Engelsiz Filmler Festivali’nin Yönetmeni Ezgi Yalınalp, festivali “Görme, işitme ya da ortopedik engeli olanların bu tür bir engele sahip olmayanlarla birlikte film izleyebildiği, söyleşilere katılabildiği, yan etkinliklerini takip edebildiği erişilebilir bir film festivali” diye tanımlıyor.

Erişilebilir sinema

Öykü ÖZFIRAT

Engelsiz Filmler Festivali bu sene 11-17 Ekim tarihlerinde 9. kez seyircilerle buluşmaya hazırlanıyor. Festival programında kısa film yarışması gibi birçok yenilik gözüküyor. Erişilebilir bir film festivali olma fikriyle yola çıkan festivalin yönetmeni Ezgi Yalınalp ile konuştuk.

Festivalin ortaya çıkışını ve geçmişini soruyoruz. Yalınalp, “Arkasındaki soru kapsayıcı, erişilebilir, engeli olsun olmasın herkesin bir arada takip edebileceği bir film festivali gerçekleştirmenin mümkün olup olmadığıydı. Sesli betimeleme ile yapılan film gösterimleri festivallerde zaman zaman kendine yer buluyordu ancak bu gösterimler yalnızca görme engellilere yönelik etkinlikler olmakla sınırlı kalıyordu” diye cevaplıyor ve ekliyor: “Engelsiz Filmler Festivali görme, işitme ya da ortopedik engeli olanların bu tür bir engele sahip olmayanlarla birlikte film izleyebildiği, söyleşilere katılabildiği, yan etkinliklerini takip edebildiği erişilebilir bir film festivali.”


Festivalin aynı zamanda 2019 yılında uluslararası bir ağın kurucularından biri olduğunu belirten Yalınalp, “Bu organizasyonların ortak inisiyatifi ile kurulan ağın temel olarak iki amacı var: Birincisi sinemaya erişim hakkının uluslararası arenada görünür kılınmasını sağlamak. İkincisi ise engelli bireylerin sinemada daha fazla temsilini sağlamak. Günümüzde üretilen filmlerde hâlâ “engelli” klişesi çok yaygın. Yani engelli kişiler genellikle yardıma muhtaç, bağımlı, güçsüz kişiler olarak temsil ediliyorlar. Oysaki hakikat böyle değil.”

“Sinema ve festivaller özelinde erişilebilir olmanın gereksinimleri nedir?” diye sorduğumuz Yalınalp şöyle açıklıyor: “Sinemalar, film festivalleri özelinde de sundukları hizmetin erişilebilir olmasından bahsediyoruz erişilebilir sinema, erişilebilir festival dediğimizde. EFF’de filmler orijinal sesleri ile izlenebildikleri gibi, dileyenler filmi sesli betimleme ile takip edebiliyor ya da ayrıntılı altyazı ile. Festival mekânlarını erişilebilir olanlardan seçiyoruz; yani rampa, erişilebilir tuvalet gibi düzenlemeleri olmasına dikkat ediyoruz. İzleyicilerin Seyirci Özel Ödülü’nü belirlerken kullandıkları oy pusulaları, katalog vb. materyalleri Braille alfabesi seçeneği ile sunuyoruz. Otizm spektrum bozukluğu bulunanlar için daha düşük sesle ve loş bir salonda yaptığımız özel gösterimlere programda yer veriyoruz. Festival kapsamındaki atölye, ödül töreni vb. etkinlikleri mümkün olduğunca erişilebilir kılmaya çalışıyoruz ve daha kapsayıcı olmak için neler yapılabileceğini araştırıyoruz.”

HERHANGİ BİR TEMA SINIRLAMASI YOK

Bu sene izleyicilerin karşısına yepyeni bir program yapısıyla çıktıklarını belirten Yalınalp, detayları paylaşıyor: “Öncelikle her sene gerçekleştirdiğimiz ve son dönem Türkiye sinemasının en iyilerinin yarıştığı ulusal uzun film yarışmamıza bir yenisini ekledik. Uluslararası bir kısa film yarışması. Bunun dışında program başlıklarımızı da yeniden tasarladı. Seyircilerimizin daha çok ilgisini çekecek bazı tematik başlıklarla güncel dünya ve sinema gündemini yakalamayı amaçlıyoruz. Bu sene de salgın, program başlıklarımıza nüfuz edecek. Programa dair duyurularımıza yakında başlıyor olacağız; merak eden seyircilerimiz bu duyuruları sosyal medya hesaplarımızdan ve websitemizden takip edebilir.”

Programda bu yıl yeni olarak bir kısa film yarışması görüyoruz. Yarışmadan biraz bahsetmesini rica ediyoruz. Başvuruların 10 Temmuz’a kadar devam edeceğini hatırlatan Yalınalp, “Bu yarışma ile tüm dünyadan kısa filmcilerin bir araya geldiği bir festival atmosferi yaratmayı umuyoruz. Kısa filmi sadece süresi kısa olan bir sinema biçimi olarak düşünmemek gerekir. İzleyici ile buluştuğu tek mecra film festivalleri olduğu, ana akım tüketim mecralarında pek kendine yer bulamadığı için hem ele aldığı konular hem de bu konulara yaklaşma biçimi açısından da daha fazla cesaret barındıran bir tür olduğunu söylersem yanlış olmaz sanırım” diyor ve sözlerini “Tüm dünyadan süresi 20 dakikayı aşmayan kurmaca veya canlandırma yapımlar bu yarışmaya başvurabilir, herhangi bir tema sınırlaması yok” diyerek noktalıyor.