AKP’ Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sosyal medya ve TV ortak yayınında konuştu. Açıklamalarında CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan Erdoğan, “Bu daha belediye başkanı olmadan devletin valisine küfrediyor. Yasalarımızda küfürlerin karşılığı şu kadar yıldan şu kadar yıla bellidir” dedi. Erdoğan açıklamasının devamında, “Benim belediye başkanlığım nasıl düştüyse onunki […]

Erdoğan’dan İmamoğlu’na tehdit: Cezası belli bir süreyi aşarsa başkanlığı düşecektir

AKP’ Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sosyal medya ve TV ortak yayınında konuştu.

Açıklamalarında CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan Erdoğan, “Bu daha belediye başkanı olmadan devletin valisine küfrediyor. Yasalarımızda küfürlerin karşılığı şu kadar yıldan şu kadar yıla bellidir” dedi.

Erdoğan açıklamasının devamında, “Benim belediye başkanlığım nasıl düştüyse onunki de düşer. Ben yaşadım çünkü. Cezası belli bir süreyi aşarsa başkanlığı düşecektir” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu-Yıldırım ortak yayınına ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, yayını beğenmediğini söyledi. “Bir defa yayında objektif bir yönetim anlayışı yoktu” iddiasında bulunan Erdoğan, “Dakikalardan soru soruş şekillerine varıncaya kadar ciddi bir tarafgirlik söz konusuydu” dedi.

Erdoğan, ortak yayın ile ilgili iddialarına şöyle devam etti: “Yıldırım’ın sözleri zaman zaman kesilmiş, rakibinin ise öyle bir sıkıntısı olmamıştır.” Erdoğan, Yıldırım’ın sözlerinin kesildiğini öne sürse de program boyunca Binali Yıldırım, rakibi Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasını kesmiş ve bu nedenle moderatör İsmail Küçükkaya’dan uyarı almıştı.

Erdoğan, açıklamasında Trabzonlular için bir kez daha ‘Pontus’ benzetmesi yaptı. “Pontus yakıştırmasını Yunan gazeteleri yaptı” diyen Erdoğan’a, Ahmet Hakan, “Trabzonlu olduğu için mi?” diye sordu. Erdoğan’ın soruya yanıtı “Tabii” şeklinde oldu.

Erdoğan ayrıca Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’nin yarın Türkiye’ye geleceğini duyurdu.

Erdoğan’ın ifadelerinden satırbaşları şöyle:

>> Acaba Batı bununla niye bu kadar ilgileniyor konusu var. Bu tabii düşündürücü. Bugün yabancı basınla bir toplantım oldu. Bazı basın mensupları yine İstanbul seçimlerini sordu. İlgilenmeleri tabii manidar. 31 Mart seçimlerinde çok çok ciddi saldırılar oldu. Yunan basını bu işin üzerine çok farklı bir şekilde gitti.

“CEZASI BELLİ BİR SÜREYİ AŞARSA BAŞKANLIĞI DÜŞECEKTİR”

>> Ben belediye başkanı iken okuduğum bir şiir nedeniyle mahkum oldum. Bu mahkumiyet nedeniyle belediye başkanlığımı elimden aldılar. Bu daha belediye başkanı olmadan devletin valisine küfrediyor. Yasalarımızda küfürlerin karşılığı şu kadar yıldan şu kadar yıla bellidir.

>> Benim belediye başkanlığım nasıl düştüyse onunki de düşer. Ben yaşadım çünkü. Cezası belli bir süreyi aşarsa başkanlığı düşecektir.

>> (Oy verirseniz oyunuz boşa gider gibi bir görüntü ortaya çıkıyor sorusu üzerine) Halk cumhurbaşkanı olarak valinizin izzetini korumayacak mısınız diyor. Buna sahip çıkmak öncelikli görevlerimiz arasındadır.

>> (İstanbul seçimi ile Mısır arasında nasıl bir ilgi kuruyorsunuz) Mursi içeriye alındıktan sonra CHP’nin trolleri Erdoğan’ın akıbeti de Mursi gibi olacak dediler. Şimdi de aynı şekilde, Mursi adeta orada 20-25 dakika can çekişirken en ufak bir müdahale olmadığı halde troller devreye girdiler ve Erdoğan’ın akıbeti de bu şekilde olacak dediler.

“YAYINI BEĞENMEDİM”

>> Yayını beğenmedim. Niye beğenmedim derseniz, Bir defa yayında objektif bir yönetim anlayışı yoktu. Dakikalardan soru soruş şekillerine varıncaya kadar ciddi bir tarafgirlik söz konusuydu. Bu tarafgirlikle kalmayıp sonradan, o soru soruş şekillerinde bile bazı tarafgirlikler ortaya çıkıyordu. Canlı yayın boyunca iki adayın konuşma süresinde eşitsizlik göze çarptı. Çok da ilginç bir şey, Yıldırım’ın sözleri zaman zaman kesilmiş, rakibinin ise öyle bir sıkıntısı olmamıştır. 10 kez CHP adayının müdahaleye uğradığını görüyoruz. Yıldırım’ın 26 kez sözü kesildi.

“TARTIŞMANIN YANSIMASINI PAZAR GÜNÜ SANDIKTA GÖRECEĞİZ”

>> Bir moderatör olarak kendisini bitirmiştir. Ben farklı isimler vermiştim ama bu isimler adaylar tarafından makul karşılanmadı ve iş bu noktaya geldi. Öyle ya da böyle bu akşamki tartışmanın yansımasını da pazar günü sandıkta göreceğiz. Bu netice kendisini çok açık net gösterecek.

>> (Ortak yayına dair eleştiriler bu gibi ortak yayınları ileride engeller mi?) Bunu tabi o günün şartları onu belirler. Girmeyişimin sebebi bu tür endişeler. Her şeyde malesef bir sıkıntı, bir bozukluk var. Artık ideolojik yaklaşımlar bu tür tartışmaları bozuyor.

>> (Binali Bey’in performansını yeterli görmediniz mi?) Binali Bey’in rakibinden önce siz Binali Bey’i tanımışsınızdır. Performansı değerlendirirken daha dinamik bir görüntü sergilemek, diğer taraftan da birikimiyle ağırlık gösteren bir aday… Bu şekilde ele aldığımız zaman Binali Bey’in duruşunda bir olgunluk, derinlik… İDO’dan yola çıkacaksın, milletvekili olacaksın 11-12 yıl Ulaştırma Bakanlığı yapacaksın, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı… Başbakanlığım döneminde Binali Bey’in elinin değmediği yer yok. 

>> Her kim Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasp etmeye çalışırsa karşısında hükümetimizi bulur.

“ÖCALAN İLE DEMİRTAŞ ARASINDA İKTİDAR SAVAŞI VAR”

>> (Öcalan’ın açıklamasında iktidarın katkısı oldu mu) Özellikle Demirtaş’ın 7 ayrı açıklaması var. Bu açıklamayı bizler de öğrendik. Çok açık ve net şu anda CHP’nin adayına bu desteği açıklıyor. Çok ilginç olan nedir? Burada Apo’nun yaptığı açıklamadır. Olaya şöyle bakıyorum. Bizim derdimiz o değil. Oralardan bize ne gelir, ne gelmez bunları az çok kestiriyoruz. Burada bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında HDP-PKK kanadında yaşanan Öcalan-Demirtaş noktasında iktidar savaşında ciddi kayma gösteriyor. Bu süreç içerisinde Öcalan kendi iktidarını bunlara kaçırmak istemiyor. Bununla ilgili çok sert açıklamaları var. Demirtaş’a hesap sormaktan tutun da dağa hesap sormaya varıncaya kadar. Onların kendisine ihanet ettiği yönünde. Onların bu ihaneti sebebiyle onlara karşı kesin bir tavrı var. Bu süreç içerisinde yaptığı açıklamada ‘eğer siz beni destekliyorsanız, benim arkamda olan bir partiyseniz ne oraya ne şuraya değil siz kendi gücünüzü ortaya koymalısınız, herhangi bir yere değil kendi tarafsızlığınızı ortaya koymalısınız’ diye bir şey. O anlaşılıyor. Tabii biliyorsunuz PKK’nın bir adayı CHP adayına destek veriyor. Bir kanadı üçüncü yol diyor. Hamdolsun Binali Bey’in bunların hiçbiriyle ne ilgisi ne alakası yok. Biz sadece MHP ile kurmuş olduğumuz Cumhur İttifakı ile bu süreci götürüyoruz. Bununla ilgili bir desteğin gelemeyeceğini herkes biliyor. Ben derim ki burada bir liderlik mücadelesi var. Öcalan, Demirtaş’a ve dağa mesajlarını veriyor. Siyasetçi olarak ister istemez bu konularla belli ilgimiz olur. Kürt kardeşlerimin istismarına çok üzüldüm. Bölücü terör örgütünün listelerini dağın başında yapıp meclise gönderdiği milletvekilleri sizin hangi yaranıza merhem oldu. Böyle bir şey yok. Bunlarla iş tutanları biliyoruz. Bunlar görsel yazılı medyada yer aldı. PKK’nın desteğinden beslenen partilere oylarınızı vererek zayi etmeyin diyorum.

“CHP ADAYINA EKRAN YASAĞI GETİRDİLER”

>> CHP adayı tüm söylemini yalan ve takiye üzerine kurmuş. Televizyona çıkmama kararını arkasındaki yöneticiler aldılar. Bu tür kaçış aslında FETÖ adetidir. Böyle yaparak şu anda onu ekrandan çektiler. CHP adayının açıkça, bir yerde sıkıntı verdiğinin herhalde bir alemeti. Bundan dolayı da televizyon ekranına çıkmamasının uygun olacağını düşündüler bir yerde ekran yasağı getirdiler diyebilirim.

“NEÇİRVAN BARZANİ ÖZEL MİSAFİRİM OLACAK”

>> 31 Mart öncesinde de söyledim. Ben artık bu anketlere kesinlikle inanmıyorum. Anketlerde artık çok ciddi bir rant dönüyor. Birileri beklediğini partiden alamıyorsa, bir başka partiye giderek onlarla ilgili, lehine anketler yapmaya başlıyor. Hele hele çok çok ünlü gibi görünen bazı anket firmaları var ki, bakıyoruz şu anda çok garip. Bir önceki seçimlerde tespitlerinin tutmadığı firmalar allanıp, pullanıyor şu anda mesela CHP adına anket yapıyor. Ben bir genel başkan olarak eğer üzerime düşen görevi yapmazsam doğabilecek herhangi bir sıkıntıda ‘acaba ben de bir şeyler yapsaydım daha iyi olmaz mıydı’ düşüncesinden hareketle toplantılara katıldım. Açılışlara katıldım. Onlar miting havasında oldu. Yarın mitingim yok. Özel bir misafirim olacak. Neçirvan uzun zamandır gelmedi. Başkanlık görevine geldikten sonra randevu talebinde bulundu. Son olarak akşam da işadamlarına bir hitabım olacak. Onlarla Haliç Kongre Merkezi’nde 1500 kişilik yemekli toplantı olacak. Bunun dışında artık programları böylece noktalamış olacağız. Binali Bey’in gerek yarın gerek Cumartesi bazı programları var.”

“Yanlış mı yaptık, bu yanlışlarımızı sizler de söyleyin”

>> Şu anda en geniş teşkilat ağına sahip parti olarak nerede küskün, dargı varsak bunlara yönelik olarak ana kademe yoğun çalışmaların içinde olacaksınız diyorum arkadaşlara. Davaya küsülmeyeceğini hep söyledik. Kırgın, küskün olanlar varsa bunlara anlatmalısınız. Yanlış mı yaptık, bu yanlışlarımızı sizler de söyleyin. Anlatın, yanlışlarımızı düzeltme yoluna gideriz. Bir kısmı bakıyorsunuz belli yerlerde, imkanlar tanınmadığından dolayı küstüm diyor. Böyle bir şeyden dolayı küsüyorsan o zaman bu yanlıştır.