Baltimore’da büyük bir sosyal patlama olmuştu.
Patlamanın görünüşteki sebebi siyah bir adamın gözaltında iken polis tarafından öldürülmesiydi ama esas sebep eşitsizlikti.
Baltimore’un yoksul kısmında erkekler ortalama altmış üç yaşına kadar yaşıyor…
Zengin kısmında ise seksen üç yaşına kadar.
Yoksul kesimde her iki evden biri insanların barınması için uygun değil, ailelerin yarısında ya anne ya da baba yok, ortalama hane geliri yıllık on yedi bin dolar, insanların yüzde doksanı üniversiteye gitmemiş, çocukların yarıdan fazlası yılda en az yirmi gün okula devamsızlık yapıyor, her sene on ile on yedi yaş arasındaki gençlerin üçte biri tutuklanıyor.
Zengin kesimde ise ortalama yıllık gelir doksan bin dolar, yüzde yetmiş beşi üniversite mezunu, çocukların sadece yüzde sekizi yılda yirmi gün okula devamsızlık yapıyor, çocuk yaşta tutuklanma elli gençten birinin başına geliyor, ailelerin yüzde doksan üçünde iki ebeveyn var.
Bu bölgede bu isyanların olması zaten kaçınılmazdı.
•••
İsveç’te doktora sahibi olanlar arasında ölüm oranı master sahiplerine göre daha düşük.

(Aranızdaki doktora yapanlar beni dinlemeyi bırakıp hemen doktorasına sarılsın, çünkü bu bir ölüm kalım meselesi.)
ABD’li beyaz kadınlarda doğumda beklenen yaşam süresi on iki yıldan az eğitimli olanlarda yetmiş üç, on altı yıldan fazla olanlarda seksen üç; beyaz erkeklerden altmış yedi ve seksen bir.
Farz edin ki; ABD’de on beş yaşında bir erkek çocuksunuz, okula gidiyorsunuz ve okulda sizin gibi yüz çocuk var.
Aranızdan on üçü altmışıncı doğum gününü göremeden ölecek.
İsveç’in iki katı.
Pek çok Avrupa ülkesinden, Kosta Rika’dan, Küba’dan, Şili’den daha yüksek!..


•••
İngiltere’de çocukları on yaşına kadar takip edip zekâ düzeylerini incelemişler.
Yirmi iki aylıkken puanları yüzde on seviyesinde olan çocuklar eğer yoksul bir ailenin içindeyseler puanları düşük kalıyor…
Ama eğer zengin bir ailede yetişirlerse diğerlerini yakalıyorlar.
Şimdi bir de yirmi iki aylıkken puanları yüzde doksan seviyesinde olanlara bakalım.
Eğer ailesi zengin ise zekâsı yüksek kalıyor…
Fakir ise düşüyor.
Sosyal sebepler biyolojik sebeplerden ağır basıyor!..
•••
Çocuk ölümlerini annelerin eğitim düzeyleriyle kıyasladığımızda…
Eğitimsiz kadınların bebeklerinin ilk sene içinde ölme oranları ortaokul ve daha yüksek eğitim almış kadınlardan çok daha yüksek.
Burada bir şey daha görüyoruz.
Ülkeler arasındaki farklılık annelerin eğitimleri arasındaki farklılıktan daha az.
Demek ki; çocuk sağlığı için yapabileceğimiz en iyi şey kadınları eğitmek.
•••
Ülkemde, fakir insanların kendilerine iyi bakmadıkları, sigara içtikleri, iyi beslenmedikleri için kötü sağlık koşullarına sahip olduklarını düşünenler var.
Onlara diyorum ki…
Glasgow’a gidip yoksulların yaşamaya çalıştığı koşullara bak; iyi bir eğitim almadıklarını, iyi barınma koşullarına sahip olmadıklarını göreceksin.
Kişisel sorumlulukların ötesine bakmamız lâzım.
Davranışın sosyal belirleyicilerini esas almak gerekiyor.
•••
Dünya Tabipler Birliği Başkanı Profesör Sir Michael Marmot İstanbul’daydı.
Savaş, Göç ve Sağlık Sempozyumu öncesinde Cerrahpaşa’da konferans verdi.
Sağlıkta Uçurum: Eşitsiz Dünyanın Zor Sınavı.
Sir ünvanını halk sağlığı ve sağlıkta eşitsizlikler konusundaki çalışmalarıyla almıştı.
Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Komisyonu’nun da kurucularındandı.
Organizasyon iyi planlanmış, salon, çoğunluğu tıp öğrencisi, ağzına kadar dolu, ilgi öylesine yüksekti ki, bir buçuk saat yetmedi.
Sağlık Bakanlığı yöneticileri ise, tabii ki, yoktu.
Olsalardı…
Bir ülkenin sağlık sorunlarının beş dakikada muayene, herkese tomografi, mebzul miktarda MR, önüne gelene ameliyatla düzeltilemeyeceğini dinleyeceklerdi.
Oysa bizde “Vatandaş memnun, şekerim!”di.
Gerisine ne gerek vardı!..