Yaşam savunucuları sokak hayvanlarının 'ölüm kampları'na mahkûm edilmemesi için Ankara'da bir araya geldi. 36 kitle örgütünün destek verdiği eylemde "Yüz binlerce masum hayvana bedel ödettiriliyor" denildi.

Esaret istemiyoruz

Dilara ŞİMŞEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından belediyeler tarafından sokak hayvanlarının toplatılmasına yönelik tepkiler dinmiyor. Dün yaşam savunucuları ve 36 kitle örgütü Ankara Ulus’ta “Barınak esaretine hayır” demek için bir araya geldi. Belediyelerin ‘katliam’ yaptığını kaydeden yaşam savunucuları hak ihlallerinin katlanarak arttığına dikkat çekti. Basın açıklaması gerçekleştiren yurttaşlar “Bin 389 belediyeden bin 200’ünde barınak yok, olanların ise hayvanların açlık ve hastalık içinde can verdikleri ölüm kampı” dedi.


Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Şu anda bakımevi olmayan belediyeler binlerce hayvan topluyor. 300-400 hayvanlık kapasitesi olan belediyeler ise on binlerce köpek topluyor. Nereye gidiyor bu hayvanlar? Bu hayvanlar katliam ve üreme döngüsü içinde, bir taraftan öldürülürken öte yandan hızla çoğalıyorlar. Tarım ve Orman Bakanlığı ne yazık ki şimdiye kadar 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu belediyelere uygulattıramadı, denetim yapmadı. Yeni çıkan 7332 sayılı yasa da 17 yıldır bakımevi kurmayan belediyelere yeni barınak kurmaları için 2-3 yıl daha süre tanıyarak katliam ve üreme döngüsüne geçit verdi. Sahipli iki hayvanın saldırısının bedeli, belediyelerce canlı canlı gömülen, yok edilen, öldürülen yüzbinlerce masum sokak hayvanına ödettiriliyor.”

Yaşam savunucuları ‘yasaklı’ ırk diye lanse edilen köpeklerin 14 Ocak’ta son bulan kayıt tarihlerinin uzatılmasını talep etti: “6 ırkın sahipleri, kısırlaşmayacak kadar küçük olanlar ile yaşlı olup narkoz alamayacakları kısırlaştıramamanın çaresizliği ile hayvanları sokaklara terk etmeye başladılar. Şu anda sokaklarda kırsalda, şimdiden terk edilmiş binlerce yasaklı ırk köpek var ve bunlar hızla üremeye çoğalmaya devam edecekler. Çünkü yasaya ‘bu yasaklı ırklara el konur, belediye bakımevlerine götürülür hükmü’nü koyan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bürokratları ve siyasilerin, Türkiye'de bin 389 belediyeden bin 200’ünde bakımevi olmadığından bile haberleri yoktu.”

ACİL TALEPLER

Yaşam savunucuları katliamların durması için acil çözüm taleplerini şöyle sıraladı:
Yasaklı ırkların ‘sahipleri ve belediyelerce’ sokağa atılmalarının önlenmesi için kayıt ve kısırlaştırma tarihinin uzatılmalı.
Fırsatçı belediyelerin vahşi toplamaları acilen durdurulmalı.
Kanun yapıcı bürokratların ve siyasilerin ve veteriner hekimler odaları ile bir araya gelerek, hem hayvanlarımızın ve hayvan sahiplerinin hakkının korunup güvenliğinin sağlanacağı yeni bir düzenleme yapılmalı.
Üretimin kesinlikle kontrol altına alınması için gerekli alt yapı ve mevzuatın oluşturulmalı. Petshop ve internet üzerinden canlı hayvan satışının kesinlikle yasaklanmalı.
Öte yandan eylem sonunda yaşam savunucuları tarafından sokak köpeklerinin belediye tarafından uygunsuz bir şekilde toplatılması da canlandırıldı.