AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin il başkanlarına yönelik yaptığı konuşmada "83 milyon insanın her bir insanın gönlünü almaya çalışırken, kendi teşkilatlarımızdakilerin gönül çemberinin dışında kalmasını kabul edemeyiz," diyerek mesaj verdi.

Erdoğan: Teşkilatlarımızdakilerin gönül çemberinin dışında kalmasını kabul edemeyiz

AKP İl Başkanları toplantısında konuşan parti başkanı Tayyip Erdoğan, "bir yandan kongrelerde yeni üyelerimizi seçiyor, bir yandan tabanımızı genişletiyoruz," diyerek 601 bin yeni üye kaydettiklerini söyledi.

Erdoğan, "Kayıtların 301 bini gençlerdir. En yüksek gencin bulunduğu siyasi teşekkül biziz. En aktif ve en geniş kadın kollarına sahip partiyiz. 10.5. milyon üyemizle Türkiye'nin 8'de 1 oranında bir modeliyiz," ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"Olağan büyük kongre sürecimiz birkaç aylık ötelemeye rağmen takvime uygun şekilde yürüyor. Salgınla mücadele kurallarına uyularak icra ediliyor. 577 ilçemizde kongrelerimizi gerçekleştirdik. Bu kongreler sonucuna göre yüzde 51 oranında yeni yönetimlerle yola devam ediyoruz. Ülkeye ve millete hizmet yolunda sürdürdüğümüz bayrak yarışında bayrağı devreden arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. AK Parti'de unvanlar değişebilir ama hizmet yarışı bitmez.

Ülkeye ve millete hizmet yolunda görevi devreden ilçe ve belde başkanlarımıza teşekkür ediyorum. AK Parti'de bayrak değişimi olabilir, ama millete hizmet yarışı bitmez. Unutmayalım, hak bir dava yolunda verilen mücadele seçime kadar değil, mezara kadar sürer.

83 milyon insanın her bir insanın gönlünü almaya çalışırken, kendi teşkilatlarımızdakilerin gönül çemberinin dışında kalmasını kabul edemeyiz. Bu görev il başkanlarımıza düşüyor. Bazı kongrelerimize telekonferans, bazılarına da bizzat katılarak milletimiz ile kucaklaşacağız.

2023 yılında partimizi hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimlerinde partimizi zafere taşıyacağımıza inanıyorum. Bizi zafere taşıyacak süreç için hep birlikte daha çok çalışmalıyız. Zaman su gibi akıyor. Buna ayak uydurmalıyız.

Biz sadece bugün ün değil, geleceğin de partisiyiz, iktidarıyız, umuduyuz. Rabbim bizi rıza-i ilahiden başka bir amaca yöneltmesin diyorum.

Ülkemizin her karış toprağını, hizmetlerle, yatırımlarla, eserler ile donattık. Milletimizi mücadele ettiği hak ve özgürlüklere kavuşturduk. Bunlar sadece başlangıçtı. Çıtayı hep daha yukarı çıkardık. 2023 için bir vizyon ortaya koyduk.

Darbelerle bu milleti yönetenler tabi bundan rahatsız oldu. Türkiye, kendini tarihle sosyoloji ile izah edilemeyecek olayların içinde buldu. Gezi olaylarını, 17-25 kumpasını, PKK'nın çukur olaylarını, yüzlerce masumun hayatına mal olan bombalı saldırıları, DEAŞ'ın sınır tacizlerini, hepsini bir kenara bıraktım 15 Temmuz'u hatırlayın.

Dillerinden demokrasiyi düşürmeyenlerin 15 Temmuz'da meşru hükümeti darbe ile yıkmaya çalışanlara omurgalı bir duruş sergilemediğini gördük.

TÜRKİYE NEDEN SURİYE'DE?

Kendimizle birlikte, ister tarihi bağlara dayansın, ister yeni ilişkiler kuralım, tüm dostlarımız için de aynı mücadeleyi vermeye kararlıyız. İnşallah 2053 vizyonumuzu bu model üzerinde inşa edeceğiz.

AK Parti demek bir yandan günlük işleri yürütüp, sorunları çözerken, böylesine köklü tasavvurların peşinde koşmak demek. Partimiz bunlardan ne kadar koparsa o kadar sığlaşır. Bazı kesimler bizi kendi sığlıklarına çekmek istiyor. Hamdolsun 19 yıldır bu tuzağa düşmedik. Kendi projelerimizin peşinden gideceğiz.

Türkiye neden Suriye'de, neden Libya'da, neden Afrika'da, Doğu Akdeniz'de, Kafkasya'da, Balkanlar'da diyorlar. Soruları tam tersinden soralım. Türkiye tamamen çekilirse, Suriye bir anda barışa huzura, özgürlüğe mi kavuşur? Türkiye oradaki oyunları görmez ise Irak'ta her şey normale mi döner? Libya'da Türkiye olmaz ise darbeciler, yönetimi meşru hükümete mi bırakır?

Avrupa ve Amerika demokrasi ve ekonomide tümüyle yerle yeksan olsa bile biz milletimizi her alanda kalkındırmaya devam edeceğiz. Kendimizle birlikte tüm dostlarımız, kardeşlerimiz için aynı mücadeleyi vermekte kararlıyız. Bunun adı Türkiye modelidir. Milletimizin desteğiyle ülkemiz için doğrusu, hayırlısı, iyisi neyse onu yapmaya devam edeceğiz. Türkiye her şeyden vazgeçerse Fransa, başındaki kifayetsiz muhterisin yol açtığı savrulmalardan kurtulup sağduyulu siyasete mi yönelir? Mesela AB, Türkiye tüm haklarından feragat ederse, uzun süredir uyguladığı çifte standarttan vazgeçerek sözlerini tutmaya mı çalışacak? Meselea bu ülkeler çekip gidecekler mi? Şayet bu soruların hepsine samimi bir evet cevabı verilirse, izlediğimiz politikayı gözden geçirmek vacip hale gelir. Eksik bıraktığımız her yerin yalan, yanlış, fitne odakları tarafından doldurulması kaçınılmaz. Bunun için gece gündüz milletimizle olacağız. Sorularımızın hepsine gerçekçi ve samimi bir evet cevabı verilebilirse izlediğimiz politikayı gözden geçirmek de üzerimize vacip hale gelir.

Bu Türkiye modelidir. Başka yerde insani değerler üzerine bina edilmiş böylesine samimi bir demokrasi, adil bir kalkınma hedefi, köklü bir hak ve adalet ideali bulamazsınız

Bunun için gece gündüz milletimiz ile olacağız. Vizyonumuzu anlatacağız."