Newcastle United’ın Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili iddilar ve hak ihlalleriyle tepki çeken Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman'a satılması sporun ne kadar kirlendiğinin kısa bir özeti.

Eskiden orada bir spor vardı

Jonathan WILSON*

Futbol hiçbir zaman saf olmadı. Kulüplere yatırım yaparak itibarlarını artırmak isteyen zenginler her zaman oyunun içindeydi. Amatör günlerinde bile futbol çürümüştü. Amatörlüğün kendisi işçi sınıfının oyunu ele geçirmesini önlemek için burjuvalar tarafından kullanılan bir bariyerden ibaretti.
Kulüpler her zaman diktatörlere, uyuşturucu baronlarına, dolandırıcılara aitti. Ve yine de İngiltere'de ‘taraftar ruhu’ bir şekilde varlığını sürdürdü.

Kulüpler bölgelerinin simgesi, yerel halkı temsil eden kurumlar gibiydi. Hiçbir kulübün stadı da şehrin üzerindeki bir tepede, ufuk çizgisinin açıkça görülebildiği Newcastle’ınki gibi değil. Ve şimdi o eşsiz stada sahip olan kulüp yabancı bir oligarka satıldı. Denizaşırı bir yatırımcıya satılan başka bir miras varlığı, küresel kapitalizmin ve diplomatik politikanın daha büyük oyunlarında bir piyon haline geldi.

‘ÖLÜMCÜL BİR DEVLET’

Bu da geçen perşembe günü St James' Park'ta kulüplerinin satılmasının ardından neşeyle şarkı söyleyen taraftarların görüntülerini daha dokunaklı kılıyor. Kulüp artık üç yıl önce Avam Kamarası'nda** Newcastle İşçi Partisi Milletvekili Chi Onwurah tarafından ‘ölümcül bir devlet’ olarak tanımlanan Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'na (PIF) ait.

‘BAĞLANTILARI YOK’

Premier Lig'in PIF’in Suudi Arabistan devletinden bağımsız bir kurum. Belki bu kelimeyi yeterince sık söylerseniz, kendinizi bunun doğru olduğuna ikna edebilirsiniz. Sonuçta PIF’ın başkanı Muhammed bin Salman'ın aynı zamanda Suudi Arabistan'ın Veliaht Prensi olması kaderin tatlı bir tesadüfünden ibaret olabilir. Varlıklar o kadar ayrı ki, aslında PIF Yönetim Kurulu’nda, Doha merkezli yayıncı beIN Sports'un beoutQ tarafından korsanlığa son vermekten sorumlu medya bakanı vekili Majid al-Qasabi oturuyor. Hatta beIN'in Suudi Arabistan'daki lisansının restorasyonu için Suudi Rekabet Genel Otoritesi ile ilişki kurmasını gerektirdi. Bundan daha ayrı ne olabilir!

Premier Lig açıklamasında, yasal olarak bağlayıcı ayrılık garantilerine sahip olduğundan bahsediyor ancak bunların tam olarak ne olduğunu tespit etmek zor. Ne de olsa Suudi Arabistan'da bağımsız yasal tavsiye almak neredeyse imkânsız ve Premier Lig'in Suudi devletine karşı yasal işlem başlatması fikri oldukça gülünç. Özetle modern futbol yönetiminin en büyük sorunlarından biri şu: Sahiplerin çoğu o kadar zengin ki onlara asla hesap sorulamaz.

Peki bu konu gerçekten Premier Lig'in umurunda mı? Premier Lig için faaliyet gösteren bir hukuk firması olan Bird & Bird, PIF ile Suudi devleti arasında gerçekten bir ayrılık olup olmadığını araştırmak için bir dizi uzmandan yararlandı. Bunlardan en az üçü, Suudi Arabistan Krallığı'nı PIF'ın nihai yararlanıcısı olarak tanımlayan Suudi hükümeti belgelerini sunarak iki kurum arasında herhangi bir bağlantı olmadığı sonucuna vardı.

JOHNSON’I TEHDİT ETMİŞTİ

Premier Lig, devralmanın başlangıçta engellenmesinin nedeninin korsanlık olmadığına dikkat çekiyor. Bunun yerine PIF, yöneticiler ve sahipler testiyle ilgili olarak dördüncü formu doldurmamıştı. Bu formu ancak korsan yayın sorunu çözüldükten sonra doldurdu. Diyalog birkaç aydır devam ediyordu ve Bin Salman'ın Boris Johnson'a, anlaşmanın engellenmesine devam edilmesi halinde İngiliz-Suudi ilişkilerinin zarar göreceğine dair yaptığı uyarı sonucu konunun ‘mutlu sona’ ulaşması pek şaşırtıcı değil. Haliyle ayrılık fikri herkes için ‘faydalı’ bir fikir.Bu anlaşma medya, kadın hakları, eşcinsel hakları veya dini azınlıkların hakları konusunda endişelenmeyenlerin spor izlemeye devam edebileceği anlamına geliyor. Öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı veya hapisteki blog yazarı Raif Badawi için endişelenmek yerine Newcastle'ın Philippe Coutinho'yu mu yoksa Eden Hazard'ı mı transfer edeceğine dair konuşmaya devam edebiliriz.

Mesele aslında bu kadar karmaşık değil. Tüm şaşırtmacalar ve ikiyüzlülükler için, Newcastle taraftarlarının ve daha genel olarak futbolun sorması gereken tek bir soru var: İşkence ve cinayet hakkında ne hissediyorsunuz?

* Gazeteci, yazar
** Birleşik Krallık'ta üyeleri beşer yıllık dönemler için seçimle işbaşına gelen milletvekillerinden oluşan alt meclis.

Kaynak: The Guardian
Çeviren: Spor Servisi