Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Barış Pınarı Harekatı ile kontrol altına alınan alan ile ilgili konuştu. Erdoğan, "Gerekirse Tel Abyad ile Rasulayn arasında bir mülteci şehrini biz kuracağız." dedi. Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'de yalnız bırakıldığını söyledi ve isim vermeden ABD'yi eleştirdi.

Erdoğan: Gerekirse Tel Abyad ile Rasulayn arasında bir mülteci şehrini biz kuracağız

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 6. Türk Tıp Dünyası Kurultayı'nda konuştu.

Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:

"Unutulmamalıdır ki siyasetçilere de bilim adamları yol gösterir. Sizlerin çalışmalarının ışığında hep birlikte dünyamızı daha yaşanabilir hale getirebileceğimize inanıyorum. Türkiye hem kendi toprakları içinde hem de bölgesinde ve dünyada yaşanan hadiselere daima insan merkezli yaklaşan bir ülkedir. Bugün ülkemizde kahir ekseriyeti Suriyeli olmak üzere yaklaşık 4 milyon kişi, sığınmacı hayatını sürdürüyor. Bu büyüklükteki sığınmacı topluluğuna sadece gönüllü kuruluşlar eliyle sağlık hizmeti verilebilmesi ilk bakışta mümkün değildir. Kurduğumuz sistem sayesinde ülkemizdeki sığınmacıların hepsi de tüm şehirlerimizdeki sağlık kurumlarından vatandaşlarımızla aynı şartlarda hizmet alıyor. Bu vesileyle Sağlık Bakanlığımıza, sağlık kurumlarımıza özellikle şahsım ve milletim adına şükranlarımı bildiriyorum."

'MECBUR OLDUĞUMUZ İÇİN VERİYOR DEĞİLİZ'

"Bu kadar kritik bir dönemde her an havan toplarının füzelerin atıldığı bir dönemde sağlıkçıların hastanelerde dur durak bilmeden bu hizmeti vermeleri her türlü takdirin üstündedir. Alkışlıyorum, tebrik ediyorum. Hastalarımıza ilaçlarını da ücretsiz olarak veriyoruz. Dünyada böyle bir hizmeti verebilen başka bir ülke yok. Üstelik bu hizmet sadece sağlıkla da sınırlı değil. Gıdadan barınmaya, eğitimden istihdama kadar her konuda ülkemizdeki sığınmacıları insani şartlarda yaşatmanın gayreti içindeyiz. Bu hizmetleri paramız çok olduğu için veya mecbur olduğumuz için veriyor değiliz. Tam tersine gelir bakımından bizden kat be kat ilerde olan ülkelerin sığınmacıları nasıl bir sefalete mahkum ettiğini sizler de görüyorsunuz."

'İNSANİ DURUŞU GÖSTERDİK'

Erdoğan, şunları ifade etti:

"Tarihimizden, kültürümüzden tevarüs ettiğimiz hasletlerimizin gereği olarak bu insani duruşu gösterdik, göstermeyi sürdürüyoruz. Asıl üzüntü verici olan ise bu mücadele tek başına bırakılmamızdır. Şu anda AB başta olmak üzere tümüyle bizim sadece sivil toplum kuruluşlarımıza STK'lar vasıtasıyla AB'den gelen destek bizim milli bütçemize değil, 3 milyar avro. Peki bizim yaptığımız yatırım 8,5 yılda yaptığımız harcama 40 milyar doları aşmıştır. AB'den biz daha mı zenginiz? Böyle bir durum mu var? İşte bu, bizim medeniyetimizin bize yüklemiş olduğu görevdir. Suriye krizi boyunca neredeyse attığımız her adımda yalnız bırakıldık. Uzun uğraşlar ve fedakarlıklar neticesinde Suriye'de oluşturduğumuz güvenli bölgeler bugün ülkedeki en huzurlu ve yaşanabilir yerlerdir''.

'PARAYA GELİNCE SES YOK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barış Pınarı Harekatı'yla Suriyelilere huzur-u kalple geri dönecekleri yeni alanlar kazandırdıklarını" iddia ederek, şunları anlattı:

"Planlarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık. Bunları BM Genel Kurulunda liderlerle yaptığım görüşmelerde kendilerine takdim ettim. Bakıyorlar kitapçığa 'Gayet güzel diyorlar.' Peki para? Paraya gelince ses yok. Bunlar parasız olmaz. Bunu beraber yapacağız. Yarın BM Genel Sekreteri misafirim olacak. Sabah beraber bir kahvaltımız var. Kendisine aynen bu programı, bu planı takdim edeceğim. Projeleri takdim edeceğim. Diyeceğim ki, 'Uluslararası donörler toplantısı çağrısını siz yapın.' Yaptınız yaptınız, yapmadığınız takdirde bu çağrıyı ben yapacağım. Oldu oldu, olmadı Tel Abyad'la Rasulayn arasında mülteciler şehrini veya şehirlerini biz kuracağız. Ben o zaman Adnan Polat'ın kapısını çalarım. 'Sayın Polat sen de burada bir şeyler üstlen.' deriz. O da hayrına... Bakın 'Tamam' dedi. Bizim insanımız böyledir, bu tür adımları atar. Bu işleri böyle yürüttük, böyle yürütüyoruz. Yıllardır milyonlarca sığınmacıyı topraklarımızda barındırmak için bu ev sahipliğini yaptık. Uluslararası toplumdan aldığımız destek maalesef sadece nasihat. Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli kabul eden zihniyetin gözü Suriye'de ve dünyanın her yerinde kendi çıkarından başka bir şey görmüyor. Biz etrafımıza baktığımızda sadece insan, can, hayat görüyoruz. Diğerleriyle en büyük farkımız budur".