Okullar açıldı ve engelli bir kız çocuğu memleketin tüm adaletsizliğiyle bir hafta içinde tanıştı.

Artık sınıf arkadaşlarından bile o kadar çekiniyor ki, onlara “Annen izin veriyorsa sana bir şey sorabilir miyim?” diye yaklaşıyor.

Kız çocuğunun öyküsü, önce havuz medyası ardından diğer bazı basın kuruluşlarının “Kadıköy Anadolu Lisesi’nde puan skandalı” şeklindeki haberlerle başladı.

Örneğin, Hürriyet gazetesinden: “Liselere Giriş Sınavı’ndan (LGS) 405 puan alan bir öğrencinin, Milli Eğitim Müdürlüğü Komisyon kararıyla taban puanı 455 olan İstanbul’daki Kadıköy Anadolu Lisesi’ne yerleştirildiği iddiası tartışma yarattı. Bunun binlerce öğrencinin emeğini hiçe saymak anlamına geldiğini iddia eden Okul Aile Birliği, öğrencinin kaydının mevzuatta belirtilen kurallara uygun bir okula alınması için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe verdi. Sosyal medyada da nakil işlemine tepki yağdı.”

Bahsedilen, diğer çocukların velilerinin tepkileri: “Eğer gitmez de kalırsa onun çok zor bir beş yıl yaşaması, kimsenin onunla konuşmaması, dışlanması için çocuğumu tembihledim”, “Kadıköy Anadolu Lisesi hastane mi, neden engelli çocuk var…”

Bu ayrımcı ve acımasız tepkiler, çocuğun annesinin de içinde olduğu WhatsApp veli gruplarında konuşuldu.

Haberlerin ardından da Milli Eğitim Bakanlığı, nakil işlemini gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında soruşturma açtı.

Peki, olayın aslı neydi?

Ailenin avukatı Deniz Yazgan basın açıklamasında, “Okul arkadaşları, öğrenci çocuğa canı gönülden destek sunsalar da özellikle sosyal medyada ve mesajlaşma platformlarında gerçeği yansıtmayan, yıpratıcı söylemler yer alıyor. Öğrenci çocuk, özel gereksinimli olmamakla, özel gereksinimli ise dahi nakil işlemi ile özel gereksinimini kötüye kullanmakla ve kontenjanı haksız yere işgal etmekle itham ediliyor” dedi.

Avukat Yazgan, kayıt işleminin yasalara tamamen uygun şekilde gerçekleştiğini anlattı:

“Basında çıkan haberlerin odak noktası, taban puanı 455 olan Kadıköy Anadolu Lisesi’ne, Liseye Giriş Sınavı’ndan 405 puan almış bir öğrencinin kaydedilmesiyle haksızlık oluştuğu üzerine. Oysa öğrenci 29 Temmuz 2019 günü Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğrenim Genel Müdürlüğü’ne sunulan ‘Ortaöğretim Öğrenci Nakillerine Esas ICD Kod ve Tanı Listesi ile Sağlık Kurulu Raporu Vermeye Yetkili Sağlık Kuruluşları Listesi’ ile belirlenmiş olan ve ailenin yakın takibini gerektiren nefrolojik hastalık sahibi olan bir kız çocuğudur. Öğrencinin sağlık durumunu ortaya koyan bu nitelikte bir raporu hazırlamaya yetkili bir üniversite hastanesi tarafından düzenlenmiş ‘Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporu’ da bulunmaktadır. Öğrencinin Kadıköy Anadolu Lisesi’ne nakledilmesinin tek nedeni, sağlık raporunda da belirtildiği üzere, öğrencinin evine metrelerle ifade edebilecek kadar yakın olan bir okulda öğrenim görmesini gerektiren bir hastalığa sahip olmasıdır.”

Bu hak, 7 Eylül 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 23. Maddesinin 7. Fıkrasına dayanıyor. Yönetmeliğe göre, “Sağlık Bakanlığınca belirlenen Öğrenci Nakil ve Geçişlerine Esas Teşkil Eden Hastalıklar listesine bağlı olarak sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastanelerden alınmış sağlık kurulu raporunda belirtilen uzun süreli tedavi gerektiren hastalığı bulunan öğrencilerin bu durumlarını belgelendirmeleri kaydıyla kontenjan şartı aranmaksızın … nakil ve geçiş işlemlerini yapar.”

Deniz Yazgan, kız çocuğunun okul yönetimi, okul aile birliği, basın kuruluşları ve siyasilerce iddia edildiği gibi herhangi bir kayırma veya torpille değil, bu kanuna dayanarak liseye kaydının yapıldığını belirtti.

En önemli konu da düzenlemede “kontenjan şartı aranmaması”. Yani kız öğrenci, yine iddia edildiği gibi bir başka öğrencinin yerini alarak okula kaydedilmedi, kontenjan dışından kabul edildi. Yazgan da “Öğrenci çocuk hiç kimsenin hakkına müdahale etmemiş, ana kontenjandan okula girmeye hak kazanan herhangi bir öğrencinin yerine geçmemiştir” açıklamasını yaptı.

Kız öğrencinin evine uzak bir okula gidip gelirken onur kırıcı durumlarla yüz yüze gelme ihtimali var. Anne babası, çocuğun hakkı olduğu üzere bu lisede okumaya devam etmesi için gerekli tüm yasal girişimlerde bulunacak.

Ama eğer çocuk söylentilerdeki gibi okuldan alınırsa memleketin erken büyümek zorunda bırakılmış çocuklarına bir yenisi daha eklenecek.