Eskişehir'de üniversite öğrencilerinden Boğaziçi direnişine destek: Direnenlere selam olsun

Eskişehir'de üniversite öğrencileri, Boğaziçi Üniversitesi eylemlerindeki gözaltılara ilişkin tepki gösterdi.

Üniversite öğrencilerinin yaptığı açıklamada, "Boğaziçi Üniversitesi’ne 'kayyum rektör' atanmasına karşı üniversite öğrencileri başta olmak üzere akademisyenlerin, çalışanların ve diğer üniversite bileşenlerinin başlattığı mücadele sürüyor. Dün, 'kayyum rektör' Melih Bulu bir kez daha protesto edilirken öğrenci arkadaşlarımız sarayın polisi tarafından saldırıya uğradı. Kampüsü cezaevine, kışlaya çevirmeye çalışan sarayın polisi, öğrenci arkadaşlarımıza 'aşağıya bak' diye emirler yağdırdı. Bu da yetmezmiş gibi saldırının ardından 159 arkadaşımız gözaltına alındı. Eskişehir’den Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırmak için buradayız. Ali İsmail’in şehri Eskişehir’den Boğaziçi Üniversitesi’nde direnenlere selam olsun" ifadeleri kullanıldı.

"Eskişehir’de üniversitelerde tek adam rejimi tarafından atanan 'kayyum rektörler', biz öğrenciler ve akademisyenler tarafından kabullenilmemekte, sevilmemekte, sahiplenilmemektedir" ifadelerine yer verilen açıklamada, "Boğaziçi Üniversitesi’nde de olan budur. Melih Bulu atamasının üzerinden 4 hafta geçtiği halde henüz rektör yardımcısını belirleyebilmiş, seçtiği danışman da kendisiyle çalışmayı reddetmiştir. Boğaziçi'ni temsil eden kişiler zaten kategorik olarak Bulu'yu reddetmekte, rektör olarak kabul etmemektedir. Buradan bakıldığında AKP’nin yani tek adam rejiminin ne kadar sıkıştığı görülmektedir. Bulu artık inadından vazgeçmelidir, kendisi rektör değil kayyumdur. Derhal istifa etmelidir" denildi.

"BİZ BU FİLMİ DAHA ÖNCE DE İZLEMİŞTİK"

"Kayyum Rektör Melih Bulu’nun atandığı günden beri üniversite bileşenleri başlattıkları mücadeleyi daha ileri taşımak için üniversitenin içerisinde forumlar, toplantılar, sergiler örgütlüyorlardı" denilen açıklama, şöyle devam etti:

"Bu süreçte iktidar ise her zaman olduğu gibi olayları çarpıtarak ve halkın dini duygularını sömürerek öğrencilerin haklı taleplerinin üzerini örtmeye çalıştı. LGBTİ+lar başta olmak üzere kendinden olmayan herkesi ötekileştirme yolunu seçti. Kadın öğrencileri giydikleri elbise üzerinden aşağılamaya kalktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyanet İşleri Başkanı ve paralı AKP trolleri, sosyal medya üzerinden öğrencileri hedef gösteren açıklamalar yaparak saldırıya geçtiler. Ardından gözaltılar peş peşe geldi ve 2 arkadaşımız tutuklanırken 2 arkadaşımıza da ev hapsi cezası verildi. Biz bu filmi daha önce 'camiye ayakkabıları ile girdiler, camide içki içtiler, benim başörtülü bacılarıma saldırdılar' yalanlarında izlemiştik. Yavuz hırsız bu sefer ev sahibini bastıramayacak. Bu yalan ve çarpıtmalarınız nafile, bizler, tıpkı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrenci arkadaşlarımız gibi, akademik ve bilimsel özgürlüğümüze, tek adama karşı özerk, demokratik üniversite mücadelemize sahip çıkmaya, LGBTİ+ların onurlu mücadelesini savunmaya devam edeceğiz."

"ÜNİVERSİTE KAMPÜSLERİ KIŞLA DEĞİLDİR"

"Dün polisin öğrenci arkadaşlarımıza tavrı ne yazık ki tarihe kara bir leke olarak geçmiştir" ifadelerine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İktidar, atadığı rektörü kurtarmak için ikna ile yapamadığını zor ile yapma çabasındadır. Özgür ve özerk olması gereken üniversite kampüsü polislerin tacizleri, hakaretleri, emirleriyle esir alınmaya çalışılmaktadır. 'Aşağı bak!' gibi aşağılayıcı sözler sadece Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrenci arkadaşlarımıza değil hepimize edilmiştir. Üniversite kampüsleri kışla değildir. Bize boyun eğdirmeye çalışanlara sözümüz şudur: Üniversite öğrencisi aşağı bakmaz, emir almaz, biat etmez. Bu nedenle demokratik, özgür, özerk üniversite için mücadelemizi başımız dik bir şekilde sonuna kadar sürdüreceğiz."