AKP cephesinde kriz derinleşirken, önümüzdeki dönem muhalefetin alacağı tutum büyük önem kazanıyor. Daha çok belediye başkanlarının boy gösterdiği muhalefet cephesinde, Türkiye’nin temel meselelerine dair farklı bir yol önerilmemesi, Babacan ve Davutoğlu’nun konuşulması, ‘AKP’nin alternatifi AKP’den mi çıkacak’ tartışmalarını da beraberinde getiriyor.

Erdoğan muhalefeti kendi minderine çekiyor

MEHMET EMİN KURNAZ

31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinden hezimetle ayrılan iktidar cephesinde kriz derinleşirken, muhalefet uzun yıllar sonra ilk kez oyun kurma şansı yakaladı. Toplumda gözle görülür şekilde yükselişe geçen AKP karşıtlığı şu anda kendini muhalefetin içinde ifade edemiyor. Muhalefet partileri de buna uygun bir hat geliştirmiş durumda değil.

Yerel seçimlerde kazanılan başarıların da etkisiyle, ağırlıkla yerel yönetimlerin konuşulduğu, siyasal aktörlüğünü belediye başkanlarının yaptığı bir muhalefet anlayışı ortaya çıkıyor. Yerel yönetimler doğal olarak ekonomik kriz, Kürt sorunu ve Suriye başta olmak üzere içeride ve dışarıda yaşanan büyük sorunlara ilişkin AKP’den ayrıştıran bir siyaset önermiyor. Etkili, iktidara alternatif bir söylem, muhalefet tarafından geliştirilmiş durumda değil. Ülkenin büyük gündemini ıskalayan muhalefetin, bir çeşit siyasi kolaycılık olarak, AKP içinde yaşanan krize odaklı politikalarla başarılı olması mümkün görünmüyor.

DAVUTOĞLU VE BABACAN DAHA ÇOK GÖRÜNÜRDE

Yalnızca belediyelerde ortaya çıkan gelişmeler üzerinden alınan tutumun, siyasi karşılığı bugün bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefeti kendi minderine çekmesi olarak okunuyor. Muhalefetin büyük meselelere ilişkin kendi söylem ve alternatifleriyle dolduramadığı siyasi boşluk, AKP içinde başlayan ve iktidar krizine dönen yeni sürecin ortaya çıkardığı boşluğun kimin tarafından doldurulacağına dair tartışmalara dönüşüyor. CHP’den çok Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu’nun isimlerinin konuşulması ise eksikliği net olarak ortaya koyuyor. AKP’nin neden olduğu kriz, yine AKP içinden çıkan aktörler tarafından doldurulmaya çalışılıyor. Mevcut durumda Davutoğlu ve Babacan’ın görünürlüğünün, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan fazla olması da bunun ispatı olarak karşımıza çıkıyor.

İKTİDAR, MUHAFELETİ SIĞ SULARA ÇEKİYOR

Cuma günü gazetemizde yayımlanan Birgünce’de altı çizildiği gibi 7 Haziran seçimlerinde muhalefetin kazandığı kısmi başarının ardından, 1 Kasım’da AKP lehine bambaşka bir tablonun ortaya çıkmasında, iktidarın politikaları kadar muhalefetin de suskunluğunun payı olduğunu yeniden hatırlatmakta fayda var. Ülke siyasetindeki boşluk ve tıkanmanın, iktidar tarafından sığ sulara çekilen muhalefetin, mevcut politikalar arasında tercih yapmasından öte, bizzat meselelerin köklü çözümüne yönelik bir değişim ve kitleleri kucaklayacak irade talebiyle aşabileceği ortada duruyor.

KÖKLÜ DEĞİŞİM TALEP EDİLMELİ

Konuya ilişkin görüşlerini BirGün’e aktaran CHP PM Üyesi Gökhan Günaydın, yerel seçimlerin, Türkiye’de uzunca bir süre ortaya çıkma işaretleri vermiş olan memnuniyetsizliği somut biçimde ortaya çıkardığını belirtti. “Bugün Türkiye’de yaşanan birçok büyük gelişmeyi günlük politikalarla ele alırsak biz de o trene binmiş oluruz” diyen Günaydın, tüm ülkenin tepeden tırnağa yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Günaydın, “Dolayasıyla yeniden inşaya odaklanmayan ve örneğin ekonomik krizin sadece görünür haliyle konuşan bir muhalefetin şansı yok. Asil olan tarımdan sanayiye yeni bir restorasyon süreci için muhalefetin adım atmasıdır. Muhalefetin önümüzdeki süreçte kurultay dönemleri olacak, aktörler değişecek parti politikaları tartışılacak. Zaten yaklaşmakta olan erken seçim olasılığı muhalefeti büyük konulara daha fazla odaklanmaya zorlayacak. Önemli olan gelip geçici günlük politikalara göre değil, tersine ülkeyi ve bölgeyi doğru okuyup yeniden inşa edebilecek politikalara odaklanmayı becermek. Muhalefeti bekleyen asıl sorumluluk burada” diye konuştu.