İktidarın İstanbul operasyonuna son üç gündür yüksek perdeden verilen yanıtlar seçim çalışmasını fiilen başlattı. Çatlak yaratmaya dönük hamle muhalefete aksiyonu bol seçim startı şansı verdi.

Erdoğan yine İstanbul’a takıldı
Fotoğraf: AA

Erdoğan’ın İstanbul üzerinden siyaseti dizayn etme girişimine en ciddi reaksiyon verildi. Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener’in ardı sıra açıklamaları Saraçhane buluşmalarının çok ötesinde sonuçlar üretmeye aday.

Her şeyden önce CHP artık Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerine iktidar tarafından yapılan hamleleri kentin sınırları içinde tartışmayacağını beyan etmiş oldu. Bunun bir demokrasi sorunu olduğunu Kılıçdaroğlu Meclis kürsüsünden ifade etti. Benzer bir görüş Meral Akşener tarafından partisinin grup konuşmasında ifade edildi. Ama kuşkusuz ki bu konuda en önemli çıkış Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. Dün yaptığı basın toplantısında yalnızca kendisi ile ilgili ortaya konulan suçlamalara yanıt vermedi. Aynı zamanda iki bakanı yani Süleyman Soylu ile Bekir Bozdağ’ı, süreci Bahçeli ve Saray’la birlikte organize etmekle itham etti. Karşısına kendi aleyhine sunulan dosyaları değil Cumhur İttifakı iktidarını aldı. Dava siyasi, yanıt da siyasi oldu.

GEÇ KALINDI AMA ETKİSİ OLACAK

Türkiye neredeyse bir yıldır seçim konuşuyor. Ama seçim sürecinin başlangıç tarihi olarak dünü almak mümkün. Cumhur İttifakı’nın biraz da muhalefetin içe dönük tartışmalarını fırsat bilerek sürekli ileriye doğru sürdüğü taşlara ilk kez ciddi anlamda karşı bir hamle yapıldı. Kuşkusuz Türkiye’de bu kadar hukuksuzluk yaşanırken bu reaksiyon çok daha önce verilmeliydi. Bugüne kadar başkan adaylığına sıkışan bir karşı koyuşun Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmesinin ötesinde bir sonuç üretmeyeceği çok açıktı. Bu yanlıştan dönülmesi ve sürecin Erdoğan’a meydan okumaya dönmesi muhalefet açısından arayıp da bulunamayacak bir seçim startı oldu. Muhalefetin ayağını gazdan kaldırıp kaldırmama kararı verilen startın başarısını da belirleyecek.

KARARI İKTİDAR DEĞİL MUHALEFET VERECEK

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve arkasından gelecek benzer yargıların kararını artık iktidar vermeyecek. Bu konuna Bahçeli ve Erdoğan’ın ortaklaştığı ve sonuna kadar gidilmesi konusunda talimat verdiği artık herkesin malumu. Ama bu kararın yaşam bulması muhalefetin tutumuna bağlı. Oluşturulacak toplumsal muhalefet kamuoyunu belirlemeye başlarsa tüm bu kararların iktidar tarafından yeniden gözden geçirilmesi işten bile değil. Aday tartışmasından çıkarılıp son iki gündür yapıldığı biçimde demokrasi çerçevesinde yürütülürse ve bu çaba anketlere yansırsa biz başka bir Erdoğan görebiliriz. Çok doğal ki farklı yargı kararları da.

İktidar kuşkusuz İstanbul’u ve onun yarattığı ekonomik kaynağı çok istiyor. Ama bu hamlelerin nedeni sadece bununla açıklanamaz. Bu hamlelerin arkasındaki gerçek motivasyon muhalefeti sürekli savunmada tutma, tedirgin etme ve çatlakları büyütme gayretidir. Bu çabanın sonuç üretememesi sadece yeni yargı kararlarının önünü kesmeyecek aynı zamanda seçim sürecini çok derinden etkileyecektir.

İktidar bloku toplumun geniş kesimlerinin itirazına rağmen yargı eliyle siyaseti dizayn etme gayretini sürdürebilir. Ama bu durumda bile sürecin kazananı muhalefet olacaktır.

Ekrem İmamoğlu’nun dün gerçekleştirdiği basın toplantısından edindiğim izlenim şu: İktidar İBB’ye yaptığı hamleyle İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını zora sokmuş olabilir. Ama çok daha güçlü bir figür haline getirdiği de bir gerçek. İmamoğlu rüzgarını yanına almak isteyen Altılı Masa’nın başkan adayı bu gerçeği göz önüne alacaktır. Çünkü İmamoğlu’nun sahaya çıkması ile masa artık 6’lı olmayacak.