Türkiye seçim sathına girerken AKP Genel Başkanı Erdoğan stratejisinin köşe taşlarını netleştirdi. Muhalefet cephesi bir arada kalmayı başarırken program ve hedef konusunda iktidarın gerisinde kaldı.

Erdoğan netleşti, sıra muhalefette

Yaşar AYDIN

Erken ya da zamanında yapılacak seçim için kollar sıvandı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaz başından bu yana attığı adımlarla seçimlere nasıl gireceğinin ipuçlarını verdi. Yeni anayasa, yeni seçim sistemi ve yeni dış politika zor görünse de eski ortakla yoluna devam edecek.

YENİ ANAYASA: Erdoğan yaklaşık beş ay önce “Türkiye’ye yeni bir anayasa lazım” diye işaret buyurdu. Peşinden Bahçeli, AKP kurmayları ve nihayetinde Diyanet ve Yargıtay başkanları da topa girdi. Koro halinde sadece dört yıl önce değiştirilen anayasanın bir kez daha revize edilmesini istiyorlar.

Erdoğan’ın anayasa taslağının da ilk işaretleri gelmeye başladı. İki hafta önce yazdığımız haberde “etnik ve dini bazı terimler dahil edilebilecek” demiştik. AKP’li kurmayların MHP’ye sunduğu teklifte buna dair ibarelerin olduğunu artık yandaş medya da haber yapmaya başladı. İlk dört madde dahil revizyonların yapılacağı yeni metinle ilgili MHP tutumuna dair aldığımız ilk bilgiler beklenildiğinin aksine partide rahatsızlık yaratmadığı yönünde.

MHP itiraz etmedi çünkü; bir, iktidarda kalmak istiyor, iki, teklifin kağıt üstünde kalıp sadece seçim propagandası olduğunu biliyor. Üstelik bu sessiz kabulle birlikte AKP’den yeni tavizler de alabilecek. Erdoğan’a gelince ortalıkta “en demokratik anayasa taslağıyla geliyoruz” propagandasıyla dolaşma şansına sahip olacak. Tabii bu demokratik süreçten Kürt ve mütedeyyin seçmenin takdirini almayı da hedeflediğini söylemenin bir gereği yok. Önümüze konacak sandık için en çok yeni anayasa propagandası yapılacak.

YENİ SEÇİM YASASI: Yüzde 7 barajı konusunda Cumhur’da bir anlaşma var. Daha ayrıntıya girip seçim sistemiyle ilgili ince dokunuşlar için çalışıldığını biliyoruz. Ama şimdiye kadar sonuç alamadılar. Dar bölge, daraltılmış bölge gibi çalışmalardan iki tarafı da aynı anda memnun eden bir sonuç çıkması imkânsız görünüyor. Kulislerden aldığımız bilgiye göre başka bir ihtimal de masada. Eğer daha çok milletvekili çıkarılacağı anlaşılırsa seçimlere ayrı ayrı giren ama birbirlerini de kollayan bir yol arayışları var. Yani bazı bölgelerde MHP bazı bölgelerde AKP adayları desteklenecek. Böylece ittifak modelinin toplaması sırasında kaybedilen artık oylar ve milletvekillerinin de önüne geçilmesi planlanıyor. Bu çalışma henüz iki tarafın da masasının üstüne konacak kıvama gelmediğinin de bilgisi elimizde.

DIŞ POLİTİKADA MAKAS DEĞİŞİKLİĞİ: Erdoğan yalnız olmadığını, dışarıda güçlü desteğe sahip olduğunu göstermek istiyor. Bunun için Ortadoğu politikasını sil baştan kuruyor. Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirliği derken mesele Suriye’ye kadar gelecek. S400 mesele bile değil. Erdoğan’ın bu kadar hevesine rağmen Batı’nın aynı heyecanı duyduğunu söylemek imkânsız. Ama Afganistan’dan anladığımız kadarıyla Erdoğan sonuna kadar zorlayacak.

HER KOŞULDA MHP: Erdoğan’ın seçim stratejisinde MHP başköşede duracak gibi. Tabii Bahçeli bu rolü istediği sürece… MHP, Erdoğan’ın seçim stratejisine ikna olurken Bahçeli’nin de kadro vekil gibi taleplerinin de karşılık bulacağı bir süreç olacağa benziyor. Perinçek, Işıkçılar, BBP gibi bugün ses yükseltenler çok bir öneme sahip değil. Erdoğan tüm bu isimlerin yerine Saadet Partisi ya da en azından Kutan’ın yanında olmasını yeğleyecektir.

MUHALEFET NE YAPACAK?

CHP ve İYİ Parti birlikteliği seçime kadar zaman zaman kriz yaşasa da ayakta kalacak gibi görünüyor. Özellikle Kılıçdaroğlu ve Akşener’in yakın çalışma içinde olması her şeyi biraz daha kolaylaştırıyor. Bu birlikteliğin yarattığı sinerjiye rağmen hâlâ ortak bir program ve hedefin olmaması, sandık yaklaştıkça bu hazırlıksız görüntü dezavantaj yaratacaktır. Parlamenter sistem önerisinin hâlâ çok ham olması, eskiyi tekrar eder görüntüsü ve her sorunun çözümünü seçim sonrasına öteleyen yaklaşımları Milet Cephesi’nin en zayıf noktası.

Erdoğan seçim öncesi elini açtı ve ilerliyor. Diyanet’ten Afganistan’a kadar attığı her adım da niyetini çok açık ediyor. Ama artık sahada tek başına top koşturmuyor. Üstelik formsuz ve zayıf bir durumda yakalandı. Kazanması için rakibin hata yapması gerekecek.