Sarayların Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmasının sıradan olmadığını belirten Hamzaçebi: Saltanatın bitmesiyle TBMM’ye devredilen irade geri alınıyor. Millet iradesinden tek adam iradesine dönülüyor

Erdoğan’ın ‘saray’ sevdası

SEBAHAT KARAKOYUN sebahatkarakoyun@birgun.net @ssenyaprak

Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı’nı düzenleyen 1 numaralı kararname ile Cumhurbaşkanı’na bağlanan kurumlar arasında 1933 yılından beri TBMM bünyesindeki Milli Saraylar’ın da bulunması dikkati çekti. Böylece yapılan tahsisle daha önce kullandığı Dolmabahçe ve Beylerbeyi’nin de bulunduğu 11 saray ve kasır Erdoğan’a bağlanmış oldu.

Erdoğan’ın yemin ederek göreve başlamasından hemen önce 24 Haziran seçimleri arifesinde çıkarılan yetki kanuna dayanılarak düzenlenen 703 sayılı KHK ile ülkenin idari yapısıyla ilgili köklü değişiklikler yapıldı. Yemin töreninin ardından yayımlanan 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile de ‘tek adam’ rejiminin nasıl yürütüleceği ayrıntılandırıldı.

Liste uzun
Cumhurbaşkanı’nın tüm kamuyu oluşturulan dokuz kurul üzerinden yönetmesini, bakanlıkların bu kurulların belirleyeceği politikaları uygulayıcı hale getirilmesini öngören kararname ile aralarında Genelkurmay Başkanlığı, MİT ve Diyanet’in de bulunduğu bazı kurumlar da “Cumhurbaşkanlığı’na bağlı kurum ve kuruluşlar” olarak tanımlandı. Bu kurumlar arasında 1933 yılından beri TBMM bünyesindeki Milli Saraylar’ın de yer alması dikkati çekti.

Milli Saraylar bünyesindeki Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları ile; Yıldız Şale Küçüksu Kasrı, Ihlamur Kasrı, Aynalıkavak Kasrı, Maslak Kasrı, Florya Atatürk Köşkü ve Sosyal Tesisleri, Yalova Atatürk Köşkü ve Beykoz Kasrı’nın bağlı bulunduğu Milli Saraylar bundan böyle doğrudan Cumhurbaşkanı’na bağlı olacak.

‘Millet iradesini simgeliyordu’
CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, hukuksuzluk ve keyfiliğin egemen olduğu kararnamedeki Milli Saraylar’la ilgili düzenlemenin ‘sıradan’ bir uygulama olmadığına dikkat çekti.

Milli Saraylar’ın korunması gereken kültür varlıkları olduğunu vurgulayan Hamzaçebi, şunları söyledi: “Saltanatın ve hilafetin kaldırılması Cumhuriyet’in kurulmasıyla saraylar TBMM’ye bağlanmıştır. Bu aslında egemenlik anlayışındaki dönüşüme paralel bir uygulamaydı. Tek adam iradesinden milletin iradesine geçişi sembolize ediyordu. Şimdi yeniden saray ve kasırları TBMM’den alarak cumhurbaşkanına bağlamak millet iradesinden tek adam iradesine geri dönüşü simgeleyen somut bir örnek aslında. Görünen o ki Erdoğan’ın Saray aşkı bitmiyor. İstanbul’da iki sarayı kullanıyor Ankara’da koca bir saray yaptı kendine ama bunlar yetmiyor, tüm saray ve kasırları istiyor.”