Erdoğan: Resulayn ve Tel Abyad arasındaki 120 km'ye yoğunlaştık

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı ile ilgili konuştu.

"Sınır ilçelerimize 652 havan mermisi atıldı" diyen Erdoğan, "Sahada askerlerimizin ve Suriye Mili Ordusu'nun karşısında duramayan hainler sınırlarımıza yakın yerlerden sivil vatandaşlarımızı hedef alıyorlar," şeklinde devam etti.

Erdoğan, "Türkiye'deki uluslararası kamu temsilcileriyle hafta içinde Ankara'da bir toplantı yapacağım," duyurusunu yaptı.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Görüşmelere ve bir takım ortak çalışmalara rağmen müttefiklerimizle bir noktaya ulaşamadık. Kendi admlarımızı atmaya karar verdik. Resulayn ve Tel Abyad arasındaki 120 km'lik bölüme yoğunlaştık. 480 km'lik terör koridorunu tam ortadan bölmüş olacağız. 30-35 kilometrelik derinliğe ineceğiz. Şu anda Rasulayn şehir merkezi ve 4 köy kontrol altına alınmıştır.

Geçen hafta ABD, YPG'ye 400 kamyon gönderdi.

Suriye Milli Ordusu, Münbiç'te teröristlerle göğüs göğüse operasyon sürdürmektedir. Teröristlerin karşımızda dayanamayacağını biliyoruz. En az kayıp, en az acıyla bu süreci tamamlamaktır. Askerlerimiz ve SMO'nun karşısında duramayan teröristler sivil vatandaşlarımız hedef alıyor. Şanlıurfa, Mardin, Şırnak ve Gaziantep'de 652 havan saldırısı oldu. Amaçları Türkiye'nin karşılık vermesi halinde sivil kayıplarını sağlamaktır. Kilise içinden de atış yaptıkları vaki. 18 vatandaşımız şehit oldu 147 vatandaşımız yaralandı. 27 askerimiz ve 57 SMO mensubu yaralandı.

Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 490 oldu. 440'ı öldürülmüş olanlar, 26 yaralı var, 24 teslim olan var.

Bu operasyonda en büyük desteği Suriye Kürtlerinden alıyoruz. Harekatımızın Suriye halkını, oradaki Kürtleri değil teröristleri hedef aldığı açıkça ortadadır. Türkiye'nin asker gücü, şayet insani duyarlılığımız olmasa terör örgütünü tüm operasyon sahasında birkaç gün içinde yerle yeksan etmeye yeterlidir. Ama biz adeta bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışıyor, tek bir masumun burnunun bile kanamaması için gayret gösteriyoruz. Bu mesele Türkiye için bir beka meselesidir.

Operasyonla ilgili tereddütler üç başlıkta toplanıyor. Operasyonun ardından DEAŞ'lı teröristlerin durumudur. "

Türkiye DEAŞ üzerinden ülkemizi itham etmeye kalkan ülkeler ve çevreler başta olmak üzere bu terör örgütüne gerçek anlamda mücadele vermiş tek devlettir. Hâlâ Suriye'de bulunan DEAŞ'lılara konusunda her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğumuzu altını çizerek ifade ettik. Buna rağmen bizi itham edenler asla iyi niyetle hareket etmiyor. Kendi güvenlik güçlerimizin ve vatandaşlarımızın hayatlarını riske atmamız pahasına siviller için gösterdiğimiz hassasiyet bunun en büyük göstergesidir.

"Biz kuyumcu hassasiyetiyle çalışıyor, tek bir masumun burnunun bile kanamaması için çaba gösteriyoruz. hele hele operasyonumuzun Kürtleri hedef alması gibi bir durum söz konusu değildir.

Barış Pınarı Harekatı başladıktan sonra ülkemiz içinde ve uluslararası alanda kimlerin nerede durduğunu gördük. Bu operasyonu işgal olarak tanımlayarak şuurunu kaybetmiş ülkeler çıktı. Ekonomik yaptırımlar ve silah ambargosuyla tehdit edenlere rastlıyoruz. Her şeyden önce bu konunun öneminin hala anlaşılamadığını görüyoruz. Merkel'e de söyledim; 'Bunu nasıl izah edeceksiniz' dedim. Biz sizinle NATO'da müttefik miyiz, değil miyiz? 'Terör örgütünü NATO'ya aldınız da bizim mi haberimiz yok' dedim. Bizden yana mısınız, terör örgütünde yana mısınız? Terör örgütünün yanında yer alıyorsunuz. ABD 30 bin TIR araç, gereci terör örgütüne gönderiyor. Biz şu anda Suriye'de niye varız? Rejim teröriste karşı ayakta duramıyor. Biz de Adana Mutabakatı'yla Suriye'ye girdik.Bu tacizlerden, bu teröristlerin saldırılarından gına geldi. Türkiye'yi bu tür tehditlerle yolundan döndüreceğini sananlar yanılıyor.

Bizimle terör örgütü arasında arabuluculuğa talip olanlar var, bunlar nasıl başbakandır, nasıl devlet başkanıdır, anlamak mümkün değildir. Bizim teröriste bakışımızla insana bakışımız farklıdır. Kaldı ki biz ırkçı değiliz. Ne zamandan beri bir devletin terör örgütüyle masaya oturduğunu gördünüz? Bizim kalkıp da teröristlerle masaya oturmak gibi Allah göstermesin kendimizi inkar edecek halimiz söz konusu değildir."