AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesi Osmaniye'de yaptığı açıklamada muhalefeti hedef alarak, "Çıkmış bir tanesi Kızılay nerede diyor. Be ahlaksız, be namussuz, be adi. Böyle vicdansızlık olur mu? Kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak yenilir yutulur değildir" diye konuştu. Erdoğan ayrıca, "Kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır, işte onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarımıza bize yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım" açıklaması yaptı.

Erdoğan muhalefete hakaret etti, hedefi belirledi: Kentsel dönüşüm olmazsa olmaz
Fotoğraf: AA

HABER MERKEZİ

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerin etkilediği Osmaniye'ye ziyaret gerçekleştirdi. Deprem sonrası yürütülen çalışmalarla ilgili incelemelerde bulunan Erdoğan, son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.

"Çıkmış bir tanesi Kızılay nerede diyor. Be ahlaksız, be namussuz, be adi. Günde yaklaşık 2.5 milyon insana bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu?" diyerek muhalefeti hedef alan Erdoğan, "Kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak yenilir yutulur değildir" şeklinde konuştu.

Ayrıca, kentsel dönüşümü savunan Erdoğan, "Adana'da bir tanesi çıkmış kentsel dönüşüme biz karşıyız diyor. Kim bu? CHP'den bir belediye başkanı. Ben belediye başkanlığı yaptım İstanbul'da. Kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır, işte onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma, ne olur bize yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım" ifadelerine yer verdi.

"ENKAZ KALDIRMADA SONA GELDİKÇE KAYIPLARIMIZ ARTIYOR"

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Osmaniyeli vatandaşlarımla birlikte tüm depremzedelerimize geçmiş olsun dileklerimi tekrar iletmek istiyorum. Dün Hatay merkezli 6.4 ve 5.8 gücündeki iki depreme biz de Kahramanmaraş'ta yakalandık. Maalesef bu depremde de kayıplarımız oldu. 6 Şubat'tan bu yana ardı ardına yaşadığımız depremler nedeniyle yüreğimize düşen ateşi anlatmakta kelimeler yetersiz kalıyor. Enkaz kaldırmma çalışmalarında sona geldikçe maalesef acımızla beraber kayıplarımızın sayısı da artıyor. Son tespitlerimize göre, deprem bölgesinde hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bini geçerken, 115 bin insanımız da yaralı olarak kurtarıldı.

Bilim insanları 6 Şubat Pazartesi günü maruz kaldığımız deprem felaketini dünyada karada meydana gelen en şiddetli deprem olarak tarif ediyorlar. Depremin 3. günü ve sonrasında bölge illerimize yaptığımız ziyaretlerde yıkımın şiddetini bizzat yerinde görme imkanı bulmuştuk. Dün Hatay ve Kahramanmaraş'ı tekrar ziyaret ettik. Her ne kadar birileri önemsizleştirmek istese de insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden biriyle karşı karşıya olduğumuz gerçektir. Şartların zorluğuna bakmadan devlet ve millet olarak yaralarımızı sarmaya hayata çok daha sıkı bir şekilde yeniden tutunmaya çalışıyoruz. Gerek depremin etkilediği bölgenin genişliği gerekse çetin kış koşulları ilk etapta çalışmalarımızı zorlaştırsa da tüm imkanları şehirler için seferber etmiş durumdayız. Afet bölgesinin tamamına eskavator, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, greyder, vidanjör gibi toplam 13 bine yakın iş makinası sevk ettik.

Her ne kadar ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler 'devlet yok, iktidar yok' diyorlarsa da bunların gören gözü kör, kulağı sağır, kalpleri mühürlenmiş. ilk günden itibaren devlet jandarmasıyla, polisiyle tüm güvenlik güçleriyle beraber 11 ilimizde yerini almıştır. Tüm hizmetler için 271 bin görevlimizle vatandaşımızın imdadına koştuk. Yardımların ulaştırılması, yaralılarımızın sevki vatandaşlarımızın tahliyesi ve asayiş hizmetlerinin temini için teüm imkanları kullandık. Yeme içme ihtiyaçlarının giderilmesi için gereken tedbirleri aldık.

"YENİLİR YUTULUR BİR ŞEY DEĞİLDİR"

Ama terbiyesiz terbiyesizliğini bırakmaz. İşte çıkmış bir tanesi 'Kızılay nerede' diyor. 'Ne çadırını ne yemeğini görmedik' diyor. Be ahlaksız, be namussuz, be adi. Günde yaklaşık 2.5 milyon insana bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak yenilir yutulur bir şey değildir.

Enkaz kaldırma ve hasar tespit çalışmalarını yürütürken geçici barınma merkezlerini hızla devreye alıyoruz. Bir taraftan çadırlarımız bir taraftan konteynerlerimizin yerleştirilmesi bunların hepsi devam ediyor. Bölgeye sevk edilen 300 bin çadırın kurulumuyla 3 milyon 265 bin battaniyenin dağıtımı gerçekleştirildi. Kulaklarınız duyuyor mu acaba? İnanın bunların kulakları var ama duyrmaz. Gözleri var ama görmeZ. Çünkü bunlar kördür sağırdır. Hâlihazırda 865 bin vatandaşımız çadırda. 23 bin 500 vatandaşımız konteynerlerde. 376 bin vatandaşımız da bakanlıklarımıza bağlı yurtlarda ikamet ediyor. Diğer illere gitmek isteyenlere yardımcı oluyoruz.

"BİZE 1 YIL MÜSAADE EDİN"

Kalıcı konutların inşası ile ilgili adımları atmaya başladık. Daha önce de söyledim 1 yıl bize müsaade edeceksiniz. 1 yılda bu konutları yetiştireceğiz ve vatandaşlarımızı da konutlara yerleştireceğiz. Depremden etkilenen 11 ilimize gönderilen binlerce personelimizi hasar tespit çalışmalarını bitirmek üzere. 1 milyon 123 bin binanın incelemesi yapıldı. 139 bin binadaki 458 bin bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Osmaniye'de de 5575 bina yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu görüldü. Tüm raporlara e-Devlet üzerinden ulaşılabilir.

Biz ağırına hafifine bakmadan şehirlerimizi yeniden inşa edecek bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Altyapı hizmetleri de kontrollü bir şekilde verilmeye başladı. Yollarımızın da tamamı açıktır. Tıpkı şehir merkezlerimiz gibi köylerimizi de 1 yıl içinde ayağa kaldırmayı hedefliyoruz.Toplam 70 bin köy evimizi kendi mimarisine uygun bir şekilde yapıp hak sahiplerine teslim edeceğiz. Osmaniye'de 1361, Adana'da 701, Adıyaman'da 8 bin 21, Diyarbakır'da 2 bin 927, Elazığ'da 386, Hatay'da 14 bin 141 köy evi yapılacak. Kahramanmaraş'ta 12 bin135, Kilis'te 1002, Malatya'da 17 bin 990, Şanlıurfa'da 2 bin 54, Gaziantep'te 9 bin 130 köy evi inşa edilecek.

"GEREKİRSE YASAL ALTYAPIYI OLUŞTURACAĞIZ"

Depremle ilgili detaylı muhasebe önümüzdeki günlerde yapılacak. Yaşadığımız afetten 85 milyon olarak hepimizin çıkarması gereken dersler olduğu açıktır. Eksikliklerimizi gidermemiz büyük önem arz ediyor. Bu süreçte özellikle 17 Ağustos Marmara depremi sonrasında attığımız adımların ne kadar doğru ve isabetli olduğunu tecrübe etmiş olduk.

Adana'da bir tanesi çıkmış kentsel dönüşüme biz karşıyız diyor. Kim bu? CHP'den bir belediye başkanı. Ben belediye başkanlığı yaptım İstanbul'da. Kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır, işte onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma, ne olur bize yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım. Bunu gerçekleştirmemiz lazım ki, yataklarımızda huzurlu bir şekilde uyuyabilelim. Kentsel dönüşüm projeleriyle TOKİ vasıtasıyla yürütülen toplu konut hamlelerinin önemini bir kez daha gördük. Deprem bölgelerinde tek bir TOKİ binası bile yıkılmadı. Milyonlarca vatandaşımız TOKİ'nin inşa ettiği konutlarda kendilerini daha güvende hissediyor.

Çeşitli engelleme girişimlerine rağmen kentsel dönüşümünü gerçekleştirdiğimiz binalarda yaşayan insanlarımız, bizlere dua ediyor. Bundan sonraki süreçte her iki konuda daha kararlı davranacağız. Gerekirse tüm yasal altyapıyı oluşturacak ve ona göre adımlarımızı atacağız. Kısa sürede hepsini yeniden ayağa kaldıracağız, deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza konutlarını 1 yıl içerisinde teslim edeceğiz.

Vatandaşlarımdan bizlere bir yıl müsaade etmelerini istirham ediyorum. Kayıplarımızı geri getiremesek de devletimiz yıkılanın yerine daha güzelini daha dayanıklısını yapmaya muktedirdir. Devlet ile millet arasında fitne sokmaya çalışalara lütfen prim vermeyin. Depremi bahane ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, toprak altında yatan canlarımıza hürmeti olmayan fırsatçıların sizi karamsarlığa sürüklemsine müsaade etmeyin. Nasıl daha önceki depremlerde, sellerde, yangınlarda hiçbir insanımızı aç açıkta bırakmadıysak, devletimiz depremzedelerimizin de yanındadır. Can kayıplarında ihmali, kusuru, kastı olanlar varsa hesabını hukuk önünde sormak boynumuzun borcudur. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız."