Altyapıdan çıkartıp büyük liglere pazarladıkları futbolcularla hem o ligleri hem de kendi ulusal takımını besleyen Hollanda’da yarın sezonun 2. yarısı başlıyor. Geride bıraktığımız devreye ve sezonun geri kalanına genel bir bakış yapalım.

2015 yılı Hollanda futbolu için ufak çapta bir kabustu. Hatta PSV, Şampiyonlar Ligi’nde son 16 takım arasına kalamasaydı (bu yolda bir başka Hollandalı Louis van Gaal onlara bir hayli yardımcı oldu) onlar için tam tam anlamıyla bir çöküş olacaktı. Hollanda, Euro 2016’ya gidecek 24 takımın arasına giremezken, Ajax, Groningen, AZ ve Vitesse de Avrupa kupalarına 2015 yılı içerisinde veda ettiler. Böyle olunca Hollandalılar temmuz ayına kadar futbola pek sıcak bakmayacaklar. 2 senede bir düzenlenen uluslararası turnuvalar sırasında turuncuya boyanan ülke Eredivisie ile yetinmek zorunda kalacak. Hoş orada geçtiğimiz yıllara oranla farklı bir durum var.
Feyenoord, Giovanni van Bronckhorst’un göreve gelişi ile şampiyonluk yarışında ligin ilk haftasından itibaren kendini hissettirdi. Ta ki ilk devrenin son maçında NEC deplasmanına dek. Son yarım saatine 1-0 önde girdikleri maçı üst üste yedikleri gollerle 3-1 kaybedip lider Ajax’ın 5 puan gerisine düştüler. Yine de Colin-Kazım Richards’ı yedek kulübesine mahkum eden Michiel Kramer ve Fenerbahçe macerasından sonra Rotterdam’a dönen Dirk Kuijt’ın attığı toplam 24 gol, onları ligin kalan bölümü için umutlandırıyor. İsveç’in Hacken takımından transfer edilen 20 yaşındaki orta saha oyuncusu Simon Gustafson ise şimdiden Eredivisie’de çok kalmayacağının sinyallerini verdi. Gustafson ligde çıktığı 7 maçta 3 gol kaydetti ve 5 de asist yaptı. İsveçli, Heracles maçında rakibine dirsek attığı için 3 maç ceza aldı ve Feyenoord onun oynamadığı devrenin son 2 maçında 5 puan kaybederek liderin 5 puan gerisine düştü.

Ajax, Fenerbahçe ile oynadıkları iki Avrupa Ligi maçında ülkemizdeki futbolseverlerin de gördüğü gibi yıllar geçtikçe güç kaybediyor ve artık sadece Hollanda Ligi’nde zirveye oynayabilecek bir kadroya sahip. Geçen sezon müthiş bir çıkış yapan Polonyalı Milik bu sezon hafiften frene bastı ve ligin ilk yarısında 8 gol kaydedebildi. El Ghazi, Fischer, Younes, Schöne gibi oyuncular şampiyonluk yarışında işler kızıştığında liderlik yapacak oyuncu olmanın yanından geçmiyorlar ve bu durumda son şampiyon, Phillip Cocu’nun PSV’sinin onlara göre iki önemli avantajı var. Gol krallığı yarışında 14 golle zirvede olan Luuk de Jong’u ve Guardado, Narsingh, Locadia, Bruma, Willems gibi üst düzeyde geçen lig maratonunun atmosferini iyi bilen oyuncuları kadrolarında bulunuruyorlar. Cocu’nun takımı Memphis Depay ve Georginio Wijnaldum’un gidişi ile ligin başında bir hayli bocalamıştı ama eylül ayında Heracles’a 2-1 mağlup oldukları maçtan sonraki 11 maçta 8 galibiyet 3 beraberlik alarak müthiş bir koşuyla Ajax’ın aynasında giderek büyüdüler.

İlk yarının en dikkat çeken ekibi şüphesiz Heracles Almelo’ydu. Galatasaray’ın da gündemine gelen Oussama Tannane’nin müthiş performansıyla dikkat çektiği Heracles 3 büyüğün arkasında dördüncü sırada. Eredivisie’de sadece 15 yıl mücadele edebilmiş ve ilk 10’a sadece 3 kez girebilmiş takım kulüp rekorlarını zorluyor. Sezonun hayal kırıklığı ise şüphesiz Twente oldu. Takımı tarihinin ilk şampiyonluğuna götüren, istikrarlı büyüme yolunda kendisine Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçesi’ni örnek aldığını birkaç kez dile getiren eski başkan Joop Munsterman’ın görevden ayrılması sonrası, onun döneminde yapılmış birçok transferde futbolcu menajerlerine önemli paralar ödendiği ve mali tablonun içler acısı olduğu ortaya çıktı. Hollanda Futbol Federasyonu KNVB olaya dahil oldu ve başlatılan soruşturma sonrasında Twente’nin ligde mücadele etme lisansının iptal edilmesi bile gündemdeydi.Sadece 5 yıl önce şampiyonluk yaşamış takım son anda paçayı sıyırdı, ancak bu dönemde takımdan hızla ayrılan oyuncular sonrası bu sezon bazı maçlara genç takım oyuncularıyla çıkmak zorunda kaldı. Düşme hattındalar, ancak hâlâ pes etmiş değiller.