Google Play Store
App Store

Paleoproteomik bilim, gelecekteki çalışmalarla daha da gelişerek suç bilimlerinde daha fazla kullanılacak gibi görünüyor. Bu yeni bilim dalının sunduğu imkanlarla, geçmişin izlerini günümüzle birleştirmek mümkün.

Eski proteinlerle suçların çözümü

Ekin Aktaş - @anthroalaska

Yüzyıllardır tarihin tozlu sayfalarında gizlenmiş bilgi parçaları, yeni bilimsel tekniklerle gün yüzüne çıkmaktadır. Bu yeniliklerin en dikkat çekici olanlarından biri, "paleoproteomik" olarak adlandırılan, eski proteinlerin analizine dayanan bir bilim dalıdır.

Paleoproteomik, uzun yıllar boyunca sağlam kalabilen proteinler aracılığıyla geçmişin gizemlerini çözmeye olanak tanımaktadır. Ancak bu teknik, sadece tarih ve arkeoloji alanında değil, günümüz adli bilimlerinde de suçları çözmek için önemli bir araç haline gelmektedir.

ADLİ SEROLOJİ: ADLİ BİLİMLERDE YENİ UFUKLAR

Adli seroloji, kan, tükürük veya semen gibi vücut sıvılarının incelenmesini kapsamaktadır. Bu analizler, olay yerindeki izlerin insan kaynaklı olup olmadığını anlamaya yardımcı olarak suçun aydınlatılmasına katkıda bulunur. Ancak geleneksel analiz yöntemleri her zaman kesin sonuçlar vermeyebiliyor; bu noktada paleoproteomik yöntemler devreye girmektedir. Paleoproteomik tekniklerle proteinlerin moleküler yapısı analiz edilerek, vücut sıvısının hangi doku veya kaynaktan geldiği tespit edilebilmektedir. Dahası, çoklu analiz yaklaşımı, genomik, transkriptomik ve proteomik gibi farklı biyolojik veri setlerini birleştirerek daha güçlü bir analiz sunmaktadır. Bu sayede adli vakalardaki kimlik belirleme süreçleri, daha sağlam ve güvenilir bir yapıya kavuşmaktadır.

PARMAK İZİ: MOLEKÜLER İZLERİN GÜCÜ

Bir olay yerinde bırakılan parmak izleri, sanılanın aksine sadece parmak izi şekliyle değil, izdeki proteinlerle de suç hakkında bilgi verebilmektedir. Parmak izlerindeki proteinler, olay yerinde failin bıraktığı izlerin moleküler profilini ortaya koymak için analiz edilebilmektedir. Özellikle son yıllarda geliştirilen “in situ proteomik” analiz yöntemleri sayesinde, bu izler laboratuvarda incelenebilmektedir. Böylelikle, suçlunun olaydan önce ya da suç esnasında neler yaptığına dair moleküler düzeyde çıkarımlar yapılabilmektedir.

PALEOPROTEOMİK LABORATUVARLARININ ZORLUĞU: KİRLİLİK VE KONTAMİNASYON YÖNETİMİ

Eski protein analizleri hassas bir laboratuvar ortamı gerektirmektedir. Proteinler, modern kirliliklerden etkilenebildiği için laboratuvarda kullanılan malzemelerden araştırmacıların giydiği kıyafetlere kadar her şey özenle seçilmek zorundadır. Örneğin, laboratuvardaki havadaki tozdan gelebilecek insan keratinleri veya kullanılan bazı laboratuvar reaktifleri protein kirliliğine yol açabilmektedir. Ayrıca, örneklerin saklanması ve taşınması sırasında modern proteinlerle temas etmesi halinde analiz sonuçlarında yanıltıcı bulgular ortaya çıkabilmektedir. Kütle spektrometresi analizleri sırasında kirliliğin minimuma indirilmesi için her numunenin öncesinde “enjeksiyon boşluğu” adı verilen özel bir temizleme aşaması yapılmaktadır. Bu aşamalar, analiz sürecinin bütünlüğünü korumak adına kritik öneme sahiptir ve bilim insanları tarafından büyük bir titizlikle uygulanmaktadır.

TARİHİ VE ADLİ ÇÖZÜMLEMELER İÇİN STANDARTLAR GELİŞİYOR

Paleoproteomik analizlerin güvenilirliğini artırmak için bilim dünyası çeşitli standartlar geliştirmekte, örneğin, elde edilen protein verilerinin doğruluğunu kontrol etmek amacıyla araştırmacılar, “çapraz kontaminasyon” denetimi adı verilen özel bir teknik kullanmaktadır ve bu sayede, laboratuvardaki modern proteinlerin eski protein analizine karışması engellenmektedir. Ayrıca, laboratuvar ortamındaki keratin gibi yaygın kontaminantlar için özel kontroller yapılması önerilmektedir. Paleoproteomik analizlerin doğru sonuçlar vermesi için gerekli bu standartlar, gelecekte bilim insanlarına daha güvenilir analiz sonuçları sunmayı hedeflemektedir.

SONUÇ: ESKİ PROTEİNLERLE SUÇLARIN İZİNDE

Paleoproteomik, geçmişin kapılarını aralayan güçlü bir araç olarak hem tarih bilimi hem de adli bilimler için devrim niteliğinde bir yenilik sunmaktadır. Tarihi bir eserdeki proteini analiz ederek eski toplumların yaşam tarzlarına dair bilgiler elde edebiliyorken, bir adli vakada bulunan bir iz protein analiziyle kimlik belirlemek veya suçun nasıl işlendiğini anlamak da mümkün hale gelmektedir. Bu bilim dalı, aynı zamanda arkeolojik kalıntılar üzerinde yapılan araştırmalarda güvenilirlik sağlamak için titizlikle belirlenmiş standartların gerekliliğini de vurguluyor. Paleoproteomik bilim, gelecekteki çalışmalarla daha da gelişerek suç bilimlerinde daha fazla kullanılacak gibi görünüyor. Bu yeni bilim dalının sunduğu imkanlarla, geçmişin izlerini günümüzle birleştirmek ve adaletin hizmetine sunmak artık çok daha mümkün. Bu anlamda, paleoproteomik, suçların çözümünde bilim dünyasına sunduğu katkılarla heyecan verici bir geleceğin kapılarını aralamaktadır.