Google Play Store
App Store

Çalık Holding'den tazminatını almak için gittiği şirketin güvenlik görevlileri tarafından dövülen Erol Eğrek'in ölümünün ardından, cinayetin sorumlularının cezalandırılması için Çalık Holding önünde yurttaşlar toplandı. Holding, protesto edildi.

Erol Eğrek’in öldürülmesine tepkiler büyüyor: Yurttaşlardan Çalık Holding önünde protesto

İstanbul'da, tazminatını almak için Çalık Holding’in Şişli’deki binasına giden eski çalışan Erol Eğrek, güvenlik görevlisi olduğu belirtilen yaklaşık 10 kişi tarafından dövülerek öldürüldü.

Erol Eğrek cinayetinin ardından çok sayıda eylem çağrısı yapıldı. Siyasi partiler ve sendikalar; partililer ve üyeleri ile Şişli'deki Çalık Holding binası önüne çağrı yaptı. Çağrıda, “Tazminatını istediği için Çalık Holding güvenliği tarafından dövülerek öldürülen Erol Eğrek için buluşuyoruz!” denildi.

Tazminatını almak için gittiği Çalık Holding önünde işçi Erol Eğrek’in öldürülmesini protesto etmek  için siyasi partilerin çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar Çalık Holding önüne yürüdü.

SOL Parti, Emek Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Emekçi Hareket Partisi, İşçi Demokrasisi Partisi ve Toplumsal Özgürlük Partisinin çağrısıyla, Çalık Holding önüne yürüyor.

ÖLDÜRÜLEN İŞÇİNİN FOTOĞRAFI ASILDI

Çalık Holding binası önünde toplanan yurttaşlar, "Bu memleket bizim hırsıza katile bırakmayız, "İşçi katili Çalık'tan hesap soracağız", "Katil Çalık Holding kıdem hakkına çöktükleri Erol Eğrek'i döverek katletti", "Katil Çalık hesap verecek" sloganları attı, pankartları taşıdı.

Öldürülen işçi Erol Eğrek’in fotoğrafı Çalık Holding’in sokağına asıldı.

Eğrek için birleşen sosyalist partiler, tek tek açıklama yaparak Eğrek için mücadelelerini sürdüreceğini belirtti.

Umut-Sen, Halkevleri ve öğrenci örgütleri de holding önüne gitti. Metro çıkışında polisin barikat kurması tepkilere neden oldu.

Halkevleri'nden yapılan açıklamada, "Tazminatını almak için 10 yıldır direnen Erol Eğrek, Çalık Holding önünde güvenlikler tarafından dövülerek katledildi. Sosyalistler, sendikalar, gençlik örgütleri olarak omuz omuzayız. Katliamın sorumlularından hesap sormak için yürüyoruz" ifadelerine yer verildi.

"İŞÇİLERİ ÖLÜME TERK EDİYORLAR"

Çalık Holding önünde okunan ortak basın açıklamasında, Ahmet Çalık’ın Yürütme Kurulu Başkanlığını yaptığı Çalık Holding’in, Türkmenistan’da yıllarca sigortasız çalıştırdığı 180 işçinin hakkını vermemek için öldürmeyi bile göze alabileceğini gösterdiği ifade edilerek; “Emeğinin hakkını almak için mücadele eden bir işçiydi Erol Eğrek. Alacakları için yasal yollarla mücadele etti, hizmet tespit ve alacak davalarını kazandı. Ama bir türlü hakkı ona verilmedi. Bu koca koca holdingin sahiplerine, yıllarca sömürdüğü işçilerin hakkını vermek zor geldi.

Çünkü bu koca holdingin sahibi siyanür sızıntılarına rağmen maden çalıştırıyor ken de kollanıyordu. Erzincan İliç’te 9 işçinin ölümüne yol açan iş cinayetinin ortağıyken de kollanıyordu. Offshore şirketlerle yurtdışına bu ülkenin parasını kaçırma iddiaları doğru dürüst soruşturulmadan, 209 milyon vergi borcu silinen Çalık holding hep kollanmaya alışmıştı. İşçi alacaklarını ödemediği için mahkemenin haciz kararını 1 günde kaldırtan Ahmet Çalık kollanmadan yapamaz" denildi.

"SİZİ ARKANIZDA CEMAATLER BİZİM ARKAMIZDA MÜCADELE VAR"

SOL Parti Sözcüsü ve Avukat Deniz Demirdoğen, "Sevgili dostlar, dün burada Erol kardeşimizi Çalık Holding’in güvenlik görevlileri döve döve öldürdüler. Çalık Holding’in bu güvenlik görevlileri bu cesareti bu düzende mi oluyorlar? Bu düzen yirmi iki yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarıdır. Onların yarattıkları bu düzende işçiler ölüme terk ediliyorlar" dedi.

Demirdoğen, konuşmasının devamında, iktidarın yarattığı düzenin çocuk işçiliğini ve iş cinayetlerini beslediğini vurgulayarak, "Onların yarattıkları bu düzende daha okuma çağındaki çocuklar işçi oluyorlar. Onların yarattıkları bu düzende Ermenek’te işçiler madenlerde ölüyorlar. Eğer bu düzeni değiştirmezsek, eğer bu rejimi yıkmazsak biz Erol kardeşlerimizi, işçi sınıfının mücadelesini ve önümüzdeki dövüşü kazanamayız" diye konuştu.

“İşçi sınıfının mücadelesi için, emeğimiz, alın terimiz için bu düzeni değiştireceğiz. Bu düzeni yıkacağız" diyen Demirdoğen konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Çalık Holding’e ve bu düzenden geçimini sömürüyle sağlayan o adamlara sesleniyoruz. Sizin arkanızda tarikatlar, cemaatçiler, saray rejimi olabilir. Ama bizim arkamızda da mücadele var. Gedikli yolunda yürüyenler, 19 Mart’ın yolunda yürüyenler, İstanbul Üniversitesi’nde barikata yüklenen gençler var. Emekçi halkımız var, halk muhalefeti var. Biz katılacağız, biz katılacağız, biz katılacağız.”

"BU CİNAYET BİRİKMİŞ ADALETSİZLİĞİN SONUCU"

Açıklamada, İstanbul Barosu adına söz alan avukat Yelda Koçak Urfa, olayın sıradan bir şiddet vakası olmadığını vurgulayarak  “Erol Evrek’in vahşice katledilmesi, İstanbul’un orta yerinde, kameraların çektiği bir noktada gerçekleşti. Bu tesadüfî bir şiddet olayı değil. Bu, yıllara yayılan işçi alacakları ihtilaflarının çözümsüz bırakılmasının bir sonucudur" dedi.

Urfa, devletin işçileri koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğine dikkat çekerek konuşmasına şu şekilde devam etti: “Devlet anayasal görevini yerine getirmeli, çalışan işçilerin çalışma hürriyetini ve temel yaşam hakkını güvence altına almakla yükümlüdür. Bu ülkede milyonlarca işçi, uzayan yargı süreçleri ve enflasyon karşısında eriyen alacakları yüzünden mağdur. Devletin denetimsizliği nedeniyle şirketler bordro hilelerine başvuruyor, işçilerin emeklerini gasp ediyor” ifadelerini kullanan Urfa, İstanbul Barosu’nun bu adaletsizliğe karşı mücadele yürüttüğünü belirtti. Biz sadece mahkeme kararlarının değil, gerçek adaletin tesis edilmesi için buradayız. Emekçilerin yanındayız. Her türlü hukuki desteği vermeye hazırız.”

"İŞÇİ EMEKÇİLERİ BU SÖMÜRÜ DÜZENİNE BOYUN EĞMEYECEK"

Emek Partisi adına konuşan EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, "Bu düzen Çalıklar düzeni, biz bu düzeni İliç'ten tanıyoruz. Bugün Çalık Holding'in yaptığı açıklama Erol'u suçluyor. Yani kapısına hakkını almak için, isyanıyla öfkesiyle gelmiş bir işçiyi, alnına silahı dayamış bir emekçiyi kollarından tutup silahını alıp sonra da döve döve öldürmüş. Tıpkı İliç'te olduğu gibi. Şimdi yaptığı açıklamayla da onu suçluyor. Ama bu cesareti saraydaki devletinden, iktidarından alıyor. Onunla kol kola olmaktan alıyor. Bu ülkenin yasalarından, kanunlarından alıyor. İşçi alacaklarını, işçinin emeğini her şeyin en değersizi ilan eden bu sermaye düzeninden alıyor. Sarayla el ele estirdikleri sermaye teröründen alıyor. Bu sermaye terörünüz ve kanlı sermaye zenginliğiniz karşısında güvenceli iş, yasaksız grev ve barajsız sendika mücadelesi ile sürekli daha güçlü birleşerek karşınıza çıkacağız. Türkiye işçi sınıfı, sizden bunun hesabını er ya da geç soracak. Saraylar ve sömürü düzeni kaybedecek, Çalıklar kaybedecek. Biz, bu ülkeye alın teriyle sahip çıkan güçleri hep birlikte mücadele ile kazanacağız" dedi.