AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin grup konuşmasında "Şubat sonun kadar rejimi gözlem noktalarımızın dışına çıkartmakta kararlıyız" dedi. FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına da değinen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu suçladı

Erdoğan'dan İdlib'e operasyon sinyali, CHP'ye FETÖ suçlaması!

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu.

Erdoğan, İdlib krizi konusunda "Rejim güçlerinin ateşi sonucu İdlib’de şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rejim saldırıları nedeniyle İdlib’de Şehit sayısı 14’ü yaralı sayısı 45’i buldu," dedi. Erdoğan, "Bu süreçte gözlem noktalarındaki veya diğer yerlerdeki askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde idlib’te Soçi muhtırası ile sınırlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağımızı buradan ilan ediyorum," ifadelerini kullandı.

FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına da değinen Erdoğan, "FETÖ'nün siyasi ayağı Kemal Kılıçdaroğlu kendisi ve ekibidir. Şimdi ne için böyle olduğunu tüm delilleriyle anlatacağım," hazırlattığı bir belgeseli izletti. Erdoğan, "FETÖ Kılıçdaroğlu'nun yatak odasına girmiş" dedi.

‘ÇOCUKLARIM AÇ’ DİYEN BİR KİŞİ SUSTURULDU

Erdoğan’ın konuştuğu sırada işsiz olduğunu söyleyen bir yurttaş ise bağırarak sorunlarını anlatmaya çalıştı. Bağıran kişi, “Ben 15 Temmuz’a katıldım diye beni işimden ettiler. Çoluk çocuğum aç. Bana yardım edin. Mahkeme kararını tanımıyorlar” dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları ise şöyle:

"İstanbul'daki uçak kazasında hayatını kaybeden 3 vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Elazığ ve Malatya depremlerinden etkilenenler için ayrıca bir yardım kampanyası başlattığımızı söylemiştim. Bu kampanya hesabında yaklaşık 1 milyon lira toplanmış bulunuyor. Bu sıkıntılı dönemde milletimizin yanında olmak bizim en büyük görevimizdir.

Önceki gün rejim güçlerinin ateşi sonucu şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bugüne kadar şehit sayımız İdlib'de 14'ü buldu. Huzur ortamından rahatsız olan terör örgütleri, sürekli insanlık dışı eylemleriyle kana susamışlıklarını gösteriyor. Afrin'deki bombalı araç saldırısında 8 kişi hayatını kaybetti. Benzer tacizler diğer harekat bölgelerinde sivillere de yöneltiliyor. Rejim ve onlarla hareket eden Rus güçleri ve İran destekli militanlar sivillere saldırıyor. Söze gelince insan haklarını, çocukları, kadınları, sivil hassasiyetlerini ağızlarından düşürmeyenler, derin bir sessizliğe gömülmüş durumdular.

Herkes gözünü kapatsa, sırtını dönse de Türkiye bu durum seyirci kalmayacaktır. İdlib'de rejim ve Ruslarla hareket edenler doğrudan sivilleri hedef aldığını bir kez daha belirtmek istiyorum. Amaçları sahayı tamamen boşaltmaktır. Bir süredir bu saldırılar doğrudan askerlerimizi hedef almaya başladı. Madem durum bu biz de lafa değil, sahadaki gerçeklere bakarak hareket edeceğiz.

ŞUBAT SONUNA KADAR...

Şubat sonuna kadar rejimi gözlem noktalarının gerisine çıkarmakta kararlıyız. Karada ve havada ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Bitmez tükenmez toplantıların sonucunu beklemeden ne yapmamız gerekiyorsa, onun adımını atacağız. Bu nedenle İdlib'deki askeri gücümüzü ciddi oranda tahkim ettik. Bölgedeki muhalif gruplardan başı bozuk hareket ederek rejime saldırı bahanesi verenlere de artık tavizsiz davranacğımızın mesajını ilettik. Geldiğimiz noktada artık kimsenin taşkınlığına, bağnazlığına, provokasyonlarına göz yumacak değiliz.

"EN KÜÇÜK ZARAR GELİRSE REJİM GÜÇLERİNİ HER YERDE VURACAĞIZ"

Adana Mutabakatı'nın gereği bu. Gözlem noktalarındaki ve diğer yerlerdeki askerlerimize en küçük zarar gelmesi halinde Soçi Muhtırasına sadık kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağımızı ilan ediyorum. Harekat bölgelerimize yönelik tacizlere ilişkin karşılık hakkımızdır, 1'e 10 misli ile vereceğimiz bir döneme girdik. Şehitlerimizin tek damla kanını rejimin güçlerine değişmeyiz.

Mehmetçiklerinin kanının döküldüğü bir yerde kendini ne kadar büyük görürse görsün hiç kimsenin güvende olmayacağını açıkça söylüyorum. Tüm gücümüzü kullanacağız. Unutulmamalıdır ki Suriye halkının özgürlük mücadelesi aynı zamanda 83 milyon Türkiye vatandaşının beka mücadelesidir. Suriye güvende olacak ki biz de kendi evimizde rahat edelim. Türkiye'nin Suriye'de ne işi var diye soranlar, terör örgütlerinin niçin hala Suriye'de faaliyet gösterdiğine hayıflananlar var. Kendimiz ve Suriyeli kardeşlerimiz için en hayırlısı neyse yapmaya devam edeceğiz.

Biz milletimizle el ve gönül birliği içinde bu büyük mücadeleyi verirken, birileri de içeride fitne çıkarmanın, kafaları bulandırmanın peşinde. bunu içeride ve dışarıda bazı kesimlerle aynı argümanlarla, aynı hedeflere saldırarak yapıyorlar. Bunun adı tetikçilik, alçaklık, fırsatçılık. Siyasetçinin görevi tetikçiliğe soyunmak değil, ülkesi ve milleti için hitap ettiği kesimin sözcülüğünü yapmaktır.

FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI TARTIŞMASI

Türkiye'nin en büyük sorunlarının başında ana muhalefet ve başındaki zat olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti. Madem bu kadar istiyor, bugün FETÖ'nün siyasi ayağını açıklıyorum. Rusya edebiyatının önemli ismi Tolstoy'un dediği gibi çamur atmadan iyi düşün, önce senin ellerin kirlenecek. Kılıçdaroğlu çamur atmaya çalışırken, elinde çamurla yakalanmıştır. FETÖ'nün siyasi ayağı Kemal Kılıçdaroğlu kendisi ve ekibidir. Şimdi ne için böyle olduğunu tüm delilleriyle anlatacağım.

FETÖ denilen yapı, uzunca süre hayır, eğitim alanlarında yürüten STK görünümünde faaliyet göstermiştir. Ne zaman bu yapı doğrudan devleti ve milleti hedef almıştır, işte o vakit durum değişmiştir. Bizim FETÖ ile davamız asla kişisel değildir. Bizim davamız ülkemiz ve milletimizin hakkını, hukukunu koruma davasıdır. Geçmişte irtica ile mücadele başlığında bu ülkenin değerlerine saldırılara nasıl karşı çıktıysak bugün de aynı mücadeleyi ettik. FETÖ vesayetine de teslim olmadık. Bu örgütü suç örgütü ilan eden benim.

CHP bu işin neresindedir? Daha eskileri bir kenara bırakıyorum. Sayın Baykal'ın genel başkanlıktan ayrılmasıyla birlikte CHP bu işin tam göbeğine yerleşmiştir. Kılıçdaroğlu kendisini genel başkanlığa taşıtyan kaset kumpasını da üzerimize yıkmaya çalışmıştır. Seni oraya getiren FETÖ. Kaset kumpasının savcısı FETÖ'den ihraç edildiği halde, Kılıçdaroğlu'nun bunun sözünü ettiğini duydunuz mu?

Biz geçmişten bugüne hukukun suç isnat etmediği yapıların haklarına saygı duyduk. CHP, FETÖ'nün terör örgütü ilan edilmesine rağmen bu yapının safında yer almıştır. Terör örgütlerinin yanına, 17/25 Aralık'tan sonra bu kadroya FETÖ'yü de dahil etmiştir.

FETÖ'nün MİT Müsteşarımıza sinsi kumpasını ve 7 Şubat MİT krizinde CHP'nin tavrı FETÖ'nün siyasi ayağının bir başka örneğidir. Dönemin CHP milletvekilleri 'Başbakan da dahil edilsin' diye FETÖ'nün borazanlığını yapıyorlardı. Kılıçdaroğlu FETÖ ile mücadelemizde karşımızda yer almıştır. Dersanelerin kapatılması tartışması CHP'yi ele veren örnektir. Dersaneleri kapatmayı seçim beyannamesine koyan CHP, en büyük dersane destekçisi olarak karşımıza çıktı. Çünkü bu zat ve partisi omurgasızdır. Bunun için yapmayacakları iş, atmayacakları iftira yoktur. Biz kararlılıkla bu işin üzerine giderken, CHP milletvekilleri zıvanadan çıkabilmiştir. Hatta CHP, dersanelerin kapatılmasıyla ilgili düzenlemeyi FETÖ'nün talebine uygun şekilde AYM'ye taşıyarak aynı safta durduğunu belli etmiştir.

FETÖ'nün siyasi ayağını soranların bakacağı yer buralardır.

Gezi olayları FETÖ ile CHP'nin birlikteliğini ortaya koyan hadiselerden biridir. CHP yönetimi FETÖ'nün sürdüğü her argümana dört elle savunmuştur. İstanbul Havalimanı ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü inşaatlarının durdurulmasını bizzat istemiştir. Bu işin başlangıcı 17/25 Aralık işbirliğidir. Kopyala yapıştır yapacak kadar aleniyete dökmüşlerdir. Bu tezgahı FETÖ ile birlikte kurduklarını ikrar etmişlerdir. Bugün kaçak durumudaki FETÖ savcıları ile CHP yöneticileri aynı refleksle karşı çıkıyorlardı.

Kılıçdaroğlu ne diyor, 'Askerler her emre itaat eder' diyerek darbecileri savunmuştur. FETÖ ne demişse, Kılıçdaroğlu aynını tekrar etmiştir. Biz FETÖ'nün üzerine giderken, Kılıçdaroğlu bu yapıyı, devletin vicdanı diye tarif ediyordu. Bundan ala siyasi ayak olur mu?

MİT TIR'LARI DAVASI

MİT TIR'larının durdurulması olayı... Türkiye'yi radikal gruplara silah gönderen bir ülke gibi göstererek, uluslararası müdahaleye açık hale getirmeye çalışmışlardır. Kılıçdaroğlu, 'Savcının görevi bu değil mi' diye savunarak FETÖ'nün siyasi ayağı olduğunu göstermiştir. Cumhuriyet gazetesi bu savcının görevden alınmasının ardından röportaj yaparak 'MİT suç işledi' diye haber yapıyordu. Genel Yayın Yönetmeni şu an Almanya'da. Siyasi ayak kim? CHP Meclis Başkan Vekili olan FETÖ'cüler gibi bizi Lahey'de yargılanmakla itham ediyordu. Ülkemizin kaldığı her krizde FETÖ ve CHP ortak dil ve tavır geliştirmiştir.

'15 Temmuz'u kontrollü darbe' olarak niteleyen Kılıçdaroğlu'na bu tabiri söyleyen FETÖ. ByLock dahil pek çok delille FETÖ üyelinden hapiste olan Kılıçdaroğlu'nun bir danışmanında bu durum anlatılıyor. FETÖ'cü danışman, bir mesajında Kılıdaroğlu'na istediklerini söyletebildiklerini belirtiyor. Yollarda PKK destekçileri, FETÖ'cülerle kol kola yürümüşlerdir.

Bizi FETÖ konusunda ikaz ettiklerini söyleyenler, bu yapının en büyük sözcüsü, taşeronu haline geldiler. Ya ikazları yalandı, ya da sonraki tavrı yalanlardır. Netice olarak bunların hayatı yalan. Bu işler madem soru sorarak oluyor, öyleyse ben de birkaç soru sorayım.

1. FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ'cülerin düşürmeye çalıştığı siyasetçi midir, yükseltmeye çalıştığı siyasetçi midir?

2. FETÖ'nün siyasi ayağı, 15 Temmuz'da öldürmeye çalıştığı siyasetçi midir, yol verdiği siyasetçi midir?

4. 6 danışman FETÖ'cü çıktı, Urla Belediye Başkanı FETÖ'cü çıktı. FETÖ'nün siyasi ayağı Bay Kemal'in yatak odasına girmiş, haberi yok.

4. FETÖ'nün siyasi ayağı, gerçek yüzü ortaya çıkmadan önce oy verdiği parti midir, FETÖ tehlikesi ortaya çıktıktan sonra desteklediği parti midir?

5. FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ için yumruk yiyen parti midir, yumruk atan parti midir?

6. FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ'nün yargı darbesinde kullandığı yalan ve iftiraları siyasete taşıyan değil midir?

7. FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ ile mücadeleye destek vermek yerine, süreci sulandıran değil midir?

8. FETÖ'nün siyasi ayağı, darbe kalkışmasını milletle durduran mıdır, kontrollü diyerek meşrulaştıran mıdır?

9. FETÖ'nün siyasi ayağı, bu yapıyla canı pahasına mücadele eden midir, CHP Genel Merkezi'ni işgal eden ayak takımı mıdır?

İLKER BAŞBUĞ'A YANIT

Kılıçdaroğlu sürekli yalan söyleyerek suçunu bastırmaya çalışıyor. Bugün eski Genelkurmay Başkanları'nın vasıtasıyla bir kampanya başlattılar. Meclis'te tam kadro destekledikleri düzenlemeyi AYM'ye götürenlerin kulaklarının kimler tarafından çekildiği ortadadır. Tüm milletvekillerimizin derhal dava açması önemlidir. Buradan soruyorum; malum Genelkurmay Başkanı bir diğer Genelkurmay Başkanı. Bunlar bildiriyi hazırladılar, yetmez. Her ikisinin de Genelkurmay Başkanlığı döneminde, 'Biz bu kadar FETÖ'cü subayı ihraç ettik' desinler. Bu sizin görevinizdi, niye ihraç etmediniz? Kimi aldatıyorsunuz? Askeri şurada önümüze imza için getiriyorlardı. Bunların içinde çoğu zaman FETÖ'cü değil, bu Nurcuların içinde Kurtoğlu takımı vardır. Onların ihraç edildi olmuştur. Bunlara imza atmadık. Bunlar, onları atıyordu; niye FETÖ'cüleri atmadınız? Yalan söylüyorsun, yalan. Sadece yargıdakilerden endişe ettiğin için, korktuğun için bize bunları anlattınız. Açık, net söylüyorum; elinizde ihraç edebileceğiniz FETÖ mensubu subaylar vardı. Askeri istihbarat da vardı, niye çıkarmadınız? Niye bunları halletmediniz? Kimi aldatıyorsunuz?

Vesayetin darbecinin kimliği değişiyor ama CHP'nin konumu değişmiyor. Bizim de konumumuz bunlara karşı değişmiyor. Bunlar FETÖ'cülerle uğraşmadılar, bunlar bizimle uğraştılar. Açık ve net söylüyorum:

Bir askeri şurada Nejat Uygur hastanede yatıyor. Hastanenin başında general var. Rahmetlinin eşine sakın gelmesin diyorlar, başörtülü olduğu için. Başbakan'ın eşi Nejat Uygur'u ziyarete gidemiyor. Tatsız bir YAŞ geçirdik. Bunlardan geçtik... GATA'daki bir hastayı, bir devlet sanatçısını, ziyarete gidecek Başbakan'ın eşi, rahatsız oluyorsunuz... Neler çekti bu millet. Bunları bir daha yaşamamak için çok daha fazla çalışmamız lazım.

EKONOMİ RAKAMLARI

2018'deki kur, faiz, enflasyon darbe girişiminin ardından Türkiye batacak, bitecekti. Bunlara göre dolar 10 lira olacak, enflasyon yüzde 30'u aşacak. Bankalarımız tökezleyecek, hazinemiz iflas edecekti. Ne oldu, hiçbiri oldu mu? Milletimizin desteğiyle bu felaket senaryolarını yırtıp attık. Ülkemizi toparlanma sürecine sokarak, ekonomimizi büyümeye çevirdik. 2019'u da artıda kapatacağımızı gösteriyor. Bu yılın ilk ayında faiz yüzde 11,25'e geriledi. Piyasa faizleri 8-10. Risk göstergemiz 235'e geriledi. Borsamız 120 binleri buldu. Yıllık bazda tüketici fiyat endeksi yüzde 12,2 olarak gerçekleşti. Enflasyonda yıl sonu hedefimiz yüzde 8,5'in altında bile ineceğiz. Döviz rezervimiz 105 milyar dolar seviyesinde seyrediyor. Turizmde 50,7 milyon turist ile kapattık. Geçtiğimiz yıl ihracatımız yüzde 2'nin üzerinde arttı. 181 milyar dolara yükseldi. Dış ticaret açığımız yüzde 45 düştü.