Liberal kapitalist dünya düzeni çöküyor. Küresel düzenin sahipleri de bunun farkında. Farkındalığın ötesinde bunu açıkça dillendirmekten de imtina etmiyorlar. Silah endüstrisinin Davos’u olarak adlandırılan savaş ve silah baronlarını buluşturan Münih Güvenlik Konferansı yaşadıkları krizi en somut biçimde gösteren ayna niteliğinde. Endişeliler. Dünya dengeleri hızla değişiyor. Bir taraftan hegemonya savaşının daha da kızışacak olmasından diğer taraftan […]

Liberal kapitalist dünya düzeni çöküyor. Küresel düzenin sahipleri de bunun farkında. Farkındalığın ötesinde bunu açıkça dillendirmekten de imtina etmiyorlar. Silah endüstrisinin Davos’u olarak adlandırılan savaş ve silah baronlarını buluşturan Münih Güvenlik Konferansı yaşadıkları krizi en somut biçimde gösteren ayna niteliğinde.

Endişeliler. Dünya dengeleri hızla değişiyor. Bir taraftan hegemonya savaşının daha da kızışacak olmasından diğer taraftan da liberal dünya düzeninde oluşan boşluğun kim ya da kimler tarafından nasıl doldurulacağını bilememekten dolayı şaşkınlar.

‘Önce Amerika’ diyen Trump’ın ekonomik, siyasi, askeri duvarları çekmeye başlayarak içe kapanma hamleleri, liberal dünyanın bekçiliğini kimin yapacağı sorularını beraberinde getirdi.

HEGEMONYA KAVGASI

Avrupa ülkelerinin bu boşluğu dolduracak güç ve kudrete sahip olamayışları, Rusya ve Çin’in askeri ve ekonomik basıncı “liberal düzen”in geleceği ile ilgili soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
Ticaret savaşları, yeni bir Soğuk Savaş tartışmalarının yapıldığı dönemde yapılan konferansta liberal uluslararası düzenin geleceğine yanıtlar aranıyor.

ABD’de Trump’ın göreve gelmesi sonrasında dünyada değişen dengeler, büyük güçler arasındaki rekabetin yeni döneme etkileri, Avrupa Birliği’nin ve transatlantik ilişkilerin durumu, ABD, Rusya ve Çin arasında artan güç mücadelesi, Brexit, Suriye iç savaşı, İran nükleer krizi, Venezuela gibi her biri küresel denklemde dengeleri sarsacak sorunlar ortada duruyor.

PARÇALARI KİM TOPLAYACAK?

Konferans her yıl önemli bir buluşmaya sahne olurken, öncesinde açıklanan Münih Güvenlik Raporu yaşanan çaresizliği gözler önüne seriyor. “Büyük Puzzle: Parçaları Kim Toplayacak?” başlıklı rapor dünyanın içinde bulunduğu durumu çarpıcı şekilde anlatıyor.

Raporda açıkça bir dönemin kapandığı ve bugüne kadarki dünya politikasında kırılmanın yeniden nasıl şekilleneceğinin belirleneceği bir sürecin yaşanmakta olduğu vurgulanıyor. Bazı devletler liberal dünya düzeninin korunmasını istediği, ancak bunu koruyacak güçlerinin olup olmadığı konusunda büyük soru işaretlerinin olduğu kaydediliyor.

ABD, Çin ve Rusya arasındaki paylaşım mücadelesi raporda da açık bir şekilde ve öncelikli olarak yer alıyor. Bu güç mücadelesinin dünyayı tehlikeli sularda sürüklerken, liberal demokrasinin savunucusu olma iddiasındaki Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya, Kanada gibi ülkelerin bu iddiayı taşımaktan uzak olduğu örtülü şekilde ifade ediliyor.

YENİSİ KURULAMIYOR

Küresel hegemonya, güç ve nüfuz savaşında karıştırılan puzzle taşlarının yerine kimler tarafından nasıl ve ne zaman konulacağı konusunda asıl belirleyici olanın ABD, Çin ve Rusya olduğuna işaret ediliyor.

Dünyanın dört bir tarafındaki paylaşım mücadelesi katlanarak artıyor. Eski kudretinde olmayan ABD istediği oyunu kurmaktan uzak. Puzzle dağıtsa da parçaları birleştirmekten uzak. Gerileyen ABD hegemonyasına karşı Çin ve Rusya gibi aktörlerin atağa geçmesinin yarattığı basınç dünyanın dört bir tarafında açık veya örtülü çatışmalara yol açıyor.