Erdoğan, Babalar Günü’nde; çevrimiçi etkinlikle bir araya geldiği 700 gence, “Şimdi yeni bir moda başladı. 30 yaşından önce ne erkekler evleniyor ne kızlar evleniyor” dedi ve üç çocuk tavsiyesini yineledi. Erdoğan, bir gencin "Sağlığınız sıhhatiniz nasıl?" sorusuna "Yıkılmadık, ayaktayız" yanıtını verdi.

Erdoğan’dan ‘sağlığınız nasıl’ sorusuna yanıt: Yıkılmadık, ayaktayız

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Babalar Günü" dolayısıyla "Gençlerle En Baba Buluşma" adlı çevrimiçi etkinlikte 81 ilden 700 gençle bir araya geldi.

Gençlere; kendileri, aileleri, şehirleri, ülkeleri ve bütün insanlık için hayaller kurmaları, onun peşinden azimle gitmeleri tavsiyesinde bulunan Erdoğan, "Büyük değişimler, büyük devrimler, çağlar açıp, çağlar kapatacak büyük fetihler, hep bir hayalle başlar. Eğer hayalinizi gerçeğe dönüştürmekte kararlıysanız kendinizi hayatın her alanında en iyi şekilde yetiştirmeniz gerekiyor. Aynı kulvarda yürüdüğünüz akranlarınıza birikiminizle fark atacak bir seviyeye gelmeden hayallerinize de yaklaşamazsınız” dedi.

"YIKILMADIK, AYAKTAYIZ"

Erdoğan, “Bunları söylerken elbette bizi hayata ve davamıza sarılmak için motive eden unsurlarla sizlerin motivasyon kaynakları arasındaki farkı da görüyoruz, biliyoruz. Dünya ile ülkemizin de sadece birkaç nesilde böylesine büyük bir değişimi yaşamış olması sizlerin sorumluluğunu artırıyor" diye konuştu.

Erdoğan, bir gencin "Sağlığınız sıhhatiniz nasıl?" sorusuna "Yıkılmadık, ayaktayız" yanıtını verdi.

Erdoğan'ın gençlerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

"BENİM ANNEM DE BABAM DA ANNEM OLUR"

-Tabii babam rahmetli olduktan sonra benim ağabeyim yoktu. İki tane anne ayrı baba bir ağabeyim vardı ama beraber yaşamadık. Benim annem de babam da Allah rahmet etsin annem olur… Tabii biz babamızı erken yaşta kaybetmenin sıkıntısını çok çok yaşadık. Rabbim anneli babalı bir hayatı yaşamayı sizlere nasip etsin.

“AMA BİZ İKTİDARA GELDİKTEN SONRA ONDA ON”

- Göreve geldiğimizde Türkiye’nin genelinde, bizim biliyorsunuz 76 tane üniversite vardı. Şimdi 207 tane üniversitemiz var. Dikkat edin üniversitemizin olmadığı il yok. Ama geldiğimizde durum böyle değildi. Biz üniversiteye gireceğimiz zaman, çok ilginç, üniversite imtihanına giriyorsunuz, on öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyordu. Ama biz iktidara geldikten sonra onda on.

GELİŞMİŞ ÜLKELER, 'NEDEN BİZİM ÜLKEMİZ TÜRKİYE GİBİ DEĞİL’ DİYOR

-Sağlık hizmetlerinde malum muhalefetin aklına bile gelmeyen şehir hastanelerini kurduk. Sorduğu soruya bakın, ‘Şehir hastanelerine ne gerek var?’ Lafa bak. Salgın döneminde Allah göstermesin bizim şu şehir hastanelerimiz olmamış olsaydı ne olacaktı halimiz? Bizim şu anda Türkiye’nin genelinde hastanemizin olmadığı il yok. İlçeler yok. Şu anda dünyada küresel ölçekte baktığımız zaman bizim şehir hastanelerimizi görenler şaşırıyor… Gelişmiş ülkeler buraya geldikleri zaman 'Neden bizim ülkemiz Türkiye gibi değil' diyorlar.

"EN AZ ÜÇ ÇOCUK"

- Şimdi yeni bir moda başladı. 30 yaşından önce ne erkekler evleniyor ne kızlar evleniyor. Geleceğin anne ve baba adaylarına ilk ve en önemli tavsiyem; bir defa birbirinizi sevin, birbirinize saygı duyun, birbirinizi sahiplenin, daima yan yana, omuz omuza olun. Ailesine sahip çıkamayan hayatına da sahip çıkamaz. Böyle bir insanın da ülkesine ve dünyasına hayırlı işler yapabilmesi aslında mümkün değildir. Ben inanıyorum ki sizin özellikle evlilikte yaş sürecini çok fazla ilerletmeden, gecikmeden evlenmek, bunu hem gençlerimiz hem kızlarımız için söylüyorum. Bir de tabii nikah törenlerinde hep söylerim; en az 3 çocuk. Çünkü buna ihtiyacımız var.

"AŞI KONUSUNDA İTHAL NOKTASINDA İYİYİZ"

-Türkiye, salgının başladığı dönemden beri sağlık hizmetlerinden kamu güvenliğine kadar her konuda diğer ülkelerin önünde, şu anda yer almış vaziyette. Aynı durum aşı çalışmalarında da geçerli. Aşı tedarikinin bir hayli güç olduğu bir dönemde, vakitlice yaptığımız bağlantılar sayesinde hızlı bir aşılama takvimi yürütüyoruz. Elbette birtakım aksaklıklarımız var. Ama bu gecikmeleri de aşıyoruz. Şu anda gayet iyi durumdayız. İnşallah bu musibetin üstesinden yakında geleceğiz. Tabii bu arada yerli aşı olayımız söz konusu. Bu konuda da hedefimiz, eylül-ekim gibi kendi aşımızı üretebilmek.

Tabii aşılama hızlandıkça bu bize güvenli süreci getirecek. Böylece de inşallah Covid var mı yok mu olayını aşacağız. Vaka sayısı günde 5 bin civarında. Biz bunu bile fazla görüyoruz. Vefat 50 civarında, bunu da tabii arzu etmiyoruz. Önce vaka sayısını bizim artık çift haneliye falan düşürmemiz gerekiyor. Aşı konusunda da ithal noktasında iyiyiz, bunu da hızla devam ettireceğiz.

"BİRİNCİ FAZI, İKİNCİ FAZI OLDUM, SONRA BİR DE ANTİKOR İÇİN OLDUM"

-Annelerimiz, anneannelerimiz, baba, babaanne, bunları da bizim ikna etmemiz lazım. Bunlar tabii bugünün sorunu değil, geçmişin sorunu. Geçmişten bu yana maalesef bu tür kampanyalar hep oldu. Bu kampanyalar da tabii bazı sıkıntılar da olmadı değil, yaşandı. Temennim odur ki bu aşı süreci içerisinde elde edilecek başarı, bu tür olumsuz kampanyaları da ortadan kaldırsın. Milletimizin her bir ferdi erişim konusunda, dünyada milyarlarca insanın peşinde koşup da ulaşamadığı bir imkana sahip olduğunu bilmelidir.

Ben zaten Cumhurbaşkanı olarak ilk anda aşımı oldum. Birinci fazı, ikinci fazı oldum. Daha sonra bir de antikor için oldum. Alınan neticeler de olumlu istikamette gerçekleşti.

"WHATSAPP'LA ARAM YOK"

- (Yoğun iş temposuna rağmen vakit ayırabildiğiniz bir aile Whatsapp grubunuz var mı? Torunlarınıza, çocuklarınıza mesaj attığınız oluyor mu?) Ben şahsen cep telefonunu aktif olarak kullanıyorum. Aile fertlerimizle de özellikle mesajlar yoluyla haberleştiğimiz oluyor. Fakat çeşitli mesaj grupları telefonumda mevcut, Whatsapp’la aram yok. Çünkü bunları kullanmaya zaman itibarıyla fırsatım da yok. Bizim neslimiz için hala en güzel iletişim yolu yüz yüze görüşme. En azından sesli konuşma yöntemlerini seçiyorum, onu daha çok garanti buluyorum. Bu vesileyle siz gençlerimizi de tüm vatandaşlarımızı, yabancı uygulamalar yerine yerli mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya davet ediyorum. Ama en güzeli böyle yüz yüze görüşme. Bundan daha güzeli olmaz.”