vesayetçi yapıdan kurtulmuş, gerçek demokrasiye geçiş yolunda tarihi bir adım atmıştır.

>> Yeni sistemin özelliği yürütmede çift başlılığı kaldırmıştır. Kuvvetler ayrılığını gerçek anlamda işletemeyen, millet iradesini antidemokratik kurum ve kuruluşlarla frenleyen çarpık anlayış düzeltilecek diyorum ama kendi kendime soruyorum; düzeltildi mi? Bazı uygulamalar görüyorum ki, çok başlılığa giden bir süreç var. Bazı kavramlarda da zorlanıyorum. Başlık çok çok güzel. Şura-yı Devlet, devletin danışması, danıştığı organ. Karar, icra bu kimin; bu da yerindelik anlamıyla iradenindir. Burayı iyi anlayamazsak, olay İzmir Limanı'nın biz ihalesini yapıyoruz, Danıştay da İzmir Limanı ihalesi 2 yıl bekliyor, 2 yıl sonunda alacak kişi vazgeçiyor ve biz 1 milyar dolar kaybediyoruz. Bir bunu bana Danıştay nasıl izah edecek? Danıştay 1 milyar doların hesabını kim verecek? 1 milyar doları bu millete ödetmeye kimsenin hakkı yok. Danıştay böyle bir kararı geciktirmede, ağırdan aldığı zaman kim bunun hesabını soracak. Böyle bir merci yok.

>> 16 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı döneminde bunları çoğu zaman yaşadım. Son anayasa değişikliğinde danışır noktasında değişikliğe gittik ama bu hala Danıştay'a nüfuz etmemiş. Halbuki bu değişiklik yapıldı. 16 Nisan halkoylamasıyla yargının bağımsızlığı yanında tarafsızlığının da anayasa çerçevesi içine alınması tarihidir. Bağımsızlık yargıya dış etkiden korurken, tarafsızlık da politik tutumlardan arınmış bir muhakemeyi ifade eder. Yargının hakemlik vasfını yerine getirebilmesi yargının bu iki çerçeveye sadık kalmasıyla mümkündür.

>> 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'da yaşadığımız acı tecrbüler bunların ne kadar hayati öneme sahip olduğunu göstermiştir. Bağımsızlık ve tarafsızlık yerine FETÖ'den gelen emirleri yerine getirenler ülkemizi felakete sürüklemiştir. İstiklal Harbi'nde olduğu milletimiz ve devletimiz sırt sırta vererek işgal girişimini püskürtmüştür.

>> Hukuk devletinin mütemmim cüzü etkin ve hızlı işleyen, milletin vicdanını rahatlatan kararlara imza atan yargının mevcudiyetidir. Yargının bu görevi yerine getirebilmesi de objektif, adil şekilde çözmesine bağlıdır. Yargı organlarının kanuni çerçeveye sadık kalarak hareket etmesi kurum, kuruluşların tavrından çok daha önemlidir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı demokrasinin olmazsa olmazıysa jürikdosi de büyük bir tehdittir. Yasayı uygulamak yerine, yasa koyucu gibi hareket etmek asla doğru değildir.

>> Merak ediyorum, yerindelik görevi idareye mi ait yoksa yargıya mı ait? Bunun kavgasını 16 yıldır hep verdik, veriyoruz. O zaman yargı gelsin idare görevini de üstlensin. Bir taraftan kalkıp bunların ayrılığından bahsediyoruz, diğer taraftan yerindelik yetkisini de yargı kullanıyor. Böyle bir şey olamaz. Danıştay olarak bir istişari organ olarak diyorsak, istişari organ görevini ifa etmesi gerekir.

"BUNLARA BU DEVLET NİYE MAAŞ ÖDÜYOR"

>> Şu anda Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini hazırlamadan önce, Danıştay'dan bunu soracak, izin alacaksak ben bu makamda durmayım, çekiyim gideyim. Kusura bakmayın yanımda bunca hukukçu var. Bunlara bu devlet niye bu maaşları ödüyor. Gelip yan gelip yatın diye ödemiyor ki… Öyleyse kuvvetler ayrılığını tanımı içerisinde aynen uygulamamız gerekiyor.

>> Danıştay And ile karar veriyor, 5 yıldır neredeydiniz? Niye şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi? Biz alkışlanması gerektiği zaman alkışlarız, yanlış olduğu zaman söylemek durumundayız. Millet tokat atması gerektiği zaman bana atıyor, yuhlaması gerektiği zaman bizi yuhluyor, sizi değil. Biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz.

>> Yassıada Mahkemeleri'nden 28 Şubat'a kadar yargının siyasallaşmasının bedelini yargı camiamız da ödemiştir. Vesayetçi zihniyetin tekrar hortlatılmasına göz yummamalıyız. Son günlerde yaşanan kimi tartışmaların hukuk içinde çözüme ulaşacağına inanıyorum.

KAŞIKÇI CİNAYETİ

>> Hala iş bitmedi, söküyoruz, çıkarıyoruz ve şimdi dünya bu işi yakından takip eder hale geldi. Bunun uluslararası atmosferini oluşturmak da bu sürecin aslında bir başlığıdır.


DANIŞTAY BAŞKANI'NDAN ÖĞRENCİ ANDI AÇIKLAMASI

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Saray'da düzenlenen Danıştay Sempozyumu'nda, Öğrenci Andı ile ilgili karara hükümet cephesinden gelen eleştirilerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Güngör özetle şunları söyledi:

"Danıştayın faaliyetlerinde tabi olduğu tek ilke kuşkusuz hukukun üstünlüğüdür. Unutulmamalıdır ki, hukuki güvenlik ilkesi, hukukun üstünlüğünün temel unsurlarındandır."

"Türk milleti adına karar veren hakimlerin, hukukun evrensel ilkeleri yanında özellikle içinde yaşadıkları toplumun değerleriyle çelişmeyen, adalet duygusunu güçlendiren kararlarıyla güven yaratan bir yargı düzeni, hepimizin arzusudur."

"Danıştayın verdiği karaların hukuki sınırlar içinde bilimsel yönden eleştirilmesi mümkündür. Yargı mensupları olarak kararlarımızın bilimsel eleştirisine her zaman açığız."

"Yargı kararlarının taraf menfaati bakışıyla değil, objektif, bilimsel kriterlere göre değerlendirilmesinin hukukun gelişmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz."

"Yargılama süreci devam eden bir dava hakkında görüş beyan edilmesinin, hukuka, adalete ve yargıya olan güveni sarsacağı unutulmamalıdır."