“2017’de, Grup Yoruma’a büyük bir siyasi linç başladı. FETÖ darbesini fırsat bilen AKP iktidarı, tüm muhaliflere saldırdı. İdil Kültür Merkezi 12 kez basıldı. Piyona tuşları parçalandı. Bu düşmanlık için biz ne yaptık?… Kendini kurtarmaya çabalayan iftiracıların tanıklığıyla sayfalarca iddianame yazıldı. Bu süreç geçtiğinde ilk satacakları siz olacaksınız…”

Bu sözler, cezaevinde 242 gündür yaptığı açlık grevini ölüm orucuna çeviren 15 yılllık Grup Yorum üyesi gitarist İbrahim Gökçek’e ait. 4 Grup Yorum üyesi aylar süren tutukluluk sonrası İstanbul Çağlayan’daki, 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, hâkim karşısına çıktı.

BOŞ İDDİANAMELER

Kopyala-yapıştır, bomboş iddianamenin en büyük dayanağı, itirafçı ‘açık’ tanıklar. Tıpkı Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarının davaları gibi. Çağlayan Adliyesi’nde 31 Mart 2015’te öldürülen Savcı Selim Kiraz davasından 2017’de tutuklanıp ağırlaştırılmış müebbet alan ve kendini ifade etmek için 228 gündür açlık grevi yapan Mustafa Koçak dosyasına benzer şekilde.

AYNI İTİRAFÇILAR

Açık itirafçı tanıkların ifadeleri hayat karartmaya yetiyor. Birkaç satırlık sözler ile Grup Yorum üyeleri ‘terörist’, avukatlar ‘örgüt üyesi’ sayılıyor. Koçak’ın cezaevinde tutulması için; Berk Ercan isimli itirafçının, “Evet, savcının öldürüldüğü silahı o temin etmiş, bana köftecide söyledi” sözleri yetiyor.

MAKSATLI: SUÇ YARAT, SAVUNMAYI BERTARAF ET, DOSYA KAPAT

Savcılar, hâkimler bu iddiaların boş ve akıl dışı olduğunu bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Sadece verilen rolü oynuyor, biat ekmeği yiyor, kralı kraldan çok tutuyorlar. Dosyalar maksatlı. Grup Yorum ile muhaliflere de gözdağı veriyorlar. Mustafa Koçak üzerinden bir muamma olan Savcı Kiraz dosyasını kapatmak, kurcalanmasını önlemek istiyorlar.

Avukatların hücreye mahkûm edilmeleri ise müvekkili yalnız bırakıp başa bela alan etkin savunma hakkını engellemek ve dosyaların açığa çıkmasına set çekmek. ÇHD Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ilk tutukluluğundan hemen önce bunu adliye koridorlarında, “Bu Soma’nın, Suruç’un bedelidir” sözleri ile dile getiriyordu.

‘SİZİ SATACAKLAR’

Mahkemedeki en ağır ve gerçekçi ifadeler Gökçek’e ait. “Dönem bittiğinde ilk satacakları siz olacaksınız.” Anlamı derin, Türkiye bu deneyimi daha önce de yaşadı. “Hukuk bir gün herkese lazım olacak” ifadeleri boş bir slogandan ibaret değil. 15 Temmuz 2016’nın sonra tutuklanan hâkim ve savcı sayısı 546. Meslekten men edilenler 3 bin 500 civarı.

BİZ BUNU GÖRDÜK

“Sokakta, elinde bezle araba camı temizleyen savcılar olacak” deniyordu. Şimdilik çiğ köftecide dürüm saranları biliyoruz. Aşağılama, hoş karşılama değildir bu. En hafif ihtimalle ‘hükümsüz’ bırakılmanın bir tasviri, dönemin özetidir. Anımsatmadır. Hukukun bittiği, kitaba göre değil, duruma ve şekle göre tavır alındığı yerde kimsenin geleceği de güvencesi de olmaz.

İPİN UCUNU KAÇIRDILAR

İntikam ve nefret duygularıyla hareket eden ipin ucunu kaçırdıkça kaçıran bir rejimin tam ortasındayız. Bu duygular, topluma da sirayet ediyor! Grup Yorum davası; 26- 27 Mart 2020 tarihine ertelenirken sadece üniversiteli Barış Yüksel’e adli kontrol ile tahliye çıktı. Gökçek; “Belki bu son konuşmam” diyordu: “Ama gitar çalmaya devam etmek istiyorum.”

Erdoğan’ın 3 gün önceki konuşması ise ibretlikti: “Nazım Hikmet’i hapiste çürütenler, Sabahattin Ali’yi katledenler, tek parti döneminin jakobenleridir. Şiiri, müziği yasaklayan bir ülkeden, sanatçıyı ötekileştirmeyen yepyeni bir Türkiye’ye kavuştuk.” Gökçek’in realist ve acı sözleri ile mizah yüklü diğer konuşma arasında sıkıntılı bir çatlak var. Tam oradan karanlık sızıyor. Hayra alamet değil!