Saray’ın tüm saatleri seçime ayarlı. Yetmedi bakanlıklar, yargı, Diyanet, YÖK, RTÜK vs. ne kadar devlet kurumu varsa onları da arkasına aldı. Erdoğan için varlık yokluk anlamına gelen 2023 Haziran seçimlerine kadar kim bilir daha neleri göreceğiz? İzlediklerimiz bir anlamda izleyeceklerimizin de ön gösterimi durumunda.

Erdoğan-Bahçeli ikilisi izleyeceği yolla ilgili kafada neredeyse hiçbir soru işareti kalmadı. Yapabilecekleri, potansiyelleri, olanak ve kısıtları ortada. Çok sürpriz bir gelişme yaşanmayacak. Seçimi belirleyecek olan şey ise hâlâ iktidarın izleyeceği yol değil muhalefetin ne yapacağı hangi yolu tercih edeceğidir. Yani düğümü yine muhalefet partileri çözecek. Bugün ortaya çıkan ve moral bozucu olarak nitelenecek fotoğrafın kaynağı da iktidarın yaptıkları değil muhalefetin yapmadıkları olarak not edilmeli. Muhalefet çok uzun süredir yurttaşa yaşadığını anlatan bir siyaset izledi. Yaşanan büyük yoksulluğu görüntüledi. Son birkaç aydır bundan da vazgeçerek masaların etrafında içe dönük bir hayat kurdu. Esas olarak kamuoyu yoklamalarında çok fazla değişmeyen aritmetiğe güvendi. Seçime kısa bir süre kalmasına rağmen çok rahat hareket etti. Ülkede yaşanan temel meselelere dair bir eylem planı olmadığı gibi, bu sorunlarına dair kağıt üzerinde de olsa ciddi bir ortak çözümleme de gelmedi. Hal böyle olunca Erdoğan birkaç aydır tek kale maç oynamaya başladı. Oysa AKP, yapabileceği belli deyim yerindeyse eli açık masaya oturan bir iktidar durumundaydı.

HALKIN FERASETİ YETMEYEBİLİR

Erdoğan’ın ülkeyi sürüklediği derin kriz yurttaşın öfkesini biriktirdiği ve bu öfkenin de kalıcı hale geldiğini görmek mümkün. Muhalefetin tüm sessizliğine ve dağınıklığına rağmen yurttaş güçlü sezgisi ile iktidarla arasın duvar koymayı başardı. Bununla birlikte Erdoğan’ın her hamlesinin duvardan bir tuğla eksiltmek üzerine kurulu olduğunu unutmamak gerekiyor. Ekonomik, siyasal hamleleri ve birçok noktada devam eden havuç-sopa siyasetine karşı sadece halkın ferasetine güvenmek yeterli olmayacaktır. Masaların da içinde bulunduğu muhalefet yapıları bu açığı kapatmak zorunda. Özellikle 2022 yılının son çeyreğinin muhalefet için son derece verimsiz geçtiği çok açık. Muhalefetin oluşan olumsuz havayı dağıtmak için bir an önce sürecin tüm yükünü yurttaşın sandık tercihine bırakma alışkanlığından vazgeçmesi ve hamle yapması gerekiyor. Devlet olanakları ile bol kepçeden vaat verip caka satan, baskı ve zorla halkı hizaya sokmaya çalışan, egemen güçlerin gözüne yeniden girmek için Ortadoğu’da verilen her görev için koşturan iktidarın tek gayesi bir kez daha seçimi kazanmak. Bu oyun ancak AKP politikalarıyla mağdur edilen, yok sayılan ezilen milyonların harekete geçmesiyle kısa sürede bozulacaktır. İktidara ve bir avuç yağmacı mutlu azınlığa toplumun her kesiminde büyük bir öfke birikti. Akacak yer arıyor. Muhalefet partileri izlediği yanlış siyasetle bu büyük gücün önüne set olmuş durumda.

Ülkede süren büyük kanama küçük pansuman çözülemeyeceğine göre iktidarın da bu hamlelerle seçimi kazanacağını söylemek mümkün değil. Ama ortaya çıkan fotoğraf gösteriyor ki “krizle geldiler krizle gidecekler” deyip oturup muhalefete bir şey kazandırmayacağı gibi iktidara da nefes aldıracak. Oysa ülkede değişimden yana esen güçlü bir rüzgar esiyor. Bu rüzgardan faydalanmak için yelkenlerin açık olması gerekiyor. Milyonların taleplerini gören, onlar için onlarla birlikte mücadele eden muhalefet çok kısa süre iktidar lehine yapay şekilde oluşturulan havayı dağıtacağı gibi sandık sonuçları için de güçlü bir avantaj yakalar. Ertelenen, beklemeye alınan her hamle iktidarı daha pervasız bir noktaya getirir cesaretlendirir.