Google Play Store
App Store

Kadınlara özel bir stand-up yapan Kaplan, “Erkekler gülemez çünkü onlar  bu zamana kadar yeterince güldüler. Bunu bir kadın komedisi olarak kurguladım” diyor.

Erkekler çok güldü sıra kadınlarda
Sarya Toprak
Sarya Toprak
saryatoprak@birgun.net

Cinsiyetçiliğin sirayet etmediği hiçbir alan yok. Yaşamın her alanında eşitsizliklerle boğuşan kadınlar ise kendine nefes alacak alanlar yaratıyor. O alanı hem kendine hem başka kadınlara yaratanlardan biri de Ayşegül Kaplan. Kaplan, sadece kadınların izleyebileceği bir gösteri yapıyor: “Erkekler Gülemez”

Komedi 'erkek işidir' diyerek kadınları sektörün dışında bırakmak isteyenlere karşı izleyen tüm kadınların rahat hissedebileceği alternatif bir alan yaratıyor. 'Erkekler Gülemez'i Ayşegül Kaplan ile konuştuk.

Stand-up serüveninden bahseder misin?

2023 Mayıs ayında başladım ama insanların karşısında bulunma geçmişim çok daha eskilere dayanıyor. Yaklaşık 10-12 yıldır YouTube'a benzer bir konseptte içerik üretiyordum zaten. Hem makyaj hem bakım hem de kadınların ihtiyacı olan tüm konuları içeriyordu. Daha çok ilişkiler üzerine ya da  kadın olmanın benim için ne ifade ettiğini ve nasıl bir ortaklık yakalayabileceğimiz üzerine konuşuyordum. İzleyicilerimin çoğu kadındı ve bir noktadan sonra bu kadın izleyicilere hitap edebilecek başka bir şey yapmak istedim. Sahneye çıkma fikri de bu noktada ortaya çıktı. Zaten var olan kitleme anlattığım şeyleri daha filtresiz ve kendimi daha özgürce ifade edebileceğim şekilde sahneye taşımaya karar verdim. Onların da kendilerini bir dayanışma içerisinde hissettiği bir noktaya gelelim istedim.

Peki neden "erkekler gülemez?"

Erkekler gülemez çünkü onlar  bu zamana kadar yeterince güldüler. O yüzden bunu bir kadın komedisi olarak kurguladım. İki saat boyunca erkeklerle alay ediyoruz. Erkeklerin bu zamana kadar gösterilerde kadınları aşağılayan erkek egemen kültürün espri anlayışının tersine bir performans sergiliyorum. Cinsellikten mi bahsedemez kadınlar? Cinsellikten bahsediyorum. Müstehcen konulardan konuşamazlar? Müstehcen konulardan konuşuyorum. Hatta cinsiyetçilik yapıyorum.

Cinsiyetçilik günlük olarak sosyal hayatımda tercih ettiğim bir tutum değil. Fakat ben bu zamana kadar maruz kaldığım cinsiyetçiliğe bir tepki olarak "Erkekler Gülemez"i son derece cinsiyetçi olarak tasarladım. O yüzden kadınların kendini içerisinde huzurlu, rahat ve özgürce ifade ettikleri bir komedi oldu. Erkeklerin gülemediği, onlara hizmet vermediğim bir alan bu. Erkekler kadınları komik bulamadıklarından değil, gelseler de çok gülerlerdi ama ben bu hizmeti onlara vermiyorum.

Gösterinin nasıl bir konsepti var?

Kadınların hoşuna gidebilecek şeylerle gösteriyi renklendiriyorum. Yalnızca oraya geldiklerinde sahnede konuşan birini görmesinler, kendileri de dahil olsunlar istiyorum. Çünkü orada yaratmak istediğim şey, kız kardeşlik bilinci. Bunun için bir araya gelmemiz, birbirimize temas etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu temas için de kadınların ortak olarak sevdiği oyuncakları bırakıyorum ortaya. Bazen giyim üzerine olabilir, bazen saç-makyaj üzerine olabilir, bazen birlikte söyleyeceğimiz bir şarkı belirliyorum mesela. Yalnızca izleyicilerin koltuklarına oturup bir şey izleyip oradan ayrıldıkları bir gösteri olsun istemiyorum. Birbirlerinin benzerliklerini, ortak noktalarını yakalamak için onlara daha fazla alan açmaya çalışıyorum.

İzleyici kitlen değişiyor mu? Bir gelen bir daha geliyor mu?

Gösterinin içeriği bir buçuk yıl içerisinde çok fazla değişmedi. Toplamda iki saat gösteri. Belki yarım saatlik bir hikaye değişimi olmuş olabilir. Fakat gösteriye gelenler bir daha geliyor, hikayeleri değiştirmediğimi söylediğim halde geliyorlar. . Buradan da aslında şunu algılıyorum: O kız kardeşlik ortamını seviyorlar. Yargılanmadıkları, onlara gülme ve konuşma fırsatı verilmeyen pek çok konuyu açıkça konuşabildikleri için geliyorlar.



Stand-up mecrasının iyice popüler hale gelmesiyle "kadınlar  güldüremiyor” söylemi de çok dillenir oldu. Ne düşünüyorsun buna dair?

Ben esasen bu gündemi var etmek istemiyorum. Erkekler kadınları neden komik bulmuyor gündemi üzerine düşünmek, fikir üretmek, bir gerekçe bulmaya çalışmak bile aslında bu düşünceyi var etmenin bir yöntemi. Fakat gerekçeleri üzerine şu an son kez konuşayım: Bu tamamiyle erkek egemen toplumun bir kalıntısı. Şu an feminizm son derece popüler, hatta politik olarak doğru kabul edilen bir ideoloji haline geldi. Gün içerisinde ya da iş alanında karşıma çıkan herhangi bir erkeğin kadınları aşağıladığını, kadınları hakir gördüğünü onun ağzından duymam mümkün değil çünkü artık herkes sözde feminist. Fakat eril  kalıntıları sürüyor. Erkek egemen toplumu taşımaya devam eden erkekler, çoğunlukla bu tarz küçük küçük anektodlarla bize bunu yaşatmaya devam ediyorlar. Bu geçmişte 'kadınların zekası erkekler kadar gelişmiş değildir' denmesinin başka bir versiyonu. Çünkü onlara göre komedi yapmak bir zeka göstergesi. Daha önce kadınlar eğitim hakkına sahip değillerdi. Neden? Çünkü kadınların eğitim almasına gerek olan bir zihinleri olduğu düşünülmüyordu. Şimdi de kadınlar eğitim almasın diyemiyorlar da "espri yapmasın" diyorlar. Üzgünüm, bu erkeklerin verebileceği bir karar değil.

Mücadelemiz sayesinde erkekler eskesi kadar kolay kadın düşmanı ifadeler kullanamıyor fakat bu işimizi bir yanıyla da zor hale getiriyor sanki...Daha sinsi bir erkeklik oyunu var.

Manipülasyon konusunda çok daha sinsi, çok daha güzel yollar buldular artık.  Hepsi söze başlarken kendini feminist olarak ifade ediyor. Sonrasında aklındaki küçük o zehirli fikirleri  mansplaining dediğimiz şeyi yaparak, bize yeniden erkekçe açıklayarak konuyu daha iyi idrak etmemizi sağlıyorlar. (!)

Senin şovun, kadınlar için güvenli bir alan gibi. Seyircinden nasıl geri dönüşler alıyorsun?

Söylediğinde çok haklısın, fakat haklı olman bile aslında bir yandan bana kendimi kötü hissettiriyor. Gösteriye başlarken, kadınlar kendilerini içinde erkeklerin olduğu bir ortamda rahatça ifade edemeyecekleri için içeri erkek almıyorum gibi bir niyetle  başlamadım. Ben gerçekten çok değerli bir hizmet veriyorum ve bu hizmeti de erkeklere layık görmüyorum diyerek başladım. Bu tepkinin verilmesi gerekiyordu. Yöntemim doğru değildi belki de ama adaletliydi. Vardığım noktada, kadınlar erkeklerin olmayınca daha kolay eğlenip gülüyor. Özellikle "Erkekler Gülemez" gibi cinsel içerikli, 18+ bir gösterinin içerisinde, bir erkek varken gülemeyeceği, konuşamayacağı ya da ortak bir noktası yokmuş gibi davranmak zorunda hissedeceği, kendine yepyeni bir kılıf giyineceği o çerçeveyi ortadan kaldırıyorum.

Bu noktada kesinlikle çok rahat ettiklerini görüyorum. Kadınlara kendilerini güçlendirdikleri bir alan yaratabildiğim için yine de memnunum. Yani bu alanın varlığı Türkiye’de kadının ne kadar ezildiğinin bir göstergesi. Ama kadınlar bir yandan ezilirken bu alanın var olmasına ve kendini bir noktada açabilmesine de olanak sağlıyorsam mutluyum. Umarım bu olanak sonrasında erkeklerin olduğu alanlarda da kendilerini ahlaki açıdan yargılanmadan rahatça ifade edecekleri bir duruma dönüşür. Aynı zamanda  'Erkekler Gülemez'i feminist olarak nitelemiyorum. Bu bir yük çünkü. Niyeti feminist diyelim.

Her şeyin mizahı olur mu?

Her şeyin şakası olacağını düşünmüyorum. Mesela kadın aşağılamanın şakasının hâlâ yapılabiliyor olmasını anlayamıyorum. Gaddarlığın, insan düşmanlığının, kadın düşmanlığının, çocuk düşmanlığının şakasının yapılmasına karşıyım. Maalesef, komedi hâlâ erkeklerin elindeymiş gibi davranılıyor. Erkekler komedi yaparken hâlâ erkek egemen toplumu sürdürüp, kadınları hakir gördükleri espriler yapmaya devam ediyorlar. Hatta bunlar günlük olarak kabul edilemez şeylerken, komedi adı altında konuşulabilir göstermek istiyorlar. Bu niyeti de son derece kirli görüyorum.

Influencer'lık da yapıyorsun. Bu sistemin içinde influencer olmanın nasıl zorlukları var?

10 yılı aşkındır yapıyor olmama rağmen hiç linç edilmedim. Bunu da şuna bağlıyorum: Hiç "it girl" denen, o özenilen kız rolüne soyunmadım. Beni her zaman komşu kızı Ayşegül gibi gördüler. Fakat 'it girl' olarak gördükleri kadınlara verdikleri tepkiler noktasında, işin içinde çok fazla bulunduğum için şöyle bir açıklama yapabilirim: Maalesef sistem aslında bir kısır döngü halinde birbirini tetikliyor. Bunun tek günahkârı yok. Bu it girl dediğimiz influencer arkadaşlarımız, bunca yıllık güzellik algısının bir karşılığını yansıtıyorlarsa, bu yansımayı gören insanlar da aslında sizin fark etmediğiniz yerde o algıyı diretmeye devam ediyor. Mesela kendini mükemmel göstermek ihtiyacını geçmiş deneyimlerinden edinmiş  arkadaşımız, sahneye ya da kamera karşısına geçtiğinde, seslendiği insanlar tarafından da sizin görmediğiniz yerlerde pek çok hakarete maruz kalıyor. Mükemmel hissettiği bir anda, kaşının yanlış yerde duruyor olması, saçının bozuk olması, o gün cilt kalitesinin bozuk olması, biraz kilolu gözükmesi, göz altı torbaları, cildinin sarkmış olması gibi sebeplerden dolayı çok fazla uyarıldığı için, kendini durmadan mükemmel hale getirmek için daha fazla emek vermeye başlıyor. Daha fazla verdiği emek, izleyici tarafından yeniden "sen bu sefer bu emekle beni de o emeğe mecbur bırakıyorsun, bana da güzellik algısını dayatıyorsun" diyerek yeniden nefretle karşılaşıyor. Ama o insanın verdiği çabanın da sebebi, yine aldığı tepkiler. Bu, kırılamayacak bir kısır döngü. Dünya var olduğu sürece de kırılamayacak bir döngü. Herkes birbirini tetikliyor.

Ben güzellik algısına hizmet etmediğimi de söyleyemem. Kendimi illa dışarıda tutacağım diye değil, ben de kesinlikle güzellik algısına hizmet eden bir noktada duruyorum. Ama elimden geldiğince bunu keyifli bir yerden, doğal bir şekilde yaşıyorum ve bundan korkmak istemiyorum.
Bir yandan şuna da karşıyım: "Kadın akıllıysa güzel olmasına gerek yoktur, bakımlı olmasına gerek yoktur, böyle şeylere dikkat eden kadınlar aptaldır." Komedi yapan kadının bakımlı olmasına gerek yoktur fikrini de sorguluyorum. Bu fikri bana bir erkek mi verdi? Ben yine erkek egemen toplumun bana biçtiği rollerden birini mi üstlenmek zorundayım diye soruyorum kendime. Ben güzellik ihtiyacımı kendi özümde buluyorum ve bunu karşılamaktan utanmıyorum, sıkılmıyorum, utandırılmak da istemiyorum.

Ben daha önce influencer'lığımı da bunun üzerine kurgulamıştım. Şimdi gösterilerde bu konseptlerim, giyinmelerim, hazırlanmalarım, biraz da "kadınlar hep erkekler için hazırlanır, erkeklerin karşısında güzel olmaya çalışırlar" algısını kırmak için. Ben zaten erkek izleyici almıyorum. Güzel olmayı seviyorum, güzel görünmeyi seviyorum ve bu güzelliği kadınlara sunmak istiyorum. Kadınlar da bana hazırlanarak geliyorlar, onlar da bana aynı seyri veriyorlar.