Galatasaray, hafta boyunca zor bir deplasman olacağının sinyallerinin alındığı Erzurum’da 2 puan bırakarak liderin 8 puan gerisine düştü ve şampiyonluk yarışından uzaklaştı. Eğer takımınızın yerleşmiş bir oyun planı yoksa ve hatta taraftarlardan size “iyi oyun” için süre vermelerini istediyseniz beklenti yaratma ve kadro planlaması konusunda çok dikkatli olmanız gerekiyor. Fatih Terim geçtiğimiz ara transfer dönemi […]

Erzurum’da donan hayaller

Galatasaray, hafta boyunca zor bir deplasman olacağının sinyallerinin alındığı Erzurum’da 2 puan bırakarak liderin 8 puan gerisine düştü ve şampiyonluk yarışından uzaklaştı.

Eğer takımınızın yerleşmiş bir oyun planı yoksa ve hatta taraftarlardan size “iyi oyun” için süre vermelerini istediyseniz beklenti yaratma ve kadro planlaması konusunda çok dikkatli olmanız gerekiyor. Fatih Terim geçtiğimiz ara transfer dönemi ve gelecek yaz transfer dönemindeki kadro yapılanması için taraftarlardan böyle bir ricada bulunmuştu, fakat en azından savunma ve forvet hattındaki yapılanmalar ile ilgili uzun dönem planların bir parçası olan hamleler yapıldığını söyleyebiliriz. Marcao 3,5, Diagne 4,5 yıllığına transfer edilirken, Mitroglou 1,5 yıllığına, Luyindama da satın alma opsiyonu ile kiralandılar, dolayısıyla önümüzdeki sezonlara yönelik planlamanın parçaları olarak görüldükleri kesin. Geride kalan 6-7 maçlık dönemde bu transferlerin, beklenen başarılı geleceği inşa etmede ne kadar isabetli seçimler oldukları tartışmalı. Bu bir zincirleme reaksiyon aslında. Takımınızın iki ucu hem Avrupa hem de Türkiye’de bireysel hata ve genel performans konusunda ciddi zaaflar içerisindeyse, oyuna hükmedecek bir plan da üretemiyorsunuz. Kabul edelim, Fatih Terim 2011-12 sezonunda, üçüncü kez sarı-kırmızılıların başına geçtiğinde ikna edici bir oyun inşa etmesi sadece birkaç ayı almıştı ve takım normal sezonu rakiplerinin çok önünde bitirmişti. Şimdi ise 1 yılı geçmiş olmamıza rağmen maç içinde ikili oyunlardan ve ezber bozan bazı hamlelerin (Donk’un santrafor olarak kullanılması gibi) sonunda oluşan pozisyonlardan başka bir hücum planı görmekte zorlanıyoruz.

Maçın ikinci yarısının başında gelen golden sonraki 10 dakikada Galatasaray maçı alıp gidebilirdi aslında, ama dediğimiz gibi bu takımın rakibe kabul ettirdiği bir set oyunu halen yok, işin kötüsü çok güçlü bir hızlı atak planı da mevcut değil. Fatih Terim’in Selçuk-Diagne ve Mitroglou-Emre değişikliklerini anlayamayanlardanım. Örneğin haftalardır oldukça kötü oynayan Onyekuru kenara alınıp Emre oyuna dahil olabilirdi, böylece hem sol tarafta daha iyi iş yapacak bir Emre’yi oyuna almış olurdu, hem de Belhanda maçın son 10 dakikasında atakları başlatmak için kendi yarı sahasına kadar gitmek yerine Selçuk’tan servis alabilirdi. Tabii 4 günde 180 dakika çıkaracak bir Selçuk’un maç sonu performansı ne derece olurdu bu tartışılabilir.

Başakşehir, 8 puan gerisindeki takipçisinin Kadıköy deplasmanında 20 yıllık çizgisini kırıp bir sürpriz yapmaması halinde büyük bir avantaj yakalamış durumda. Birkaç hafta içinde ilk 3 sırasının, pozisyonları ile beraber fiilen kesinleştiği bir ligi bağlayabiliriz.