Ankara 2. Organize Sanayi Bölgesi'ndeki açılış törenine katılan Erdoğan, Türkiye’de yatırımların hız kazandığını iddia ederek, “Esasen bu üretim tesisleri ülkemizin gücü ve potansiyelinin yanında sürekli yandık, bittik diyerek millete karamsarlık pompalayan felaket tellallarına verilmiş en güzel cevaptır” dedi. Erdoğan ayrıca, 'işsizliğin rekor düzeyde düştüğünü' iddia etti.

Erdoğan: Üretim tesisleri ‘yandık, bittik’ diyenlere en güzel cevaptır

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara 2. Organize Sanayi Bölgesi'nde 26 yeni fabrika ve altyapıların açılış töreninde açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin birçok ülkenin aksine ticarette yatırımlarına hız verdiğini savunan Erdoğan, “Esasen bu üretim tesisleri ülkemizin gücü ve potansiyelinin yanında sürekli yandık, bittik diyenlere verilmiş en güzel cevaptır” dedi.

Erdoğan, muhalefeti de hedef alarak, “Türkiye kendi ülkelerine yabancıların gözünden bakan, özgüven yoksunu kifayetsizlere rağmen ekonomide, üretimde, tarımda, ticarette başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

“BAŞARI ÇITASI YUKARI TAŞINIYOR”

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şu şekilde:

“Açılışını yaptığımızı bu tesislerin ortak bir özelliği bulunuyor. Bu fabrikaların tamamı salgın sürecinde yatırımlarını tamamlayarak faaliyete geçmiştir. Birçok ülkede ticaretin durma noktasına geldiği bir dönemde Türk iş dünyası yatırımlarına hız vermiştir. Esasen bu üretim tesisleri ülkemizin gücü ve potansiyelinin yanında sürekli yandık, bittik diyerek millete karamsarlık pompalayan felaket tellallarına verilmiş en güzel cevaptır

Türkiye, ekonomide, üretimde, tarımda, ticarette başarı çıtasını her geçen gün yukarı taşımaktadır. Toplamda 1 milyar 600 milyon liralık yatırım bedeliyle hayata geçen bu fabrikalar salgın döneminde 1670 kardeşimize iş imkanı sundu.”

“ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ, VİZYONUMUZUN ÜRÜNÜDÜR”

“Ayrıca altyapı yatırımlarından arıtma tesislerine, elektrik, doğal gaz hatlarına, ibadethanelerden diğer donatılara kadar girişimcilerin her türlü ihtiyacını karşıladık. Tüm imkanlarımızı seferber ettik. Temelini 2005 yılında bizzat attığım organize sanayi bölgesi işte bu vizyonumuzun ürünüdür.

Bu bölge 16 yıl önce çorak bir araziyken attığımız adımlar sayesinde bugün 11 milyon metrekarelik alanda 111 alanda üretim yapan örnek bir üretim üssüne dönüşmüştür. Farklı alanlarda üretim yapacak bu fabrikaların vatana ve millete hayırlı olmasını diliyorum.

Türkiye kendi ülkelerine yabancıların gözünden bakan, özgüven yoksunu kifayetsizlere rağmen ekonomide, üretimde, tarımda, ticarette başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşımaktadır.”

“İSTİHDAMA DA YANSIDI”

“Türk ekonomisi talep, üretim ve ihracat açısından dengeli bir çizgide ilerleyerek günden güne bir girişim ekonomisine dönüşüyor. Türkiye bir taraftan ayağına vurulan prangaları parçalarken, diğer taraftan özellikle üretim ve ihracatta dünyada artık yeni bir lige yükseliyor. Büyümeden sanayi üretimine ihracattan güven endekslerine kadar tüm göstergelerde yaşanan pozitif gelişmeler istihdama da yansımıştır.

Haziran ayı işsizlik rakamlarında, işsizlik rekor düşüşle rekor 10.6'ya geriledi. Türk ekonomisi toparlanma sürecini geride bırakarak atılım ve şahlanış dönemine girdiğini göstermiş oldu. Bu gerçeği yabancı kuruluşlar da kabullenmeye başladı. Uluslararası basında hemen her gün Türk şirketleriyle ilgili övgülere rastlıyoruz.”

“ÜLKEMİZİ KALKINDIRIRKEN ÇEVREYE DUYARLI OLMALIYIZ”

“Küresel ölçekte iddiaları bulunan bir ülke olarak elbette güçlü, ve istikrarlı ekonomik büyüme hedefimizden asla taviz vermiyoruz. Bunu yaparken alın terini sömürmeyi ve tabiatı tahrip etmeyi kesinlikle hoş göremeyiz. Ülkemizi kalkındırırken, üretimimizi artırırken bunu çevreye duyarlı bir anlayışla yapmamız gerekiyor. Çevreye zarar veren her teknoloji hayatımızı ne kadar kolaylaştırırsa kolaylaştırsın namlusu insana dönmüş bir silahtan başkası değildir. Vahşi büyüme yerine her alanda merhametli büyüme prensibini gözetmemiz gerektiğine inanıyorum.”

“YEŞİLE VE ÇEVREYE SAYGILI BİR DÖNÜŞÜM ŞART”

“Tabiatta sahip olduğumuz değerleri bir kez kaybettik mi bir kez daha yenisini yerine koyamayız. Şiddetli hava olayları, yangın, sel, müsilaj gibi afetler ülkemizi nasıl bir tehlikenin beklediğini açıkça gösteriyor. Karbon ayak izimizin iklim dengesi üzerinde sebep olduğu etkileri ve sebep olduğu acı sonuçları hep birlikte hissediyoruz. Büyük yangınların çıkışını tetikleyen sıcak hava dalgalarına yol açan karbon salınımını azaltma noktasında herkese görevler düşüyor. Tüm ekonomimizin yeşile ve çevreye saygılı bir dönüşüm içinde olması şart.”