Erdoğan kimi çağırıyor?
AKP’de olağanüstü kongre kaçınılmaz bir sonuç gibi duruyor. Muhalefet ciddi bir hata yapmazsa, kongre başarısız bir ruh çağırma seansının ötesine geçemeyecek. Parti içindeki dağınıklığa baktığımızda, örgüt tünelin ucunu göremiyor.
YAŞAR AYDIN
İstanbul seçiminden bu yana AKP içerisinde değişimden bahsediliyor. Hatta bir olağanüstü kongre neredeyse kesin gibi. Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu gerçekleştirdiği Rize ve Trabzon mitinglerinde yaptığı konuşmalar kongre beklentisini güçlendirir nitelikteydi.
Erdoğan, ‘Milletin yanında olan herkes’, ‘Kanaat önderleri’ gibi tanımlamalarla partiye yeni isimlerin ve grupların katılabileceği sinyalini veriyor. Bu açıklamanın ardından AKP kulislerinde en çok dillendirilen soru, “AKP’ye davet edilecek bu isimler ve gruplar kim?” şeklinde.
DIŞARIDA CEMAAT KALMADI
İlk akla gelen ise tarikat ve cemaatler oldu. AKP’yi yakından takip edenler bilir ki bugünlerde tarafsız olan cemaat ya da tarikat kalmadı. Ya AKP’nin düşman belledikleri var ya da AKP’yi destekleyenler. Dolayısıyla bu alandan bir katılım olması mümkün görünmüyor.
Çeşitli isimlerin zikredildiği kulis bilgileri arasında kısmi FETÖ affı da konuşuluyor. Cemaatle ilişkisi bilinse bile artık AKP’ye bağlılığını kanıtlamış bazı isimlerin partinin yönetim kadrolarına alınabileceği yönünde bilgiler dolaşımda. Kuşkusuz birkaç isim bulunabilir. Erdoğan’ın Tamince gibi bazı isimlerle yakın ilişkisi sır değil. Ama bu isimlerden bir ‘yenilenme ve büyüme’ görüntüsü çıkmaz. Ancak yaygın bir barışma -en azından şimdilik- mümkün görünmüyor.
Bazı AKP’li isimlere, “Kimleri bekliyorsunuz?” diye sorduğumuzda aldığımız yanıt durumu netleştiriyor. Bırakın emin olmayı, bu konuda bir isim tahminleri bile yok. Erdoğan’ın görüşmeleri kendisinin yaptığı ve bilgilerin onda olduğunu söyleyenler de çıktı. Ama bir o kadar da “Bence hiç kimse yok” diyen de var. Partililerden aldığımız bilgiye göre, Erdoğan dışında bugüne kadar kimse bu kapsamda bir görüşme yapmamış. Erdoğan’ın yapıp yapmadığı ise net değil. Yani olası bir olağanüstü kongre öncesi ortaya atılmış bir balonla karşı karşıyayız.
PARTİ ERİYOR
Erdoğan’ın çağrısına kulak kabartan fazla kimse yok. Ama hem partinin hem de Erdoğan’ın böyle bir desteğe çok ihtiyacı olduğu açık. AKP iktidar partisi olmasına rağmen MHP’nin desteğiyle ayakta duran, üyeliklerin formaliteye dönüştüğü, neredeyse aktif bir çalışmanın olmadığı bir parti haline geldi. Konuştuğumuz deneyimli bir siyasetçinin AKP’yi “1991 ANAP’ına” benzetirken, “Dava dava diyenler afişlerini parayla astırıyorlar” tespitini yapması boşuna değil. Ortada polis-asker-yargı-medya gücüyle ayakta kalmaya devam eden bir iktidar var. Erdoğan da bu durumun sürdürülebilir olmadığını biliyor ve önlem almaya çalışıyor. Tüm gayreti, eriyen parti görüntüsünden kurtulup yeniden odak haline gelmek.
HEDEF GÜL-BABACAN
Erdoğan’ın uzun süredir partide aktif görev vermediği ve yerel seçimlerde yaşanan yenilgi olmasaydı vermeyi de düşünmediği isimler parti koridorlarında yeniden konuşulur olmaya başlandı. Adresler taranıyor, iletişim bilgileri güncelleniyor. Babacan’ın etrafına doğru hareketlenen ve de hepsi AKP üyesi olan bu isimlerle zayıflayan bağlar güçlendirilmeye çalışılıyor. Bununla birlikte partideki ortak kanaat geç kalındığı noktasında. İçeriden ve dışardan cesaretlendirici telkinler aldığı belli olan AKP’li muhalifler hiç olmadıkları kadar aktif. Yüksek sesle konuşup tabanı şaşırtmaya devam ediyorlar. Üstelik yalnız da değiller. Aldığımız bilgilere göre, belediyelerden nemaları kesilen, merkezi bütçeden payları azalan AKP dönemi zenginleri de bu arayışın parçası olmuş durumda.
AKP’de olağanüstü kongre kaçınılmaz bir sonuç gibi duruyor. Muhalefet ciddi bir hata yapmazsa AKP kongresi başarısız bir ruh çağırma seansının ötesine geçemeyecek. AKP Genel Merkezi’ndeki moralsizliğe ve dağınıklığa bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki örgüt tünelin ucunu göremiyor. Erdoğan’ın tuttuğu fener ise anca kendine yetiyor.