Eski MİT’çi Mehmet Eymür, devam eden açıklamalarında MİT’in içinde yer aldığı yasa dışı işlere dair dikkat çeken bilgiler verdi, işkenceyi doğrularken bazı suikast planlarından bahsetti. Eymür, THKP-C’nin önder kadrolarından olan Ulaş Bardakçı’nın katledilmesi ve Mahir Çayan ile 9 arkadaşının katledildiği Kızıldere operasyonlarına ilişkin de konuştu.

Eski MİT’çi Mehmet Eymür’den işkence ve suikast itirafları

Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, T24’ten Gökçer Taçhincioğlu ile yaptığı söyleşinin ikinci bölümünde işkence ve MİT mensuplarının planladığı bazı suikastlara dair itiraf niteliğinde açıklamalarda bulundu.

ULAŞ BARDAKÇI VE KIZILDERE

Ulaş Bardakçı’nın katledildiği operasyon ile Mahir Çayan ve 9 arkadaşının öldürüldüğü Kızıldere Katliamı’nda yer alan isimlerden biri olan Mehmet Eymür, her iki olayda da ‘yargısız infaz’ın olmadığını savundu.

Eymür, Ulaş Bardakçı ve Kızıldere Katliamı hakkında şu ifadeleri kullandı:

“(Kızıldere'de ve Ulaş Bardakçı'nın öldürüldüğü operasyonda yargısız infaz yapılmadı mı?) Bu operasyonlarda vardım. Yargısız infaz yoktu, ben de ölebilirdim. Milim kaldı ölmeme… Bardakçı'nın kaldığı eve gittik. Kolejli bir kızın eviydi. Bina sahibi Mahmut Dikler'di. Siyasi şubenin başıydı Dikler. Evde girdik arama yaptık. Peruk buldum ben bir odada, yatak odasında. Aldım peruğu evin kiracısı olan Lale Arıkdal'a gittim, bu peruk kimin dedim. O arkadaşımın dedi. O arada bir kıyamet koptu. Benim girdiğim odaya giren polis memuru, fermuarlı dolabı açıyor. Ben de bakabilirdim orada, bakmadım. Kıza sormam beni kurtardı. Polis memuru yaralandı. Ağır yaralandı. Karnından yedi. O da ateş ediyor, dolap yıkılıyor. Ulaş Bardakçı böyle öldü. Dışarıdan da ateş açtılar bizimkiler. "Biz varız içeride" dedik. Hayatta kalmamız tesadüf. Kızıldere'de de yok yargısız infaz. Biz bir kere çok ikna etmeye çalıştık. Sonra keskin nişancı vuruyor Mahir Çayan'ı, öyle başlıyor. Damdayken vuruyor.”

İŞKENCE SORUSUNA YANIT: YAPMIŞIMDIR

Eymür, Tahincioğlu’nun, “Hep bahsediliyor ama kaba dayak, elektrik vs. gibi yöntemlerden. O yöntemler yok muydu?” sorusuna “Vardı” yanıtını verdikten sonra, “Siz yaptınız mı?” sorusunu da, “Yapmışımdır” ifadesiyle yanıtladı.

İşkence için pişmanlık duymadığını söyleyen Eymür, “Çünkü aşırı bir şey yapmadık” iddiasında bulundu. Eymür, MİT’in eski sorgu üslerinden biri olan Ziverbey Köşkü’nde yapılan işkencelere dair konuşmasında da işkence hakkında, “Başka türlü konuşma imkânı yoksa olabilir. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Çünkü çok inatçı tipler var. Başka türlü konuşturmak çok zor” ifadelerini kullandı.

İşkence konusu üzerine sorulan, “Çok sayıda insan faili olmadığı eylemleri üstlenmek zorunda kalmadı mı?” sorusuna yanıt veren Eymür, “Vardı, iyi sorgucu arkadaşlarımız vardı” demekle yetindi. Eymür, bu ifadesiyle işkence ile insanların bazı suçları üzerlerine almak zorunda bırakıldığını bir anlamda kabul etti.

“Peki bitti mi, bu yöntemler uygulanıyor mu?” sorusuna da Eymür, “E daha ağırları var. Ölümler var. Kayıp MİT mensubu var sorguya alınan…” diye yanıt verdi. “Çok sayıda kişi ortadan kayboldu, bunlar istihbarat operasyonu mudur?” sorusuna Eymür’den, “E tabii öyle” yanıtı geldi.

SUİKAST PLANLARI

Eymür, söyleşide MİT tarafından planlanan bazı suikastları da itiraf etti.

Eymür’ün konu hakkındaki sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

- Siz de operasyon yaptınız Öcalan için, sizinki neden planladığınız gibi gitmedi?

Maşallah her yerden engel aldık. Bugün cezaevinde olan Çevik Bir. O zaman istihbaratın başında. 1 ton patlayıcı aldık. Ertesi gün Cumhuriyet gazetesinde yazı çıktı, "MİT patlayıcıyı ne yapacak" diye. Cumhurbaşkanından, siyasilerden izin aldık. MİT Müsteşarı bile yapamaz izin almadan. İzin almadan nasıl yapacağız. Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı okeylemişti zaten. Takdim yapmıştık. Elimizdeki bilgileri bildirmiştik. Güzel bir takdimdi. Çalışmalardan bahsettik. Tamam dediler. Devam ettik. Yeşil vardı. Bir de asker şahıslar vardı. Oraya yolladığımız resmi görevliler vardı gizlice giren. Esasen başarısız da denilemez. Apo'yu öldüremedik ama öyle büyük bir patlama yaptık ki Suriye ürktü. O zamanki Kara Kuvvetleri Komutanı'nın bir beyanı oldu. O konuşmadan sonra Suriye'den çıkarttılar. Yani ön ayak oldu. Bir başarıdır. Korkuttu çünkü Suriye'yi. 17 metre çukur açılmış patlamanın olduğu yerde.

- Yapılan ya da engellenen başkaca eylemler var mı, Murat Bozlak'a (eski HADEP Genel Başkanı) suikasti engellediğinizi söylemiştiniz.

Kaşif Kozinoğlu, bana bağlıydı ama o planlamış. Ben onun tahkikatını yaptım. Engelledik.

- Somut engellenen başka olay?

Yavuz Ataç (eski MİT mensubu) olayı var, Amerikalılarla çalışan. Yazılı bilgiler var hakkında. Çakıcı'ya pasaport verme olayı var kendisinin. Benim makamımı bastı. Silah koymuş beline geldi. Zorla içeri girdi. Yumruk yumruğa girdik. Bundan dolayı ikimiz de ceza aldık. Çakıcı'nın mesajını getiriyormuş. Tehdit etti beni resmen. Çakıcı yakalansın istiyordum ben Amerika'da. Çakıcı'yı yoksa biz sadece bir operasyonda kullandık. Almanya'daki bir operasyondu. PKK'ya karşı bir operasyon. Başarısız olundu bu operasyonda. Hatta sızma oldu… Ben başka bir görev vermedim. O tarihlerde Korkut Eken eğitimini veriyordu. Çakıcı'nın iki sağlam adamı vardı. Onlar bu işlerdeydi. Biri öldü. Eken, puanının düşük olduğunu söylüyordu.

GLADİO VE BASINDAKİ MİT’ÇİLER

Çakıcı gibi dışarıdan elemanların da devlet tarafından yetiştirildiğinden bahseden Eymür, “Maraş, Çorum, Sivas katliamları var; yöntem bu mudur? Gladio böyle mi oluşur?” sorusuna, “Ordu yapıyordu bazı eğitimleri. Bu konularla ilgisini bilmem ama. Gladio dedikleri yapı böyledir” yanıtını verdi.

Eymür, söyleşi içinde basında MİT’çilerin çok olup olmadığına dair soruya, “Çok vardır” yanıtını verdi.