Bir süre sessizliğini korusa da eski dava arkadaşlarının yeni parti girişimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kara kara düşündürüyor. Partide korku duvarları yıkılırken, görev yerinde hafif bir değişiklik yaşanan bürokratların bile soluğu yeni partilerde alması endişeyi artırıyor

Erdoğan hamle peşinde

YAŞAR AYDIN

Eski Başbakan ve eski AKP Genel başkanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta partisini kamuoyuna sunmasıyla Ankara’da özellikle Erdoğan cephesinde siyasetin nabzı yükseldi. Ocak ayında Ali Babacan’ın partisinin kurulacağının kesinleşmesi AKP’lileri kara kara düşündürüyor.

Devam eden bütçe görüşmeleri için yoğunlukla Ankara’da bulunan AKP milletvekilleri gelişmelere dair sessizliklerini koruyor. Daha çok Saray’dan gelecek hamleye odaklanmış durumdalar. İşareti oradan alacaklar. Ama şu kadarını söylemek mümkün ki TBMM’de bile AKP grubu kaynıyor. Ama herkesin konuştuğu bir gerçek var ki yeni partilerin yarattığı sıkıntı önce yerelde hissedilecek. Bunun ipuçları yaşanmaya başladı bile.

MECLİS ÇOĞUNLUĞU DÜŞEBİLİR

Bu hafta itibariyle AKP’nin elinde bulunan bazı ilçe belediye başkanlıklarının Davutoğlu’nu partisine geçeceği konuşuluyor. Nüfus yoğunluğu bakımından küçük ölçekli olan bu ilçelerin sayısının da son derece sınırlı olacağını söylemek mümkün. AKP için esas sıkıntı büyükşehir belediye meclislerinde yaşanacak gibi görünüyor. Şimdilik İstanbul ve Ankara gibi kentlerde çok büyük tehlike görünmese bile Mersin, Adana gibi illerde 5-6 vekilin AKP’den ayrılması durumda çoğunluğun yer değiştireceği büyükşehirler var. Bu durum Erdoğan’ın sıklıkla ifade ettiği “merak etmeyin meclis çoğunluğu bizde” argümanını da boşa çıkaracak. Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nin ilk önemli etkiyi buralarda yaratması bekleniyor. Bu hamle kuşkusuz partiyi yerellerde de güçlendirecektir.

BOŞ DURMUYOR

Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık yapmış dava arkadaşlarının yeni parti kurma girişimlerini geçen haftaya kadar görmezden gelmeyi tercih etti. Sadece bazı toplantılarda üstü örtük gidenleri eleştiren mesajlarla durumu geçiştirdi. Ama geçen hafta ilk kez isim vererek üstelik tüm ekibi tek tek ortaya atarak savaşı başlatmış oldu. Bu hamlenin en önemli nedeni parti içinden yoğun bir şekilde gelmeye başlayan “bir şey yapmazsak altımız kayacak” feryatlarının etkisi çok büyük. Yeni parti girişimleri AKP tabanında tahmin edilenin ötesinde bir ilgiyle karşılandığı çıplak gözle de görülüyor.

Bu tehdide karşı Meclis kürsüsünden savaş baltasını gösteren Erdoğan, o günden sonra adım adım süreci ilerletmeye başladı.

Arabulucular devrede: İlk olarak AKP içinde herkesle konuşabilen ‘eskiler’ devreye sokuldu. Ama ilk turdan sonra başarısız bir hamle olduğu ortaya çıktı. Temel talep “Erdoğan gitsin” olunca uzlaşma şansı kalmadı.

Yer-makam rüşveti: ikinci hamle de tanıdık. Yeni partilerin vitrine çıkarmayı düşündüğü AKP’nin güçlü isimlerini partide tutmak için hem örgüt hem de devlet kurumlarında çeşitli pozisyonlar önerildi. Aldığımız duyumlar daha önceleri çokça işe yarayan bu yöntemin de çok sınırlı bir etki yarattığı yönünde.

Ya ben ya onlar: Erdoğan parti tabanında özellikle Gül ve Babacan’ın “Erdoğan gitse de biz iktidardayız” propagandasıyla baş etmekte zorlanıyor. Son olarak İstanbul seçimlerinde bu durum bir kez daha net olarak ortaya çıktı. Bu nedenle yılbaşı itibariyle bir kez daha Erdoğan’ın kendisini ortaya koyması bekleniyor. Bu da hemen akla tek seçeneği getiriyor. En büyük silahı başta meclis grubu olmak üzere herkesin dengesini bozacak erken seçimi gündeme getirmesi sürpriz olmayacak.

KORKU DUVARI KIRILDI

Erdoğan için Davutoğlu ve Babacan kadar kritik olan bir başka süreç var ki sanırım asıl endişe yaratan taraf orası. İlk kez AKP meclis kulisinde sayıları çok olmasa bile açıktan eleştiriler başladı. Bir anlamda korku duvarı yıkıldı. Bu durumun bürokraside daha belirgin hale geldiği bilgileri geliyor. Görev yerinde hafif bir değişikliğe uğrayan AKP’li bürokratlar soluğu yeni kurulan-kurulacak partilerde alıyor. Üstelik bunu da saklayarak yapmıyorlar.

Ankara’da tüm belirtiler Erdoğan için karar anını işaret ediyor. Üstelik buna MHP ile ve Bakanlar Kurulu’nda yaşanan sıkıntılar dahil değil.