Yargıtay, “kasklı sapık” olarak tanınan Şahin Öğüt’e tecavüz suçundan verilen 20 yıl hapis cezasını bozdu. Yargıtay’ın gerekçesi şu:

Yargıtay, “kasklı sapık” olarak tanınan Şahin Öğüt’e tecavüz suçundan verilen 20 yıl hapis cezasını bozdu. Yargıtay’ın gerekçesi şu: “beden ve ruh sağlığı durumuna ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu yok”. Başka bir davada ise, Fethiye Savcılığı, toplu tecavüz vakasıyla ilgili 20 sayfalık Adli Tıp Kurumu raporunu “ADK yetkili değil” diyerek reddetti. 8 kişinin karıştığı iddia edilen tecavüz olayı için dava hâlâ açılabilmiş değil.
Kamuoyunda “kasklı sapık” olarak tanınan Şahin Öğüt’e, geçtiğimiz ekim ayında, 14 yıl önce 15 yaşından küçük bir kadına tecavüzden 20 yıl hapis cezası verilmişti. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kararını bozdu. Kararı bozma gerekçesi ise şu: Kadının beden ve ruhsal durumunun bozulup bozulmadığı İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sorulmamış.
‘ADLİ TIP YETKİLİ DEĞİL’
Oysa, dava dosyasında, tamamı psikiyatristlerden oluşan Gazi Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan alınmış bir “Ruh sağlığı bozulmuştur” raporu bulunuyor. Ancak Yargıtay’ın, özellikle Hüseyin Üzmez davasında verdiği “skandal” raporlarla gündeme gelen İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesi’ni bu alanda tek otorite olarak gördüğü anlaşılıyor. Kanunlara göre “resmi bilirkişi” statüsünde bulunan üniversitelerin raporlarını mahkeme hiçbir biçimde delil olarak kabul etmiyor.
Öte yandan, Yargıtay’ın tek otorite olarak gördüğü Adli Tıp Kurumu’nun, başka bir tecavüz davası için verdiği rapor, Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı ve Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmedi. 2007 yılında Muğla’da aralarında öğretmenlerin, müfettişlerin, ressamların da bulunduğu 8 kişinin işlediği iddia edilen bir toplu tecavüz vakasında, savcılık mağdur kadını ruh ve beden sağlığı yönünden rapor alması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etmişti. Adli Tıp Kurumu, mağdurun uğradığı toplu tecavüz neticesinde ruh sağlığının bozulmuş olduğu yönünde 20 sayfalık rapor verdi. Fethiye Savcılığı ise, Adli Tıp Kurumu’nun “adli soruşturma gerektiren bir konuda yetkili olmamasını” gerekçe göstererek bu rapora karşın takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararına karşı Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazlar da sonucu değiştirmedi. Dava hâlâ açılabilmiş değil.
‘TALEBİMİZ ÇOK NET’
Feministler, bu çelişkili yargı kararlarına tepki olarak eylem yapmaya hazırlanıyor. FeministBiz grubu, 29 Mart Pazartesi günü saat 11.30’da, Ankara’daki Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü önünde toplanacaklarını duyurdu. Yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Devlet kurumları, yargı, medya, güvenlik güçleri; kısacası ataerkinin tüm kurumları tecavüzcüleri korumaya devam ediyor.
Tecavüzcüler yargı önüne bile çıkmıyor! Bu çelişkinin bize gösterdiği ise, korunanların hep tecavüzcüler, zarar görenin ise hep tekrar tekrar tecavüz edilen biz kadınlar olduğu. Bizim talebimiz çok net, erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz!”
SEVGİM DENİZALTI