AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni Anasaya vurgusu yaparak "İçimizde ukde kalan bir diğer mesele de ülkemizi yeni, sivil, demokratik yöntemlerle inşa edilmiş, kapsayıcı, sade ve vizyoner bir Anayasa'ya kavuşturmaktır" ifadelerini kullandı. "Ülkemizin döviz kurundaki dengesiz yükselişten kaynaklı refah kayıplarını, endişelerini gayet iyi biliyoruz" diyen Erdoğan, "Önümüzdeki yılbaşında tüm ücretlilerin durumunu kayıplarını telafi edecek şekilde gözden geçireceğiz" şeklinde konuştu.

Erdoğan: Döviz kurundaki yükselişten kaynaklı refah kayıplarını biliyoruz
Fotoğraf: AA

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi 27'nci Dönem 6'ncı Yasama Yılı açılışında açıklamalarda bulundu.

"İçimizde ukde kalan bir diğer mesele de ülkemizi yeni, sivil, demokratik yöntemlerle inşa edilmiş, kapsayıcı, sade ve vizyoner bir Anayasa'ya kavuşturmaktır" ifadeleriyle yeni Anayasa vurgusu yapan Erdoğan, "Yeni Anayasa konusunda 2013 ve 2021 yıllarında yaptığımız samimi çağrılar, maalesef, ülkemizi böyle bir kazanımla buluşturmaya yetmedi. İlk çalışma, Meclis'teki ortak komisyonda tıkandı. İkinci çağrımıza ise somut hiçbir cevap alamadık. Yeni dönem Meclisimizin, Türkiye'yi, hakkı olan yeni Anayasa ile buluşturarak, darbe dönemlerinin son izini de sileceğine inanıyorum. Bunu aynı zamanda gelecek nesillere bir borcumuz, önümüzdeki dönemde gençlerimize hediye edeceğimiz en büyük kazanım olarak görüyoruz. İnsanlarımızın temel hak ve özgürlüklerini en üst seviyeye çıkartan sessiz devrimleri hayata geçirdiğimiz gibi, inşallah Yeni Anayasa çalışmasını da tamamlayacağız" ifadelerini kullandı.

"Döviz kurundaki dengesiz yükselişten kaynaklı refah kayıplarını, endişelerini gayet iyi biliyoruz" diyen Erdoğan, yılbaşına işaret ederek "Tüm ücretlilerin durumunu, kayıplarını telafi edecek şekilde gözden geçireceğiz" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Türkiye, yaklaşık 8 ay sonra gideceği seçimlerde, hem yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisimizin üyelerini, hem de yürütmenin temsilcisi Cumhurbaşkanını belirleyecek. Dünyanın ve bölgemizin, gerçekten tarihi günler yaşadığı, asırlık dengelerin kökünden sarsıldığı, siyasi, ekonomik ve askeri güç merkezlerinin yeniden oluşturduğu bir dönemde bu seçimleri yapacağız.

Türkiye'yi ısrarla müstemleke muamelesine maruz bırakmak, siyasi ve ekonomik olarak peykleri konumunda görmek isteyenler, Meclis'imizin bu onurlu duruşundan da rahatsızdır. Ama biz kimin ne dediğine, kimin ne istediğine değil, milletimizin neye ihtiyacı olduğuna, ülkemizin hedeflerine bakarak, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla birlikte istikametimizi çiziyoruz, yolumuza devam ediyoruz.

'YOKSULLUK SORUNUNU ORTADAN KALDIRMIŞ BULUNUYORUZ'

Türkiye'nin son 20 yılına baktığımızda milletimizin gündemini uzunca bir süredir işgal eden sorunları birer birer geride bıraktığımızı görüyoruz. Bunlardan biri terör örgütlerinin yol açtığı güven endişesiydi. Teröristlerin giriştikleri tek tük eylem teşebbüsleri bu hainlerin son çırpınışlarıdır.

Ülkemize kazandırdığımız asırlık eser ve hizmetler de geri kalmışlık, yokluk ve yoksulluğu da ortadan kaldırmış bulunuyoruz. Küresel krizlerin ağır etkileriyle de mücadele ettik. Ülkemize yönelik saldırıları da göğüsledik.

'EKONOMİ POLİTİKAMIZ AKINTIYA KÜREK ÇEKMEK GİBİ AKILDIŞI BİR AMACA HİZMET ETMİYOR'

Küresel krizlerin ağır etkileriyle de mücadele ettik. Ülkemize yönelik saldırıları da göğüslemek mecburiyetinde kaldık. 2018 Haziran ayından bugüne dünyamız 2. Dünya Savaşı'ndan sonra en ağır sınamaları yaşamıştır. Türkiye olarak biz, merkezinde ekonominin yer aldığı tuzaklarla uğraştık. İnsanlarımızın doğrudan günlük hayatlarına dokunan ekonomi meselesi ayrıca ehemmiyetlidir.

Ülkemizi ilgilendiren her başlık önemlidir. İnsanlarımızın doğrudan hayatlarına dokunan ekonomi önemlidir. Küresel krizlerin etkilerinden korunmak için Ekonomi Programı'mızı temel mantığı ve ana hatlarıyla paylaşmak istiyorum.

Ekonomi politikamız akıntıya kürek çekmek gibi akıldışı bir amaca hizmet etmiyor. Tam tersi ülkemize diz çöktürmek gayesiyle, maruz kaldığımız sinsi oyunları bozmak için kendi modelimizi geliştirdik. Bu modelin iktisatta yeri vardır hem de ülkemiz gerçekleriyle en üst düzeyde uyumludur. Kendimize neresinden bakarsanız bakın eşsiz kazançlar sağlayacak bir yol seçtik. Ekonomi modelinde tercih değişikliğine durduk yere gitmedik. Oyunun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye çalışmasalardı belki buna ihtiyaç duymazdık fakat ülkemiz saldırıyla karşı karşıya kalınca darbelerle nasıl savaştıysak buna da aynı tepkiyi gösterdik. 'Olanda hayır vardır' anlayışıyla yönümüzü geleceğe çevirdik. Maruz kaldığımız saldırıların önünü kesecek tedbirleri aldık, kaynakları bulduk.

'HİÇBİR VATANDAŞIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ'

Bizim yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmek olarak planladığımız modelin temelinde insan vardır. Bu tercihimiz yüzünden bizi şiddetle eleştirenlerin tehditlerinin ardından bizimle aynı noktaya gelmelerini ibretle takip ediyoruz. Ülkemizin döviz kurundaki dengesiz yükselişten kaynaklı refah kayıplarını, endişelerini gayet iyi biliyoruz. Bunların önüne geçecek tedbirleri ilk günden itibaren almaya başladık. Kur Korumalı Mevduat'ı devreye sokmuştuk, asgari ücreti ciddi oranda artırdık. Önümüzdeki yılbaşında tüm ücretlilerin durumunu kayıplarını telafi edecek şekilde gözden geçireceğiz. Hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz.

Kuklaların değil onların iplerini ellerinde tutanların stratejilerini bozacak şekilde hareket ediyoruz. Türkiye'nin eski günlerini unutanlar ülke hep böyleydi sanıyorlar. 2002 yılında vatandaşlarımıza bir söz verdik. 'Türkiye'yi eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet üzerinde yükselteceğiz' dedik.

'AİLE YAPIMIZI KORUMAKTA KARARLIYIZ'

Kadınlarımızı siyasetten, ekonomiye hayatın her alanında hak ettikleri seviyeye çıkarmaya, şiddet başta olmak üzere her türlü tehditten koruma yönünde tarihi reformlar yaptık. Milletimizin yapı taşı olan aile kurumumuzu ifsada dönük kasıtlı saldırıların farkındayız. Bu sinsi faaliyetlere karşı maddi ve manevi, tüm boyutları ile, aile yapımızı korumakta kararlıyız. Aile fıtratını güçlendirmeye yönelik attığımız adımları önümüzdeki dönemde yeni adımlarla destekleyeceğiz.

Küresel bir sorun olan düzensiz göçle mücadele için 18 bin kişi kapasiteli 30 geri gönderme merkezi kurduk. Suriye’de sınır ötesi harekatlarımızın başladığı günden bugüne oluşturduğumuz güvenli bölgelere yaklaşık 526 bin gönüllü geri dönüş oldu.