Erdoğan’ın arkasındaki tek desteği Trump oldu: ABD’nin ipi bu yükü çekmez
ABD’nin bölgesel politikalarıyla uyumlu bir hatta çekilen iktidar, içeride kaybettiği toplumsal rızayı dışarıdan alacağı destekle karşılamak istiyor. Son üç haftada yaşananlar, yandaşların manşetlerine taşınan ABD sevdasını depreştirdi. Ancak kitle desteği eriyen rejimler uzun süre ayakta kalamaz.

Politika Servisi
Toplumsal rıza üretemeyen AKP-MHP iktidarı 19 Mart’ta gerçekleşen operasyonlarla birlikte baskı ve zor yoluyla rejimin ömrünü uzatmaya çalışıyor. CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nu, yakın çalışma arkadaşlarını ve belediye başkanlarını günlerdir cezaevinde tutan iktidar tepki gösteren, demokratik protesto hakkını kullanan 301 genci tutukladı.
Ses çıkaran, itiraz eden, boykot yapan kim varsa hedef tahtasına koyan rejim önüne çıkan engeller karşısında yol temizliği yapmaya çalışıyor. Geniş halk kitlelerinin desteğini kaybeden iktidar, küresel aktörlerin bölgesel politikalarıyla uyumlu bir çizgiye eklemlenerek kendisine dayanak arıyor. Şam yönetiminin düşmesinin ardından Ortadoğu’nun yeniden dizaynında ABD ile uyumlu politikalar devreye sokuldu.
CHP Lideri Özgür Özel’in yaşanan süreci “ABD destekli bir cunta darbesi” olarak yorumlaması dikkat çekerken 19 Mart’tan bu yana yaşanan pek çok gelişme söz konusu iddiaları kuvvetlendiriyor. Ancak sokakları, meydanları, üniversite kampüslerini dolduran, ülkenin geneline yayılan boykotu örgütleyen, Saraçhane ve Maltepe’ye akın eden milyonların karşı duruşu iktidarın planlarını bozuyor. Toplumsal desteğini kaybeden hiçbir rejimin dış destekle iktidarda uzun süre kalmasının mümkün olmadığı ise biliniyor.
Son üç haftalık süreçte yaşananları ise şöyle özetleyebiliriz:
17 MART’TA TELEFON:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile 17 Mart’ta telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, görüşmede, Türkiye-ABD ikili ilişkileri ile bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan görüşmede, iki müttefik olarak Türkiye ve ABD’nin iş birliğini yeni dönemde “dayanışma içerisinde, sonuç odaklı ve samimi bir şekilde ilerleteceklerine inancının tam olduğunu” ifade etti.
BASINA AÇIKLAMA YOK:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 25 Mart’ta Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile ABD Dışişleri Bakanlığı binasında bir araya geldi. Fidan ve Rubio’nun, görüşmede ikili ve bölgesel konu başlıklarını kapsamlı bir şekilde ele aldığı aktarıldı. Görüşme sonrası basına açıklama yapılmaması dikkat çekti.
ABD’Lİ SENATÖRÜN İDDİASI:
ABD’li Senatör Murphy, son dönemde Türkiye’de yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, muhalefete yönelik baskıların Trump ile doğrudan bağlantılı olabileceğini söyledi. Washington merkezli düşünce kuruluşu Ortadoğu Enstitüsü’nün (MEI), Türkiye Programı Direktörü Gönül Tol’a gündemdeki konuları yorumlayan, ABD Senatosu Connecticut temsilcisi Chris Murphy, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Demokrat senatör, yaptığı açıklamada, Trump’ın sadece Vladimir Putin’e olan hayranlığını ve demokratik rejimlere duyduğu nefreti dile getirmekle kalmadığını, aynı zamanda otoriter rejimlerle bilinçli şekilde saf tuttuğunu ifade etti. Murphy, Trump’ın bu tutumunun dünya genelinde otoriterliği ve yolsuzlukla zenginleşen yönetim anlayışını normalleştirdiğini savundu.
ÖZEL’İN İCAZET ÇIKIŞI:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Pazar günü Ankara’da yapılan Olağanüstü Genel Kurul’da tekrar seçilmesinin ardından başkentte gerçekleştirilen bir mitingde yurttaşlara hitabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek ‘‘ABD’den icazet alıp almadığını açıkla’’ ifadelerini kullandı. CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanıp Silivri Cezaevi’ne gönderilmesine vurgu yapan Özel, ‘‘15 Temmuz gecesinin mağduruyken şimdi 19 Mart darbesinin mimarı oldular’’ ifadelerini kullandı. Özel, ‘‘İmamoğlu tutuklanmadan önce telefon açtılar, okyanus ötesinden icazet aldılar. Darbenin planlayıcıları burada. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Milletten oy alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değil, darbeye kalkışan cuntaya kalkışan Erdoğan’a sesleniyorum. ABD’den icazet alıp almadığını gözümüzün içine bakarak söyle’’ diye konuştu.
YANDAŞLARDAN ÖVGÜ DOLU SÖZLER:
19 Mart’ta İBB’ye çekilen operasyonla başlatılan darbe girişimine karşı halkın isyanını görmezden gelen yandaşlar, ABD ile olan gelişmeleri de iş birliği ve kazanımlar üzerinden anlatmayı görev edindiler. ABD Başkanı Trump’ın ‘Gümrük vergilerini artıracağız” açıklaması yandaş basın tarafından ‘Bize de en düşük vergiyi uygulayacaklar’ anlatısıyla görüldü. Trump’ın açıklamaları sonrasında Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın konuşması da yandaş basında geniş yer buldu. İktidar yandaşları, “Ülkemiz en düşük ilave vergi uygulananlar arasında” başlığı ile Bolat’a geniş yer verirken Bakan Bolat, ‘‘ABD tarifelerinde ülkemiz en düşük ilave vergi uygulanan ülkeler grubunda yer aldı’’ dedi.
Başkan Trump’ın Ankara Büyükelçisi olarak gösterdiği ve yakın dostu olarak bilinen Thomas Barrack, kendisine Hürriyet’in manşetinde Türkiye dostu olarak yer buldu. Hürriyet’in 1 Nisan tarihli haberinde ise Barrack’ın, senatoda yaptığı konuşmasına yer verildi.
BAKANLAR SEFERBER OLDU:
Bakanlar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili açıklamalarına tepki gösterdi ve X hesaplarından art arda yazılı açıklama paylaştı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan paylaşımında Özel için ‘‘Artık haddini bil’’ ifadelerini kullandı. Bazı bakanların açıklamaları şöyle:
• Dışişleri Bakanı Hakan Fidan:
Artık haddini bil! Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, milletimizden aldığı destekle senelerdir Türkiye’ye hizmet etmiş, her türlü vesayete karşı savaşmıştır. Biz, milletimiz dışında kimseden emir almadık; halkımız dışında kimseden icazet istemedik.
• İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya:
Cumhurbaşkanımıza ve meşru hükümetimize “cunta” demek; sandığı, milli iradeyi ve demokrasiyi hedef almaktır. “Cunta yönetimi” iftirası, Türkiye’yi yurtdışına şikâyet etme alışkanlığının bir tezahürüdür.
• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik ‘‘cunta’’ ifadesini kullanması en hafif tabiriyle milletin hür iradesine hakarettir.
• Adalet Bakanı Yılmaz Tunç:
Cumhurbaşkanı’na ‘cunta başkanı’ demek, demokratik meşruiyeti inkâr, milletimizin iradesine tahammülsüzlüğün itirafıdır.
***
TRUMP’TAN ERDOĞAN’A ÖVGÜ
Trump’tan Netanyahu’nun yanında Erdoğan’a övgüler:
“Benim harika ilişkilerim olan bir dostum var; adı Erdoğan. Hiç duydunuz mu?
Ben onu severim, o da beni sever. Basın buna çok kızıyor.
Hiçbir zaman aramızda bir sorun olmadı.
Bibi’ye‘eğer Türkiye’yle bir sorunun varsa, bunu çözerim’ dedim.
Geçenlerde Erdoğan’a dedim ki; “Tebrikler. 2000 yıldır kimsenin başaramadığını yaptın, Suriye’yi aldın’ dedim. Farklı adlarla olsa da, aynı şey.
O da ‘yok yok, ben yapmadım’ dedi.
‘Sen yaptın ama bu sorun değil’ dedim. ‘Evet, belki bir yönüyle biz yaptık’ dedi
Erdoğan sağlam biridir, zeki biridir. Kimsenin yapamadıklarını yaptı."