Erdoğan: 'Yerel seçimde herkes kendi yoluna'

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

Toplantı öncesinde Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine dair detayları açıklayacağını söyleyen Erdoğan, cinayete dair detayları kamuoyuyla paylaştı. Suudi Arabistan'a cinayeti aydınlatmak için çağrıda bulunan Erdoğan, "Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği iddiası doğruysa Bu yerli işbirlikçi kimdir? Sıradan birisi bu yerli işbirlikçiden bahsetmiyor. Suudi Arabistan’dan yetkili bir kişi bundan bahsediyor. Öyleyse bu işbirlikçiyi açıklamak zorundasın. Hiç kimse bu sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını aklından bile geçirmesin" dedi.

Öte yandan 'Andımız' tartışmalarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçimlerde AKP ile ittifakını bitirdiğini ifade eden Bahçeli'ye yanıt verdi. Erdoğan, "Yerel seçimde herkes kendi yoluna" dedi ve ekledi:

"Andımız geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013'te bunu çözmüştük. Yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye'yi hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, eski hastalıkların yaşadığını gösteriyor. Tek parti CHP'si döneminde başlatılan uygulamayı hala sürdürmeyi çalışmak yanlıştır. Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversitelerini perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. Türkçe Ezan zulmünün de mimarıdır. Milletimizin en etkili andı İstiklal Marşıdır. Bunun dışına bir and tanıyoruz, tanımayacağız."

Erdoğan'ın grup toplantısında söylediklerinin satır başları şöyle:

KAŞIKÇI CİNAYETİ

Grup konuşmamızın bu bölümünde Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki başkonsolosluğun da öldürüldüğü kesinleşen kapsamlı bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Cemal Kaşıkçı evlilik işlemleri için Suudi Arabistan başkonsolosluğuna gidiyor. Kaşıkçı’nın bu ziyaretinin haber verildiğini anlaşılıyor. Hazırlık çalışmalarının ülkelerinde yapıldığını işaret ediyor.

"TOPLAM 15 KİŞİDEN OLUŞAN EKİP"

Operasyondan bir gün önce 16:30’da 3 kişilik bir ekip otele yerleştikten sonra konsolosluğa gidiyor. Bir diğer ekip de Belgrad ormanında ve Yalova’da keşiflerde bulunuyor.

Toplam 15 kişiden oluşan bu ekip ayrı ayrı gelip başkonsoloslukta buluşuyor.

Önce Başkonsolosluğun harddiskinde kamera görüntüleri sökülüyor. Akşam saat 17:50’de ülkemiz resmi makamlarına Kaşıkçı’nın zorla alıkonduğuna dair ihbar geliyor.

Viyana sözleşmesi de artık masaya yatırılacak. İlk önce başkonsolosluk çalışanlarına hakkında işlem yapılamıyor.

Araştırma ve soruşturma derinleştirildikçe çeşitli uçaklarla 15 Suudi görevli ve Adli tıpçının ülkemize geldiği ve daha sonra özel uçaklarla ülkemizden ayrıldığı tespit ediliyor.

Dublör ve yanındaki şahsın da akşam Riyad’a hareket ettiği görülüyor. Riyad önce iddiaları tümüyle reddediyor. Başkonsolos Reuters muhabirine 6 Ekim’de kendini savunmaya çalışıyor.

Olay günü konsoloslukta çalışan personel bir odada denetleme bahanesiyle oda da tutuluyor. Bir diğer personel grubuna da izin veriliyor.

“SORUMLULUK MAKAMINDAYIZ SORGULAMAK HAKKIMIZ”

Bu olay İstanbul’da oluyor. Sorumluluk makamındayız sorgulamak hakkımız. Hiç kimseyi zan altında bırakmamak için araştırmaların sonucunu bekledik.

“ERTESİ GÜN DE BAŞKONSOLOS GÖREVDEN ALINDI”

Kral’a ilk telefon görüşmemizde olayı anlattım. Ortak çalışma grubu kararımızı ilettim. Kral’a Başkonsolos’un yetersizliğini ilettim, Kral da aynı şeyi söyledi. Ertesi gün de başkonsolos görevden alındı.

Ardından Kral’ın talimatı üzerine Başkonsololuk binasına giren ekipler burada çeşitli incelemeler yaptı.

Suudi Arabistan’ın cinayetin kabulünün ardından olaya karıştığı belirtilen 18 kişinin şu an tutuklandığını bana ifade etti. Türkiye olarak süreci devlet ciddiyetine uluslararası hukuka uygun yürüttük. Sınırlarımız içinde işlenen cinayeti tüm boyutları ile araştıracak gereğini yerine getireceğiz.

“KAŞIKÇI’NIN VAHŞİ BİR CİNAYETE KURBAN GİTTİĞİNİ GÖSTERİYOR”

21 Ekim’de AB Başkanı Trump ile kapsamlı bir görüşme gerçekleştirerek olayın aydınlatılması konusunda mutabık kaldık.

Şu ana kadar ortaya çıkanlar Cemal Kaşıkçı’nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini gösteriyor.

Cinayetinin planlı bir şekilde işlendiğine dair güçlü deliller var. Cinayet günü bu 15 kişi niçin İstanbul’da toplanmıştır? Bu kişiler kimden emir almıştır? Baş konsolosluk binası niçin günler sonra açılmıştır? Öldürüldüğü resmen kabul edilen bir kişinin cesedi niçin hala ortada yok?

"KİM BU YERLİ İŞBİRLİKÇİ"

Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği iddiası doğruysa Bu yerli işbirlikçi kimdir? Sıradan birisi bu yerli işbirlikçiden bahsetmiyor. Suudi Arabistan’dan yetkili bir kişi bundan bahsediyor. Öyleyse bu işbirlikçiyi açıklamak zorundasın.

Hiç kimse bu sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını aklından bile geçirmesin.

SUUDİ ARABİSTAN'A ÇAĞRI

Buradan şimdi bir çağrı yapmak istiyorum. Bu çağrım Suudi Arabistan kralı ve üst yönetiminedir. Olayın cereyan ettiği yer İstanbul’dur. Tutuklanan bu 18 kişinin yargılanmasının İstanbul’da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerindedir.


AF VE AND TARTIŞMALARI

Türkiye siyasi işbirlikleri hususunda yeni bir döneme girdi. Bu işbirliği zemininin çok önemli katkısı olmuştur. MHP ile yeni yönetimin hayata geçirilmesi sürecinde son olarak 24 Haizran'da çok verimli bir ittifak sergiledik. Cumhur İttifakı adını verdiğimiz bu zemini hazırlayan milletimizdir. Milletimizin sesine kulak verdik ve samimi bir dayanışma içinde olduk. Yeni yönetim sisteminin inşası gibi temel konularda ittifak içinde olmak, iki partinin aynı çizigiyi takip etmesi beklenmiyor. AK Parti ve MHP iki ayrı partidir. Farklı düşündüğümüz konularda kendi yolumuzu takip ederiz.

MHP ile kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Cumhur İttifakına verdiğmiz önem üzerine bu farklılıklara yapıcı bir dil ile ifade etmeye çalıştık. Kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızdan geçirmeyiz. Esasen bizim siyaset tarzımızda böyle bir uslubun yeri yoktur.

"BUNLARA KADER MAHKUMU DİYE BİLİR MİYİZ?"

Af gündeme geldiğinde, bu işi tam manasıyla masaya yatırdık. Teklife sıcak bakmadığımızı çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştık. Burada temel bir ilke var. Temel ilke bir devlet kendisine karşı işlenen suçlara af yetkisine sahip olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlara karşı devlet af yetkisine sahip değildir. Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz. Kalkıp da uyuşturucu baronlarıyla, torbacılık yapanları bir araya getirmek bunu anlamak da mümkün değil. Biz devlet olarak baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücade ettik, etmeye devam ediyoruz. Hiçbir dönemde uyuşturucularla mücadelede bizim iktidarımız olduğu kadar yoğun bir mücadele verilmemiştir. En doğusundan güneydoğusuna kadar nerede ne gibi çalışmalar yapıldıysa hepsini topladık, gerekeni yaptık. 50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Ne demek aldatılmış? Öbür tarafta can alan katillere mi kader mahkumu diyeceğiz? Öbür tarafta hırsızlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazlasını yapıyor, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Zanilere mi kader mahkumu diyeceğiz? Biz devlete karşı işlenen suçlarda devlet olarak yapılabilecek ne varsa gayret ederiz. Bir katili affettiğimiz zaman maktülün ailesine nasıl anlatacağız?

Emeklilite yaşa takılanlar için gerekenler söylenmiştir.

"BİZİM TEK ANDIMIZ İSTİKLAL MARŞIDIR"

Bizim kimseyi ne kurum ne isim olarak hedef almamız söz konusu değildir. Sosyal medyadaki kimi açıklamaların yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını düşünüyoru ve üzülüyorum.

Andımız geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013'te bunu çözmüştük. Yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye'yi hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, eski hastalıkların yaşadığını gösteriyor. Tek parti CHP'si döneminde başlatılan uygulamayı hala sürdürmeyi çalışmak yanlıştır. Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversitelerini perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. Türkçe Ezan zulmünün de mimarıdır. Milletimizin en etkili andı İstiklal Marşıdır. Bunun dışına bir and tanıyoruz, tanımayacağız.

Ben Türk'üm ama Türkçü değilim. O başka bir şey, o başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır. Her etnik unsur kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapmak hakkı doğar. Asla bunu ırkçılık yapma boyutuna taşımayalım. Bunu yaptığınız anda ayrımcılık yapmış olursunuz. AK Parti olarak bu yanlışa düşmedik.

Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 milyonun ortak devleti olduğuna göre, sembolik unsuların hepimizi kucaklaması gerekir. Rabiamız budur. Tek millet. Kökenine, bölgesine bakmaksızın 81 milyon vatandaşımızın tamamını ifade ediyoruz. Ayrımcılık yok. Tek bayrak. uğrunda dedelerimizin ve evlatlarımızın kan döktüğü istiklalimizin alameti farikasını olan değerini vurguluyoruz. Tek vatan derken, 780 bin kilometre vatan toprağının hepimize ait olduğunu söylüyoruz. Tek develt derken maziden atiye uzanan köprü üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devlet tanımadığımızı belirtiyoruz.

Tek tipçi bir metin özentisinin çocuklarımıza her sabah okutulmasının yeri var mıdır? Anayasa Komisyonu Başkanımızın kökeni ve meşrebi üzerinden eleştirilmesinin kime ne faydası vardır? Ben ayrımcı değilim diyeceksin, Anayasa Komisyonu Başkanımız benim milletvekilim, bakanlık yapmış arkadaşımıza, bakanımıza hem hakaret, hem tehdit savuracaksın. Onun arkasında bizler varız. Bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Bu çok üzücüydü. Buna yol arkadaşımı feda edemem. Benim bu yol arkadaşımızın ırkçılıkla alakası yok. Kökeni Kürt olabilir ama kendisi bu millete hizmet etmenin şuurunda. Niye hedef saptırıyor, damgalama yapıyoruz.

Ülkeyi ve milleti sevmek çocuklarımızı buna uygun bilgi, beceriyle donatmakla olur. Biz 2053, 2071'i inşa etmek için ittifak kurduk. Bunun için artık bu tür meselelerdeki görüş farklılıklarının Cumhur İttifakı'na gölge düşürmesine izin vermemeliyiz. Biz bu ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Milletimizn emaneti olan Cumhur İttifakını günlük siyasetin üzerinde tutmak istedik. Gördük ki MHP farklı bir tercih yaptı. Madem 'Biz yolumuza' diyorlar, biz de 'Herkes kendi yoluna' deriz.

Ülkemiz, milletimiz, partimiz için hayati gelişmelerin olacağı bir dönem olacak. Yeni bir atılım sürecine giriyoruz. Siyasi, sosyal ve ekonomik ilişkiler içinde olduğumuz Avrupa zorlu günler geçiriyor. ABD'nin hamlelerini yakından izliyoruz. Ortaasya ile iyi ilişkiler içindeyiz.


İşte Erdoğan'ın diğer açıklamalarından satır başları:

Grup toplantımızın partimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.

Çok güzel bir Moldova ziyaretimiz oldu. Çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz gök oğuz yerinde de soydaşlarımızla hasret giderdik. Bir çok eserin de orada açılışını yaptık, bu eserleri biz yaptık ve Türk milleti adına oradaki soydaşlarına bunlar hediyeydi.

Macaristan’da da Gülbaba Türbesi’nin restorasyonu çalışmalarını yaparak eseri çok farklı bir noktalaya taşıdık.

Gönül sınırlarımız içindeki dostlarımızla olan ilişkilerimizi asırlar sonrası tekrar olması gereken düzeye çıkarıyoruz.

İzmir’de açılışını yaptığımız Star Rafinerisi’nin hayırlı olmasını diliyorum. Bu Azerbaycan’ın aslında bütünüyle ele aldığımızda Türkiye’de yapmış olduğu 10 milyar dolarlık bir yatırımıdır.

En büyük petrol tesislerinden biri olarak faaliyet gösterecek bu tesisle cari açığımızı da 1 buçuk milyar dolar azalıyoruz. Bu yatırımın hayata geçirilmesi konusunda dostum sayın Aliyev’e bir kez daha şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Üsküdar Çekmeköy metro hattının ikinci kısmını hizmete açtık. İstanbul’un ulaşım sorunun çözümüne yönelik bu yatırımlarımızı kesintisiz devam ettirmeye kararlıyız.

Bundan sonra zaten durmak yok bütün açılışlarımızı Mart 2019 sonuna kadar devam ettireceğiz.


Erdoğan'ın konuşmasından önce grup toplantısını yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iki parti arasındaki ittifakın bittiğini açıkladı. Erdoğan'ın bu konuya değinip değinmeyeceği merak ediliyor.

Erdoğan, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı hakkında önemli açıklamalar yapacağını söylemişti.