Erdoğan'ın bilindik seçim hamlesi: Kutuplaştır, konsolide et

YAŞAR AYDIN yasaraydin@birgun.net

Tayyip Erdoğan, aralarında Ankara ve İzmir’in de olduğu 20 ilin belediye başkan adaylarını açıkladı. Geriye MHP ile pazarlığın devam ettiği illerle birlikte Binali Yıldırım’la sürdürülen müzakereler sonuçlanmadığı için İstanbul kaldı.
Başkan adaylarının netleşmesiyle isimler üzerinden bir tartışma başladı. Gerek adayları belirlerken, gerekse de MHP ile girdiği ilişkiyle 31 Mart seçimlerine dair stratejisini oluşturan Erdoğan, yerel seçimlere genel seçim gömleğini çoktan giydirmiş oldu. Mart seçimleri, merkezinde Erdoğan’ın olduğu, adayların öne çıkmadığı bir seçim olma özelliği taşıyacak gibi.

MERKEZ SİYASETİN ADAMLARI
Erdoğan, açıkladığı belediye başkan adaylarıyla da yerelin dinamiklerinin çok önemli olmadığı mesajını vermiş oldu. Adaylara tek tek bakıldığında güçlü isimler olarak nitelendirilebilir. Ama bu isimler aday oldukları illerdeki seçmen ve oradaki parti örgütleri için çok fazla bir anlam ifade etmiyor.
Erdoğan’ın çizdiği çerçeveyi iyi aktaracak, toplumun yüzlerini tanıdığı isimler tercih edildi. Binali Yıldırım’ın adaylığının kesinleşmesi ile birlikte sacayakları tamamlanmış olacak.

KUTUPLAŞTIR, KONSOLİDE ET
Erdoğan’ın dünkü grup konuşmasında CHP’li seçmeni kast ederek “kaymağı yiyen tabaka” ifadesi kullanması yerel seçim propagandasını oturtacağı zemini de gösteriyor. Erdoğan’ın son dört seçimdir uyguladığı taktiği bir kez daha sahaya süreceği anlaşılıyor. Kısaca “kutuplaştır, düşmanlaştır ve konsolide et” olarak tarif edilebilir. Erdoğan, MHP ile birlikte toplam güçlerinin seçimi kazanmaya yeteceğini düşünüyor. Bir fazla oya dahi ihtiyaçları olmadığını düşünüyor. Dolayısıyla ilk yapılması gereken eldekini muhafaza etmek oluyor.

24 HAZİRAN’IN DEVAMI
Erdoğan ve Bahçeli’nin 31 Mart seçimleri ile ilgili ortak yürüttükleri sürecin temel taşıyıcılarından biri de “Cumhurbaşkanlığı sistemi” olacak. Yerel seçimlere hem Türkiye hem de sistemin geleceğine dair önemli bir durak anlamı yükleniyor.

Cumhur İttifakı’nın asıl hedefi seçmenin, yereldeki adaylara ya da belediyecilik hizmetlerine değil Türkiye’nin temel meselelerine pozisyonlarına bakarak oy vermesini sağlamak. Örneğin Balıkesirli seçmen oy verirken kenti, daha önceki hizmetleri ya da aday profilini değil türban ya da Kürt sorununu düşünsün isteniyor. Doğrusunu söylemek gerekirse planları şimdiye kadar eksiksiz yürüyor.

MUHALEFET TUZAĞA DÜŞTÜ
Erdoğan’ın yerel seçimlere dair döşediği tuzakları çıplak gözle biz görebilirken, muhalefet partilerinin bunu fark etmemesi imkansız. Buna rağmen panikle ve aceleyle ittifak görüşmelerine başladılar. Millet İttifakı’nın varlığının MHP tabanı için AKP ile kurulan ilişkiyi meşrulaştıran en önemli etken olduğunu dikkate almamaları, verdikleri görüntü sürecin “gönüllü denekleri” oldukları gösteriyor. Yerel seçimlerde alınacak birkaç belediye ile Erdoğan’ın 24 Haziran seçimleri ile birlikte sağlamlaştırdığı rejimin yıkılabileceğine dair sahte umutların peşine gitmeyi tercih ettikleri izlenimi veriyorlar.

Muhalefetin 31 Mart seçimlerini bir genel seçim hatta Türkiye’nin geleceğini belirleyecek yol ayrımlarından biri olarak sunması Erdoğan’ın en çok isteyeceği şeylerden biri. CHP ve İyi Parti bu rotaya oturmuş durumda. Muhalefet partilerinin bindiği vagon son anda raydan çıkmazsa yeni bir ‘sandık kırıklığı’ ile karşı karşıya gelecekler demektir