Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen Selahattin Demirtaş kararı, bir kez daha AİHM kararlarının uygulanmaması yönüyle gündem oldu. Erdoğan, kararın bağlayıcı olmadığını savunurken, “AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez” dedi. Peki, Erdoğan’ın iddiasının bir karşılığı var mı?

Erdoğan’ın ‘bağlayıcı değil’ iddiası: AİHM kararları taraf ülkeler açısından neyi ifade ediyor?

HABER MERKEZİ

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ‘derhal tahliye’ kararını tanımadıklarını ifade etti. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı tarafından yalanlanmayan bir habere göre, ‘kararın bağlayıcı olmadığı’ yönünde bir yorum yapmasının ardından bugün de “AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez” açıklaması yaptı. Peki, AİHM kararları Türkiye hukuk sisteminde neyi ifade ediyor? Erdoğan’ın kararlara ilişkin iddiaları doğru mu?

Uluslararası sözleşme ve Anaysa, AYM’nin ilgili yayınları yorum ihtiyaç duymayacak kadar açık biçimde söz konusu kararların taraf ülkeler açısından bağlayıcı olduğunu belirtiyor.

AİHM BAŞVURUSU NE ZAMAN DEVREYE GİRDİ?

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni, 10.03.1954 tarih ve 6366 sayılı "İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi ve Buna Ek Protokolün Tasdiki Hakkında Kanun" ile onayladı.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin tarafı olan Türkiye, diğer taraf ülkeler gibi, Sözleşme'de yer alan hakları ve özgürlükleri tanıdığını ve bu haklar ve özgürlüklerin kullanılabilmesini sağlayacağını kabul ve taahhüt etti.

Türkiye, Sözleşme'nin eski 46. Maddesinde düzenlenen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin zorunlu yargı yetkisini, 25.09.1989 tarihinde kabul etmiştir.

Sözleşmenin yeni 46. Maddesi hükmü , "Hükümlerin bağlayıcılığı ve icrası" başlığını taşıyor:

1. Yüksek Sözleşmeci Taraflar, tarafı bulundukları herhangi bir vakada Mahkemenin kesin/nihai hükmü ile bağlı olmayı üstlenirler.

2. Mahkemenin kesin/nihai hükmü, bunun icrasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi'ne iletilecektir."( Bu hüküm 01.11.1998 tarihinde yürürlüğe giren 11 nolu protokolden sonraki son halidir)

ANAYASA’DA ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER

Anayasa’nın 90. Maddesi’nde de açık biçimde uluslararası sözleşmelere yapılan atıf, uyuşmazlık halinde bu sözleşmelerin hükümlerinin esas alınacağını belirtiyor. Dolayısıyla AİHM kararıları, Türkiye açısından bağlayıcı nitelik taşıyor.

Anayasa’nın 90. Maddesi şöyle:

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

AİHM KARARLARI HAKKINDA AYM NE DİYOR?

Öte yandan AİHM kararlarının niteliği hakkında Anayasa Mahkemesi’nin de açık ifadeleri bulunuyor. Mahkemenin internet sitesinde yer alan AİHM kararlarına dair sayfada, şu ifadeler kullanılıyor:

Mahkemenin kesin nitelikteki bütün kararları ilgili olduğu devlet açısından bağlayıcıdır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Mahkeme kararlarının uygulanmasından sorumludur.

Konu, Anayasa Mahkemesi tarafından yayımlanan Anayasa Yargısı Dergisi tarafından da defalarca işlenmiş. Örneğin Anayasa Yargısı Dergisi’nin 2016 yılında yayımlanan 33. cildinde Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Direktörü Christos Giakoumopoulos’un konu hakkındaki şu açık ifadeleri aktarılıyor:

AİHM kararları üye devletler için bağlayıcıdır. Ne var ki bu kararlar ulusal hukuk düzeninde derhâl sonuç vermez; ulusal mahkeme kararlarını, düzenlemeleri ya da kanunları hükümsüz kılmaz. AİHM kararları, AİHM’in insan haklarına yönelik bir ihlalin olduğunu tespit ettiği kararın iyi niyetle- yani tam olarak ve süratle- infaz edilmesi için uluslararası hukuk anlamında bir yükümlülük getirir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesine göre Sözleşmeye taraf tüm devletler AİHM kararlarına uymaya mecburlardır.