1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle basın açıklaması yapan Esenyurt Kent Konseyi Emek Kurulu, hak arayan işçilerin Kod 29 ile tazminatsız şekilde işten atıldıklarına dikkati çekti, “Kod 29 ile işten atmalar yasaklanmalıdır” çağrısında bulundu.

Esenyurt Kent Konseyi Emek Kurulu: Kod 29 ile işten atmalar yasaklanmalıdır!

Esenyurt Kent Konseyi Emek Kurulu, 1 Mayıs Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. İşverenlerin pandemi koşullarının bahane ederek işçilerin en temel haklarını ihlal ettiğini vurgulayan Emek Kurulu üyeleri, hak arayan işçilerin Kod 29 ile tazminatsız şekilde işten atıldıklarına dikkat çekti.

Esenyurt Kent Konseyi’nin Esenyurt Belediyesi Kültür Merkezi’nde bulunan merkezinde düzenlenen basın açıklamasına Kent Konseyi Emek Kurulu’ndan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Uzmanı Saadettin Yıldırım, Kent Konseyi Emek Kurulu’ndan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Liman-İş Uzmanı Özbey Dursun, Emek Kurulu Emekçi Kadın Sorumlusu Aynur Çadırcı, DİSK Gıda-İş İstanbul Bölge Temsilcisi İbrahim Kızılyer, Birleşik Metal-İş Trakya Şube Sekreteri Rıfat Çodura, Kent Konseyi Başkan Yardımcıları Yusuf Ulu, Esat Gezer, Erdal Karasansar ve emekçiler katıldı.

Açıklamada, Emek Kurulu taleplerini de şu ifadelerle bildirdi:

► Kod 29 veya başka gerekçelerle işçileri istifaya zorlayarak işten atılma yasaklanmalıdır.

► Pandemi kurallarına uygun önlemler için servisler ve fabrika- çalışma ortamı denetlenmelidir.

► Mültecilere ve kadınlara yapılan ayrımcılık kaldırılmalı, eşit işe eşit ücret sağlanmalıdır.

► Çocuk işçi çalıştırma yasağına uyulmalı, uymayan işletmeler cezalandırılmalıdır.

► Büyük bir sorun haline gelen EYT'lillerin mağduriyetleri giderilmelidir.

► Kayıt dışı ve kuralsız çalışmayı teşvik eden ÖİB ve Mobil işçi simsarlığı yasaklanmalıdır.

► Pandemi bahanesiyle İşkence haline dönüşen 12 saat çalışma zorunluluğu kaldırılmalıdır.

► KÇÖ, Ücretsiz izin gibi uygulamalara son verilmeli, işçilerin hak ve prim kayıpları telafi edilmelidir.

► Anayasal hak olan sendikalaşmanın, sağlıklı ve güvenceli çalışmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır diyor;

Emek Kurulu’ndan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Uzmanı Saadettin Yıldırım tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Esenyurt 1 milyonu aşan nüfusuyla İstanbul’un en fazla çalışanı olan ilçelerindedir. İlçemizi kuşatan Firüzköy, Haramidere, Beylikdüzü, Silivri, Hadımköy, Kıraç gibi büyük ve orta ölçekli binlerce sanayii tesislerinde ve onlarca sanayi sitesinde, limanlarda ve hizmet sektöründe en az 400 bin civarında işçi emekçi Esenyurt sınırları içinde yaşamaktadır.

‘İŞÇİNİN HAKLARI ALENEN İHLAL EDİLMEKTEDİR’

Esenyurt Kent Konseyi Emek Kurulu olarak 6-7 ay öncesi sınırlı verilerle de olsa bir raporla çalışan emekçi arkadaşlarımızın üretim alanında karşılaştıkları sorunlara parmak basmaya çalışmıştık. Emek Kurulu olarak pandeminin birinci yılını aştığı bugün dahi somut verilere ulaşamamaktayız ve sınırlı bilgileri işçi arkadaşlarımızın pratik olarak yaşadıklarıyla harmanlayarak sonuçlar çıkarmaya çalışıyoruz. Türkiye genelinde sendikalaşmanın ortalama %10’lara dayandığı bir ortamda ilçemizdeki oran ise kabaca % 2'yi dahi bulmamaktadır. Fabrikaların birçoğunda işçinin iş kanunundan doğan hakları aleni şekilde ihlal edilmektedir. Pandemi döneminde çalışma yaşamının ve istihdamın devam etmesinin gerekliliği için çıkarılan 'Kısa çalışma Ödeneği ’, 'Nakdi Ücret Desteği', ‘İşçi çıkarmanın yasaklanması’ ve ‘esnek çalışma’ gibi yasal mevzuatlar çoğunlukla işverenler tarafından istismar edilmektedir.

‘İŞVERENLERİN TAVRI VİCDANLARI YARALADI’

Fabrikada iş olmasına rağmen; daha çok göçmen işçilerin ve kayıt dışı çalışmanın yoğun olduğu işyerleri ve işi fasona veren, işçisini Kısa Çalışma Ödeneği'ne veya ücretsiz izne mahkûm eden işyerleri az değil. Koronavirüse karşı işçileri koruyacak önlemleri almayı dahi maliyet olarak gören işverenlerin olduğunu da tespit ettik. İşyerlerinde gerçek vaka sayıları ve ölüm olaylarını gizleyerek üretime devam eden işyerleri oldu. "Çarklar dönsün de gerisi beni ilgilendirmez" anlayışıyla hareket eden işverenlerin tavrı vicdanları yaraladı. Kurumsallığını pandemi kurallarına uymakla gösteren, ücretli izinle çalışanının bu kötü günde evde kalmasına izin vermeyen, işçileri çalıştıran işyerlerinin olduğunun da altını çizelim. İlçemizde yaşayan işçilerin %90 ı pandemi süresince iş ve hak kayıplarına maruz kaldığını saha çalışmalarından çıkarabiliriz. İBB yardımlarına ve askıda fatura uygulamasına Esenyurt ilçesinin sıkça konu olması ilçemizde işsizliğin, açlığın, yoksulluğun boyutlarını göstermesi açısından ilgi çekici olduğu gibi; çalışanların aldığı ücretlerin düşüklüğüyle de bağlantılıdır.

Esenyurt diğer yanıyla İstanbul'da göçmen işçilerin, dolayısıyla kayıt dışı ve kölece çalışma koşullarının yaşandığı ilçelerin başında yer alır. Suriyeli, Afrikalı ve Asyalı işçilere bir de ÖİB'nın gündelikçi işçilerini eklediğimizde büyük bir iş gücü stoğu ortaya çıkmaktadır. Ağır ve sağlıksız koşullarda 10-12 saat çalışarak 2 bin TL alan göçmen işçilere rastlamaktayız. Orta ölçekli birçok fabrika dahi kayıt dışı göçmen işçi çalıştırmayı pandeminin nimeti olarak değerlendirmektedir.

‘İNİSİYATİF İŞVERENLERİN İKİ DUDAĞININ ARASINA BIRAKILDI’

Pandemiyi yaşadığımız bir yıl boyunca inisiyatif tamamen işverenlerin iki dudağı arasındadır. Sendikalaşan işyerlerinde görüşmeler ve TİS hazırlama prosedürleri askıya alındı. İş kanunundan doğan hakları için tavır koyan; anayasal hak olan sendikal örgütlenme girişiminde bulunan işçiler ‘ücretsiz izin’ silahıyla tehdide maruz kalarak korkutulmaya çalışıldı. Bu dönemde işçilerin sendikalı çalışmaya daha fazla ihtiyaç duyduklarını gözlemlememize rağmen, işsiz kalma korkusunun ağır bastığını işçilerle diyoloğumuzdan anlamaktayız. Çünkü patronların eli düne göre daha güçlüdür. Hakkını arayan işçiyi pandemi yasalarıyla kapının dışına koyma hakkına sahiptir. İşçinin bu uygulamaları kabul etmeme hali Kod 29 ile tazminatsız işten atılmasına gerekçe yapılmaktadır.

Üretim ve hizmet alanında kadın emeğinin erkeklere göre daha fazla sömürüye tabi tutulduğunu, kadın olmaktan kaynaklı yasal haklarının çiğnendiğini gelen şikâyetlerden bilmekteyiz.

Pandemiyi daha fazla kar için kendisine dayanak yapan sermayenin, kayıt dışı çalıştırma furyasının içinde çocuk emeği önemli bir yer tutmaktadır. Eğitim sisteminin EBA yöntemiyle sürmesi okul çağındaki çocukları merdiven altı atölyelerde çalışmaya ittiğinin bilincinde olduğumuzu söyleyelim.

İşçi ve emekçi sınıfların birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs'ı kutluyoruz. Tüm işçi arkadaşlarımızı işyerlerinde ve bulundukları her alanda 1 Mayıs’ı kutlamaya çağırıyoruz. 1 Mayıs yasaklanamaz, yaşasın 1 Mayıs!"