Tek adam yönetimi Suriye’nin kuzeyine bir kez daha girmek için tüm koşulları zorluyor. Her ne kadar “izin almadık” denilse de Washington’dan Moskova’ya çalınmadık kapı bırakılmadı. “Bir gece ansızın gelebiliriz” metaforuyla bir taraftan operasyon niyeti dışa vuruluyor diğer taraftan da Şam yönetimi ile görüşme arzusu dillendiriliyor. Diğer taraftan da İhvan’a mesafe koyma karşılığında Mısır ve Körfez Arap ülkeleriyle el sıkışıyor.

Tüm bu gelişmeler dikkat çekici biçimde vuku bulurken Ortadoğu ekseninde yaşananlar sahadaki aktörleri, ittifakları ve çatışmaları da etkiliyor. Peki, koparılan tantananın arka planında neler var:

1) İç dengeler: Operasyon ısrarındaki en büyük neden iç politikayla alakalı. Seçime doğru yol alınırken AKP-MHP İttifakı’nın sıcak paraya ve bir maceraya ihtiyacı var. Olası bir kara harekâtı ülke içindeki pek çok sorunun üstünün en azından bir süreliğine de olsa katılmasına yarayacak. Harekat üzerinden bir taraftan milliyetçi-muhafazakar kitleyi konsolide edecek olan iktidar, diğer taraftan da 6’lı Masa bileşenleri de dahil olmak üzere muhalefeti de hizaya dikmiş olacak. Körfez’den akan para ise bir manipülasyon aracı olarak kullanılacak.

2) Dış dengeler: Uluslararası siyasette yaşanan gelişmelerin oluşturduğu boşluk Saray rejimine kullanabileceği manevra alanları oluşturdu. Suriye savaş sahasının sponsorları ABD ve Rusya ile İran’ın kendi içleri ve birbirleriyle olan ilişkileri AKP’de krizi fırsata dönüştürme fırsatçılığına dönüştü. Rusya’nın Ukrayna’ya saplanması, ABD’nin Çin-Rusya mesaisi, İran’ın toplumsal ayaklanmayla meşguliyeti Suriye’de yeni fırsatların penceresini açtı.

Aktörler, taşeronlar, ittifaklar: son durum ne?

İçerideki ve dışarıdaki gelişmeler, değişen koşullar aktörleri hamle yapmaya iterken bu durum sahadaki aktörleri, ittifakları ve cephe hattını da etkiliyor. Suriye’de pek çok yerel, bölgesel, küresel oyuncu var. Devlet dışı aktörler; ÖSO/SMO, HT/El Nusra, SDG/YPG, IŞİD, Hurras el-Din küresel aktörler; ABD, Rusya, İngiltere, Fransa. Bölgesel aktörler; İran, Türkiye, İsrail, Körfez Arap ülkeleri. Suriye’deki mevcut durumu, aktörleri ve pozisyonları kategorize edersek.

1- Rusya, Kütlerle Şam’ı masaya oturtma peşinde

Suriye sahasının en önemli aktörlerinden Rusya, Suriye Kürtleri ile Şam yönetiminin masaya oturmasından yana.

Ana omurgasını YPG oluşturduğu SDG’nin lideri Mazlum Kobani geçen günlerde bu durumu net şekilde açıkladı. Suriye üzerindeki nüfus alanını genişleten Moskova’nın Ankara ile ilişkileri derinleşirken, Kürtlerle de yakın bir diyalog halinde. Ne Kürtleri ne de Ankara’yı ABD’ye kaptırma niyetinde değil. ABD ile açık bir ittifak içinde olan SDG ile Washington’ın kadim müttefiki Ankara arasında bir denge arayışında.

2- ABD, SDG ile Ankara arasında ‘iş’ peşinde

Fırat’ın doğusuna çöken Amerikan yönetimi, Türkiye ile Suriye Kürtleri arasında, birini diğerine pek öncelemeden ince bir “denge” tutturmaya çalışıyor. Ankara’nın operasyon basıncı karşısında kontrollü harekâtlara izin veren Washington, bir taraftan da Kürtleri çeşitli vaatlerle yanında tutuyor. Benzer şekilde Şam’la da istihbari düzeyde görüşmeler içinde. CIA elemanları sık sık Şam’a ziyaretler düzenliyor. Esad’ın bu savaşı kazandığı kabul görmüş durumda.

3) İran, mutlak suretle Şam’ın yanında

İran, Suriye sahasında pek çok aktöre karşı da bilek güreşinin içerisinde. ABD ve İsrail ile Suriye coğrafyasında kapışan İran, Kürt gruplara karşı Ankara ile aynı noktada buluşuyor. Kendi Kürt sorunu vesilesiyle olası bir kazanımı kendine tehdit olarak gören Tahran, Ankara ile benzer şekilde Kuzeydoğu Irak’a askeri harekâtlar yapıyor. İran, Suriye’nin 2011 öncesine dönmesi için Şam ile mutlak bir fikir birliğine sahip.

4) İsrail, istikrarsızlık ve çöküş peşinde

Sahanın görünmeyen en kritik oyuncularından birisi olan İsrail’in stratejisi kuzeydeki komşusu Suriye’nin çökmesi. Kağıt üzerinde savaş halinde olduğu, topraklarını ilhak ettiği Suriye’nin içine sürüklendiği istikrarsızlıktan çıkmamasını kendi bölgesel politikalarının bir parçası. Cihatçıların Suriye’yi yıkıma uğratması için her türlü desteği sağladı. Sık sık Suriye topraklarını vuran Tel Aviv, “baş düşman” İran’ın Akdeniz’e uzanan kolu olarak gördüğü Suriye’nin güçten düşerek devre dışı kalmasını kazanım olarak görüyor.

5) Körfez ülkeleri, rüzgâr nereden eserse

Suudi Arabistan, BAE, Katar gibi ülkeler de cihatçıların kaybetmesi sonrası ibreyi Şam’a kırmak zorunda kaldılar. Bu ülkelerden bazıları Şam’da elçiliklerini yeniden aktif hale getirirken Suriye’nin Arap Ligi’ne kabulü de gündemde. Körfez’in Türkiye ile anlaşıp para kesesinin ağzını açmasının arka planındaki etkenlerden birisi de siyasal İslamcı iktidarın Ortadoğu’daki “u dönüşleri” yani Ankara’nın İhvan’ı satması ve Şam ile görüşmeye yeşil ışık yakması var.

BİR GECE ANSIZIN NEREYE?

Erdoğan yönetimi olası bir kara harekâtı için bastırırken Suriye sahasındaki aktörlerin birbirleriyle ilişkileri pazarlıklarlar, tavizler ve restleşmelerle başka bir boyuta evriliyor. "Bir gece ansızın" metaforuyla ağızlara plesenk edilen askeri harekatın ülkeyi yeni bir maceraya sürüklemekten, Suriye kaynaklı sorunları daha da derinleştirmekten başka bir sonuç üretmeyecektir.